aldatılmanın aslında çok keyifli bir şey olması

bir gerçek. bütün kozlar elinize geçiyor. yakalanış anı aslında sizin değil, onun için bir bitiş oluyor. ne isterseniz yapmaya hazır hale geliyor.

köle oluyor efendim. bu bir zafer. savaş kıvamına gelen toksik ilişkilerde hele, büyük bir zafer..

önce biraz naza çekiyorsunuz kendinizi.. o orada ne yapacağını düşünüyor, ağlıyor, sızlıyor, acı çekiyor..

siz belki onun kadar üzülmüyorsunuz o an. tasmayı takıp boynuna gezdirseniz ona da ok diyecek hale geliyor. iyice süründürüyorsun. lütfen diyor zırlıyor, o ana kadar ondan neyi istediniz de yapmadıysa tam zamanı, ufak bir süründürmeden sonra..

belki yatak muhabbetleriniz biraz daha genişliyor, hak yolu b*k yolu karışıyor falan o ara, bir şey olmasa da bir şeyler oluyor.. güzel oluyor.. dezavantaj avantaja çevriliyor.

aldatan birinden bir intikam almak istiyorsanız, onu yok sayın. onurlu biri, kendisini aldatan biriyle tek kelime dahi konuşmamalıdır bana göre.

hayatta en çok korktuğum seylerin başında geliyor su siralar aldatilmak hemde sevgilim bile yokken.aldatilsam toparlanmam cok zor olurdu herhalde ama bu cagda aldatilmamakta büyük başarı herhalde t: gerçekte olmayan olgu

(bkz: mazoşistlerin uğradığı başlıklar)

atlattıktan sonra dalga geçtiğin kısım keyifli.

"en azından aldatan ben değilim"in verdiği tuhaf bir hazzı var.

saçmalamayı keser misiniz lütfen?!
sözlük yazarlarımız asla ve asla aldatılmamışlardır.
onların sevgilileri asla aldatmaz.
hep bu sözlük dışında kim varsa onlar yapıyor bu işleri, buradakiler melek*

katılmadığımdir. 20 sene önce yaşamıştım. keyif değil bilakis acı verdi. uzunca bir süre alışamadıydim. sonrasında unuttum gitti. belki unutmak keyiflidir diyeceğim ama unuttuğunu anlık anlıyorsun. şimdi olduğu gibi.