akp'lilerin akp'ye oy verme nedeni

belki daha zalim bir hükümet gelebileceği için akp'ye sımsıkı sarılırlar (bkz: chp).
belki yalakalık
belki cahillik
belki de akp'ye oy vermeyi farz ibadet olarak görürler

nitekim deli kadirin meşhur bir sözü var:

islaam bunu emreedeeer ahlak bunu emreeedeeer!

güney afrika cumhuriyeti'ndeki siyahların, kötü ekonomi ve güvenlik problemlerine rağmen a.n.c'ye oy vermesiyle aynıdır. eğer a.n.c kaybederse beyazlar gelir ve yeniden apartheid olur korkusuyla oy veriyorlar.
türkiye'de insanların başa kim gelirse gelsin, hak ve hürriyetlerinin korunacağına dair ümitleri yok. o yüzden onları korkutmak ve oylarını almak kolay oluyor.

akıllıları çıkarı ve rantı için, cahil ve eğitimsizleri ise yıllardır embesilce, kalitesiz, dogmatik yaşam biçimlerinden dolayı adeta ırgat olarak görülüp dışlandığından, aklınca kendinden olmayanların sürünmesi için oy veriyor. o yüzden diyorlar işte; ülke yansa da yıkılsa da oyum akp'ye diye.

bu iki genotip çocukların, gençlerin, öğrencilerin, ülkenin yıllarını kendi amaçsız ihtirasları uğruna heba etti. ben artık bu iki tipe küfür ve beddua etmiyorum. haklarında söylenecek sözü sizlere bırakıyorum.

bana göre sol grubun iktidarında iş , aş ve eğitim imkanı bulamayanların , kendi sağ partilerinde bu olanağa ulaşabileceklerini düşündüğü için oy vermeleridir. iki tarafında tuttuğu durum ideolojiden ziyade menfaat meselesini oluşturduğu için buna siyaset diyenin aklına şaşarım.

akp'ye oy verenlerde "solun yüksek kesime hitap ettiği ancak akp'nin her kesime hitap ettiği" iddiası var. bu da halkın o partide kendiyle ilgili bir şeyler bulmasını sağlıyor bence. neden olarak bunu görüyorum.
genel olarak hobaleeey uçuyoruuz, ekonomide haydii zirvedeyiiz yeeppaaa tarzında takılıyorlar. güzel bir hayal dünyaları var.

mantıklı olmak için yaptıklarını düşünüyorum. akp'lilerin liberal demokrat parti'ye oy vermeleri biraz tutarsız olurdu.

(bkz: islam)

saçma sapan hakaretler etmeyin. körü körüne bağlı olsa bile insanlar kimseye bir şey diyemezsiniz. hindistan'a ineklere tapıyor mallar demek ki gibi bir şey bu. analarını sunmak falan söylenecek söz mü. herkes doğru bir akp ye oy veren yanlış sanki.

cunku akpye rakip muhalefet yok. ikna olamiyorlar.

“abi hepsi ayni kime vereceksin ki “
bunun anlami su,

“ekonominin, ulkenin icinden gectiler bunun farkindayim ama ben akp ye yine vericem bu da benim bahanem “

muhalefet yok dendi belediye secimlerinde ankara,istanbulu aldi muhalefet ne oldu kotu mu oldu ?

hani baska verecek yoktu kime vereceksin ki deniyordu.

ben gercekten anadoluda ki din etkisiyle bir omur demokrat parti ve turevlerine verecek zihniyet ve akp den ihale,para alan kesim disinda destekleyenlerin fikrini merak ettigim konudur.

büyük bir çoğunluğu recep tayyip erdoğan'ın dünya lideri olduğuna inanıyor olması. geriye kalan azınlık ise mevcut konumunu koruma telaşıyla oy veriyor. haziran 2023 seçimlerinde azınlıkta kalan seçmenden bir şey beklemek saflık olur da dünya lideri olmadığını gören çoğunluk seçmenin oyları seçimi belirleyecektir.

kemik % 25 ; işsizim veya dar gelirliyim, akapeden yardım alıyorum
tamam anca karnımı doyuruyorum, ama neredeyse hiç çalışmıyorum
hesap soran eden yok, kafama göre takılıyorum
para karşılığı oyumu satıyorum, yatıyorum uyuyorum.

-bir takım devlet memurları (hepsi değil) ; akapeden yolumu buluyorum
zaten torpile gelmişim buraya birde iktidar değiştiğinde belki işimi kaybedecem,
belki bir takım işlerim nedeniyle sadece işden atılmakla de kalmayıp,
belkide yargılanacam ve ceza alacam, hapis yatacam. oysa şimdi kıralım.

-krema tabaka ; valla bize bir zararları yok, işlerimiz daha da gıcır oldu.
böyle bir şansı niye riske edelim ? bunun yerine gelecek olan
ya bu kadar bize itaat etmezse ? neden uğraşalım ?

sebebi basittir.
her siyasi parti bir seçenek sunar insanlara.
pazara gittiğinizde kafanızda bir ürün almak varsa, önce pazarın başından sonuna kadar gider, fiyatları ve ürün kalitelerini kontrol edersiniz.
dönerken de hangi tezgahtan ne alacağınıza karar verip ona göre o tezgaha gidersiniz.
siyasi partiler de böyledir. kim hangi pazar tezgahında mutluysa oradan alışveriş yapar. kimseye "niye buradan alışveriş yaptın " diye sorulamaz. çünkü bu tamamen bir tercih meselesidir.
kimi iyi yerleri tercih eder, kimi de çerik çürük ama ucuz ürün satan yerleri.
ama pazarın en yoğun yerlerine dikkat edin, tezgahların bilerek birbirine yaklaştırılarak geçişin daraltıldığı ve çok kalabalıkmış algısı oluşturulan, çığırtkanların sürekli bağırdığı, karşı tezgaha laf attığı, karşı tezgahtaki çığırtkanın da karşılık verdiği, bazen sıkıcı, bazen eğlenceli dalaşmaların olduğu yerlerdeki tezgahlar en çok satış yapan tezgahlardır. pazarın en popüler olan yeri burasıdır. hem oluşturulan yapay yavaşlatma, hem de insanların ilgisini çekme çabaları nedeniyle o bölgede acayip bir satış olur. şimdiki cumhur ittifakı ile millet ittifakının bulunduğu yerdir orası. bir tarafta 3 pazar tezgahı, diğer tarafta ise 7 pazar tezgahı. çığırtkanlar sürekli kendi ürünlerini övüp, karşı tezgahtaki ürünleri kötülüyor. oradan geçenler de çığırtkanlardan etkilenme derecesine göre hangi tezgaha geleceklerine! karar veriyorlar.

siyasi partilerin pazar tezgahları ile olan benzerliği ne kadar ilginç değil mi?

hangi partiye oy veriyorum diye düşünmeyin. "acaba hangi çığırtkanın lafına uydum da hangi tezgaha getirildim" diye düşünüp, parti tutma olaylarına bu açıdan bakın.

bir alternatifi olduğunu düşünmemeleri. dahası bir alternatifi olmadığına inanmaları. bu istikrarı başka şekilde açıklayamıyorum.