sultan ı.alaeddin keykubad, ı.gıyasettin keyhüsrev’in ortanca oğludur.
gıyaseddin keyhüsrev 1205 yılında selçuklu topraklarına tekrar dönerek ikinci defa tahta çıktığı zaman büyük oğlu izzeddin keykavus'ı malatya’ya, alaeddin keykubad’ı ise tokat’a melik olarak tayin etmiştir. melik alaeddin keykubad, bölgeye tayin edildiği 1205 yılından babası gıyaseddin keyhüsrev’in vefat tarihi olan 1211 yılına kadar altı yıl boyunca meliklik yapmıştır.

alaeddin keykubad’ın babası gıyaseddin keyhüsrev’in altı yıl süren saltanatı alaşehir savaşı’nda şehit olmasıyla sona ermiş bu gelişme sonrasında türkiye selçuklu emirleri sultanın üç oğlu arasından en büyüğü olan ve malatya meliki bulunan izzeddin keykavus’u tahta çıkarmışlardır. ağabeyinin tahta çıktığını öğrenen alaeddin keykubad ağabeyini kayseri’de kuşatma altına almıştır. ancak kuşatmanın başlamasından kısa süre sonra bazı emirlerin saf değiştirmesi üzerine kayseri kuşatmasını kaldırarak ankara kalesi’ne hareket etmiş ve buraya kapanmıştır. burada bir süre dirense de sonunda ağabeyi sultan izzeddin keykavus’a teslim olmuş ve malatya’da fırat nehri kıyısında bulunan minşar kalesi’ne hapsedilmiştir.
alaeddin keykubad, hapsedildiği 1212 yılından ağabeyi izzeddin keykavus’un ölüm tarihi olan 1220 yılına kadar 8 yıl boyunca minşar kalesi’nde tutuklu kalmıştır.

izzeddin keykavus’un vefatının ardından da türkiye selçuklu tahtına çıkmıştır. kendisi tahta çıkar çıkmaz o dönemin abbasi halifesi bir elçi heyeti göndererek sultan alaeddin keykubad’a saltanat alametleri göndermiş ve kendisinin iktidarının meşruiyetini tüm islam dünyası’na ilan etmiştir. sultan da tahta çıkar çıkmsz fetih hazırlığı emri vererek akdeniz kıyısında olan ve güzelliği dillere destan kalonoros kalesi’ni fethetmeye gitmiştir. aylar süren kuşatmadan sonra kalonoros hâkimi kyr vart sultana teslim olmuş ve 1221 yılında kale alaeddin keykubad’ın eline geçmiştir. sultan iyi niyetinin göstergesi olarak kyr vart’ın kızıyla evlenmiştir. fetihten hemen sonra da eski bir gelenek olarak şehri kendi ismine nisbetle alaiyye alanya adıyla bir müslüman türk şehri olarak yeniden kurmuştur.
akdeniz kıyılarındaki merkezlerde üslenmiş olan frenkler üzerine harekete geçmiştir. ayrıca ikinci bir orduyla da kilikya ermenileri üzerine sefer emri vermiştir. bu iki koldan gerçekleşen seferle kilikya ermenilerine ve bölgedeki frenklere ağır bir darbe indirilmiştir. kilikya içlerinde pek çok stratejik mevki ele geçirildiği gibi akdeniz kıyısındaki selçuklu hâkimiyeti silifke’ye kadar uzamıştır. sultan alaeddin keykubad tarafından 1225 yılında gerçekleşen bu başarılı seferin anısına bugün antalya şehrinin sembolü olan yivli minare bir zafer burcu olarak dikilmiştir. öte yandan karadeniz’in kuzeyinde bulunan ve siyasi belirsizliğin hüküm sürdüğü ünlü ticaret merkezi suğdak üzerine sefere çıkmıştır. bölgedeki güçlere karşı verilen mücadele sonrasında suğdak da sultan alaeddin keykubad’ın kuvvetleri tarafından fethedildi. akdeniz ve karadeniz kıyılarında gerçekleştirilen bu fetihlerle devletin sınırları oldukça genişlediği gibi karadeniz’in kuzeyinden mısır’a ve diğer ticaret yollarına uzanan bir uluslararası ticaret güzergâhı oluşmuştur.

bu başarının hemen ardından sultan alaeddin keykubad ileri görüşlüğünü ispatlayan siyasi bir adım atmıştır. selefleri ve kendisi ile daima mücadele halinde olan eyyûbilerle bir barış yapmak ve akrabalık bağı kurarak oluşturacağı ittifakı perçinlemeye karar vermiştir. eyyûbîlerle irtibat kurarak el-melike el-adiliye nikâhlanmışlardır.

türkiye selçukluları ile eyyûbîler arasında tesis edilen bu akrabalık ve ittifak çok kısa süre içerisinde meyvelerini vermiştir. alaeddin keykubad’ın bu hareketinin ne kadar isabetli olduğu da açıkça ortaya çıkmıştır. zira selçukluların trabzon seferi’nden kısa süre sonra celaleddin harezmşah selçukluların doğu sınırında bir güç olarak ortaya çıktı. kendisi moğolların önünden kaçarak hindistan, iran, azerbaycan ve gürcistan üzerinden doğu anadolu’ya girmiş ve burada yayılmaya başlamıştı. alaeddin keykubad yine tedbiri elden bırakmayarak celaleddin harezmşah ile irtibata geçmiş ve iki taraf arasında barışçıl ilişkiler kurulmuştur. ancak celaleddin harezmşah’ın alaeddin keykubad’ın iyi niyeti ve dostça tavsiyelerine rağmen bölgede saldırgan bir tutum içine girmesi ilişkileri bozmuştur. celaleddin harezmşah’ın eyyûbîler elinde bulunan kubbetü’l-islam unvanlı ahlat’ı zorla ele geçirip yağmalaması üzerine de savaş kaçınılmaz hale gelmiştir. sultan alaeddin keykubad eyyûbî müttefikleri ile birlikte 1230 yılında erzincan yakınlarındaki yassı çemen’de celaleddin harezmşah ile karşılaşmıştır. türk tarihinin en önemli savaşlarından birisi olan bu mücadeleyi sultan alaeddin keykubad kazanmış, celaleddin harezmşah mağlup olarak bölgeyi terk etmiştir.
sultan alaeddin keykubad, erzurum’u da ele geçirip doğu sınırlarında iyice genişledikten sonra bu sefer gürcüler üzerine bir sefer tertipledi. bu sefer neticesinde gürcülere ait pek çok kale ile birlikte önemli oranda ganimet elde edilmiştir.. sultan alaeddin keykubad’ın özellikle doğu anadolu’daki hızlı yayılışından rahatsız olan eyyûbiler mısır’daki melik liderliğinde sultana karşı harekete geçtiler. 1233 yılında alaeddin keykubad müttefik eyyûbî kuvvetlerini tamamen yenilgiye uğrattı. sonrasında da harput, ertesi sene ise siverek, urfa, harran ve rakka’yı ele geçirerek sınırlarını güneydoğu anadolu bölgesinde daha da genişletmiştir.

alaeddin keykubad, gerçekleştirdiği büyük fetihlerin ve askeri başarıların büyük şehirleri tahkim ederek, anadolu’nun giriş güzergâhlarını kontrol altına alarak ve bölgedeki diğer güçlerle siyasi ittifaklar kurarak moğolları engellemeye çalışmıştır. temel politikasına uygun olarak moğolları karşısına almayıp, onları kendi topraklarından en azından kendi iktidarında uzak tutmayı başarmıştır.

1237 yılı mayıs ayında alaeddin keykubad, kayseri’de bütün devlet erkânını ve askerlerini bir araya getirdi. burada verdiği şölende eyyûbî melikesi’nden olan oğlu izzeddin kılıç arslan’ı veliahd ilan etti ve devlet erkânına kendisine biat etmelerini buyurdu. eğlencelerin devam ettiği sırada 1 haziran 1237 tarihinde alaeddin keykubad önüne getirilen kızarmış tavuktan zehirlendi ve kısa süre içerisinde vefat etti. cenazesi konya’da kendi ismiyle anılan alaeddin camii içerisindeki selâtin kümbeti’ne defnedildi. sultan veliaht ilan edilmeyerek iktidardan uzaklaştırılmak istenen büyük oğlu gıyaseddin keyhüsrev’in annesi ve işbirlikçisi olan selçuklu emirlerinin marifetiyle zehirlendiği ortaya çıkmıştır.

alaeddin keykubad, dönemin en önemli kaynağı ibn bibi’nin tabiriyle her çeşit iyi huyla donatılmış büyük bir hükümdardı. ibn bibi’nin sultanın 18 yıl boyunca hizmetkârı olan celaleddin karatay’dan naklettiği bilgiye göre alaeddin keykubad 3 saatten fazla uyumayıp ve geceleri kur’an okumaktaydı. adaleti tesis etmeyi, mazlumları korumayı ve zalimleri cezalandırmayı ise birinci görevi olarak addediyordu..sultan alaeddin keykubad eşi ve benzerine az rastlanır şekilde devrinin bütün kaynakları tarafından başarılı, bilgili, zeki, ileri görüşlü ve adil bir hükümdar olarak anılmaktadır. kendisinin iktidarı çok büyük imar faaliyetlerine, önemli oranda maddi zenginliğe ve siyasi olarak parlak bir devre sahne olmuştur...
----
ayrıca (bkz:) vermeden sırasıyla:
1. alaeddin keykubad (1221 - 1237)
2. alaeddin keykubad (1239 - 1254)
3. alaeddin keykubad (1301 -1303)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"alaeddin keykubad" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim