1.
bir zamanlar kenan ( canaan) ülkesi olarak bilinen bugünkü suriye’nin batı kıyılarında kurulmuş olan antik ugarit kentinin tanrıçası.
baal’ın kız kardeşi ve karısı tanrıça anat insan cinselliği ve kenan ülkesi’nin tarlalarının bereketinden sorumluydu. ancak bereket ve ana tanrıça denilince aklınıza mülayım, mazbut bir kadın gelmesin. kendisi kan akıtmayı sevmesi ve vahşiliği ile tanınırdı. silahları o kadar önemserdi ki bir keresinde ahat adında bir ölümlü savaşçının yayı ile oklarını çalmaya çalışmıştı. baal kız kardeşine öyle öfkelenmişti ki bir süre yağmurları durdurdu.
başka bir olayda ugarit’ten pek uzakta olmayan iki kentin sakinlerini katletti ve ardından askerlerin kafalarını tırpanıyla biçmeden önce bir orduyu sarayına yemeğe davet etti. böyle de ponçik bir tanrıça. ancak en önemli mitlerinden birisi kocası baal'ın intikamını aldığı öyküdür.
güneşin altında kavrulmuş toprağa yağmur getiren baal de devlere, kargaşa ve parçalanmaya karşı yaratıcı bir savaş vermektedir. ne var ki bir gün yeryüzünü ıssız bir çöle çevirmekle tehdit eden ölüm, verimsizlik ve kuraklık tanrısı mot ona saldırır. mot’ün karşısında baal bir anda korkusuna yenilir ve direnmeden ona teslim olur. mot onu ağzına layık bir kuzu gibi lokma lokma çiğneyerek yeraltına, ölülerin topraklarına inmeye zorlar. artık baal yeryüzüne yağmur yağdıramayacağı için bitki örtüsü sararıp inleyerek ölür. tipik bir yüce tanrı olan baal’in babası el çaresizdir. baal’in ölümünü haber alınca yüce tahtından iner, abasını kuşanır, yas töreleri gereği yanaklarında yarıklar açar, ne var ki oğlunu kurtaramaz.
etki gücü olan tek tanrısal varlık anat’tır. acı ve öfkeden çılgına dönmüş yeryüzünü arşınlamakta, alter egosunu (ben ikizini), öteki yarısını aramaktadır. bu miti saklayan süryanice metin, onun baal’i “ineğin buzağısı, koyunun kuzusu” için arzuladığını söyler. ana tanrıça tıpkı yavrusu tehlikede olan bir hayvan gibi azgındır, kudurmuştur. baal’den geriye kalanları bulduğunda onun anısına büyük bir cenaze şöleni düzenler anat, orada yana yakıla el’e şikayette bulunur ve yeniden mot’u aramaya koyulur. mot’u bulunca onu ayin orağıyla ikiye biçer, tanelerini elekten geçirip savurur, güneşte kavurup değirmende öğütür, etini tarlalara saçarak tıpkı bir çiftçinin buğdaya yaptıklarını yineler.
intikam dediğin böyle olur bebeğim.
baal’ın kız kardeşi ve karısı tanrıça anat insan cinselliği ve kenan ülkesi’nin tarlalarının bereketinden sorumluydu. ancak bereket ve ana tanrıça denilince aklınıza mülayım, mazbut bir kadın gelmesin. kendisi kan akıtmayı sevmesi ve vahşiliği ile tanınırdı. silahları o kadar önemserdi ki bir keresinde ahat adında bir ölümlü savaşçının yayı ile oklarını çalmaya çalışmıştı. baal kız kardeşine öyle öfkelenmişti ki bir süre yağmurları durdurdu.
başka bir olayda ugarit’ten pek uzakta olmayan iki kentin sakinlerini katletti ve ardından askerlerin kafalarını tırpanıyla biçmeden önce bir orduyu sarayına yemeğe davet etti. böyle de ponçik bir tanrıça. ancak en önemli mitlerinden birisi kocası baal'ın intikamını aldığı öyküdür.
güneşin altında kavrulmuş toprağa yağmur getiren baal de devlere, kargaşa ve parçalanmaya karşı yaratıcı bir savaş vermektedir. ne var ki bir gün yeryüzünü ıssız bir çöle çevirmekle tehdit eden ölüm, verimsizlik ve kuraklık tanrısı mot ona saldırır. mot’ün karşısında baal bir anda korkusuna yenilir ve direnmeden ona teslim olur. mot onu ağzına layık bir kuzu gibi lokma lokma çiğneyerek yeraltına, ölülerin topraklarına inmeye zorlar. artık baal yeryüzüne yağmur yağdıramayacağı için bitki örtüsü sararıp inleyerek ölür. tipik bir yüce tanrı olan baal’in babası el çaresizdir. baal’in ölümünü haber alınca yüce tahtından iner, abasını kuşanır, yas töreleri gereği yanaklarında yarıklar açar, ne var ki oğlunu kurtaramaz.
etki gücü olan tek tanrısal varlık anat’tır. acı ve öfkeden çılgına dönmüş yeryüzünü arşınlamakta, alter egosunu (ben ikizini), öteki yarısını aramaktadır. bu miti saklayan süryanice metin, onun baal’i “ineğin buzağısı, koyunun kuzusu” için arzuladığını söyler. ana tanrıça tıpkı yavrusu tehlikede olan bir hayvan gibi azgındır, kudurmuştur. baal’den geriye kalanları bulduğunda onun anısına büyük bir cenaze şöleni düzenler anat, orada yana yakıla el’e şikayette bulunur ve yeniden mot’u aramaya koyulur. mot’u bulunca onu ayin orağıyla ikiye biçer, tanelerini elekten geçirip savurur, güneşte kavurup değirmende öğütür, etini tarlalara saçarak tıpkı bir çiftçinin buğdaya yaptıklarını yineler.
intikam dediğin böyle olur bebeğim.
devamını gör...