altındağ'da suriyelilerin 2 genci bıçaklaması

mülteciler gitmeli. ama bu şekilde değil. çocuklar ve malları zarar görmemeli. bunu insanlar değil devlet sağlamalı. bu insanları güvenli bir şekilde evlerine göndermek gerek.

yaşananlardan ötürü gerçekten çok üzgünüm ve zeki demirkubuz'un da dediği gibi ; "bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum."

6-7 eylül, istiklal-1955.
11-12 ağustos, altındağ-2021.

birisi bir tanıdığımın çocukluk arkadaşı, sıra arkadaşı… çok acı yani çok acı ben düşünemiyorum bir yandan diyorum yaptıkları az bile can yitirdik bir yandan diyorum onlarda insan:(
terör olmasa da herkes olduğu yerde yaşasa kalsa çok kötü bir dünya

yaşayış türleri birbirlerinden farklı olan toplumları birbirleriyle yaşamaya zorlarsan, sığınmacı statüsündekiler yeni yaşam alanlarında kendilerini kabul ettirebilmek için yerli nüfusa baskı kurmaya kalkabilir. nitekim bu, yerli nüfusun da ulus kimliği ile hareket ederek bu baskıya karşı koymasına ve karşı aksiyonlar almasına sebep olur. hastanede yatan gencin sözlü beyanına göre, suriyeliler yüksek sesle konuştukları için uyarılıyor. burada bu uyarı, suriyelilere göre mahalli hakim gücün kendileri üzerinde baskı kurmaya kalkış hamlesidir. bunun üzerine de zaten yine gencin beyanına göre, suriyeliler "siz kavga mı istiyorsunuz?" diyerek, bilinçaltına işlenmiş olan aşağılanma güdüsü ile savunma pozisyonuna geçiyor. ardından da çıkan kavgada gençleri bıçaklıyorlar. birbirlerine uyumsuz toplulukların birlikte yaşama alışkanlıkları olmaması ve göçmen olan kesimin de türkiye'de halktan tepki gördüklerini bilmesi, bu sonucu doğuruyor. halk, ülkesinde yaşamaya gelen göçmene tepki gösterme hatta ülkesinde yaşamamasını istediğini bildirme hakkına sahiptir. sorun, büyük kütleler halinde gelen göçmenlerin topluma herhangi bir politika, bir hazırlık vb. yapılmadan yerleştirilmesidir.

besle kargayı,

münferit bir hadisedir abartılmaması lazım.