akşama bir şiir bırak

niceleri geldi, neler istediler;
sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler.

ömer hayyam

ben bakmaya kıyamazdım,
korkar da incinirsin diye,
sen üç kuruşa sattın,
kahpelik olsun diye...

çok leziz şiir yahu.

alma gavgâ başına evlenme sultân ol yüri
agu katma aşuna evlenme sultân ol yüri
 
gez mücerred gözün aç olsun sana tag üsti bâg
habse salma sen seni evlenme sultân ol yüri

uyma nefsüne sakın kim kul eder bir avrete
pâdişâh ol olma kul evlenme sultân ol yüri

evlenen bahre düşer evlâdı olan gark olur
sen kenâr-ı bahrı tut evlenme sultân ol yüri

etini it gövdesin bit yer desünler erkegün
sen seni yeme amân evlenme sultân ol yüri

yanılup ger evlenürsem bana yârân uymasun
yine virdümdür derem evlenme sultân ol yüri

ey müderris hak seni lutfından âzâd eyledi
gel yenile olma kul evlenme sultân ol yüri

sesini duyuyorum rüyalarımda
gözlerimi kamaştırıyor ışığın
rüzgar sen gibi dokunuyor bana ben doğuyorum ...

- özdemir asaf

bedri rahmi eyüboğlu

her zorluğu beraber aşarız demiştin,
hiç bir zaman ayrılmayız demiştin,
vurmaz dedim felek sillesini,
en ağır darbeyi vurup gitmişsin.

ne sevmeyi becerebildik ne de sevilmeyi.
oysa kim güzelleşmiyor sevgiyle?
biz çirkin kaldık.

gecenin şarkısı markısı kimindir
hangi şarkısı üstelik
gecenin şarkısı senin olsun ben istemem
üstelik o şarkı herkesindir
çünkü bulutlar konuşur
kuşlar uyur
ses uyanır
şimdi kimindir gecenin şarkısı

kimi hüzzamdan bir şarkı besteler uykusunda
otlar büyür
ocaklara girilir madenlerde
ne düşler görür insan kimbilir

gece onundur
-turgut uyar

apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
bil ki seni düşünüyorum

bu şiiri ona adamıştım, ve üşüdü gitti annabel lee
(daha sıcak birine)

şöyle oldu böyle oldu edebiyat falan
kelimeleri sıraladım cinsellik yalan
şair taklidi yaparım amaç 250 gram
yaşasın edebiyat yaşasın rt erdoğan.

seni bulana kadar çok örselendim, çatlaklarımdan sana süzülen kirli sularım için özür dilerim.
kapatmaya çalışırken yaralarımı, kabuklarımla kalbini çizdiğim için özür dilerim.
gözlerimden sızarken öfkem, yanaklarını ısıtıp üşüttüğüm için özür dilerim.
kalbim dengesini kaybetmiş bir kaya parçası gibi inerken yokuş aşağı, üstünü başını toza buladığım için özür dilerim.
bileklerimden yolmaya çalışırken zehirli sarmaşıkları, ellerinde bana sunduğun cennet bahçesini bu da yeşilin başka tonu deyip tüm ormanını yaktığım için özür dilerim.
nefesin dolaşırken şeytan icadı kutuların içinde kuşları dinlediğim için özür dilerim.
dudakların ısıtmaya çalışırken ellerimi ceplerimde taşıdığım için özür dilerim.
(bavul adam)

tahir olmak da ayıp değil,
zühre olmak da,
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
bütün iş tahir'le zühre olabilmekte,
yani yürekte..."

nasıl olduysa birden adımı unuttum
adını unuttuğum o sıcak şehirde
yıldız alacası yüzen bir zakkum
yanımda o hayal kız ikide birde
yolumu gözlerine bakıp bulduğum

sahi ben ne hırçın bir çocuktum
ele avuca sığmaz aklı fikri şiirde
mısra mısra başımı belaya soktum
izmir cezaevi dokuzyüz kırk birde
kaşla göz arası liseden kovuldum

inanmakta geç sevmekte çabuktum
bazen yaşadıklarım aklıma gelir de
kaç kere umutsuzluğun yolunu tuttum
istenmeyen adam hemen her devirde
hemen her devirde ateşten bir buluttum

binlerce umuttan belki bir umuttum.

attila ilhan.

elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni

geceleri bir çarpıntı duyarsan
telaş telaş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylülse ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni.

bir kaç mısra miktarı
geç kalmış kendine
yanmış zamanların delhizlerinde
iz düşmüş erken yiten zamana .

birleşik belirsiz kelimeler yığını bıraktım.
akıl sağlığından izinsiz.