anne ve babanızın sevda öyküsü

bizimkiler 4 yıl nişanlı kalmışlar. sonrasında bakmışlar evlenecek para pul birikim bir türlü olmuyor, kaçmışlar. naapsınlar garipler. ben aşk çocuğuyum lan.

dedem(annemin babası) kanser hastası olduğu için annemin evlenmesini istiyormuş. o sıralar teyzemin yanında annemi gören babam, ilk görüşte işte bu demiş...istemeye gelmiş.
gezmeye çıktıkları ilk gün bir fotoğraf çekilmişler, başlarda istemeyen annem, fotoğraftan çok etkilenmiş.
evlenmişler, bir yıl sonra dedem vefat etmiş.
gözü arkada kalmadı. 32 yıl olmuş.

bir kaçırılma öyküsü de bizimkilerden gelsin. eskiler bir başkaymış be. adrenalin, sevdaluk, baş kaldırma hepsi mevcut. şimdiki nesilin maalesef ruhu yok onun için hiç mi hiç şansı yok.

babaannem annemi görüp beğenmiş. babama göstermiş. 'o kız sırık gibi benden uzun.' demiş babam. hemen plan yapmış babaannem, annemlerle sinemaya gidecekler, babam çıkışta annesini almaya gelecek. o sırada annemle yanyana yürüyüp 'okul nasıl gidiyor ' falan gibi sorular soracak. babaannem de arkalarından yürüyüp boylarına bakacak. tamamen organize işler bunlar*

kitapçıda tanışmışlar benimkiler. baya romantik aslında düşününce...

çok sevdalık bir durum yok aslında bizde, yakın akrabalık sebebiyle birlikte geçmiş bir çocukluk sonrasında büyükleri uygun görmüş ve olmuş.

ancak düşününce sonuçları biraz ilginç, şöyle ki; iki kız kardeşten büyüğünün oğlu babam, küçüğün torunu annem.
yani benim babaannem ve annemin babaannesi kardeş.

sonuç olarak annem ve ben iki kız kardeşin torunları, yani ikinci nesil kuzen oluyoruz.*

annem vakti zamanında babamın teyzesine kur'an kursuna gitmiş. aradan geçen 20 yirmi yılın ardından söz konusu teyze artık nasıl buldu ettiyse bir gün annemin evine gelip "sen hâlâ bekar mısın? benim hiç evlenmemiş bir yeğenim var. bir görüşün konuşun" demiş. ne aşk ne başka bir şey. 6 ay içinde eşyaları toplayıp evlenmişler.

babam anneme takılalım mı vari konuşmalar yapmış.annem auuww kesinlikle anamgiller ne der sonra diyerek koşarak uzaklaşmış. * sık sık eski iş yerine gelen dedemle orada çalışan babam kanki olmuş ve babam dedeme tavlada yenilmeye başlamış. * tabi babam yenildikce keyifler yerine gelmiş. keyifler yerine geldikce babam yenilmiş. sonuç olarak tek kriteri damat solcu olsun ötekiler istemeye bile gelmesin olan dedemin gönlünü çalan babam tez zamanda kızı kapmış.
tavlayı merak edenler için not: evlendikten sonra babamla dedem bir daha tavla oynamamış.

babam , arkadaşi sevgilisiyle görüşmeye gidiyorken onunla beraber gidiyor o sırada kadının çalıştığı iş yerinde annemde çalışıyor . annemde kadının arkadaşı zaten ona soruyorlar işte x'le görüşmeye gelmiştik biz diye. o sırada tanışmış oluyorlar işte.

dayım "beni evlendirin" diye ananemle dedemi delirttiği için kız bakmaya gitmişler. kız için başlık parası istenince de onun yerine annemi evin oğlu olan babama vermişler. birbirlerini düğün günü görmüşler. mükemmel bir aşk hikayesi.

ileride cocuklarima babanizla sozlukte tanistik hikayesi anlatma fobisi geldi suan

arkadaşları sayesinde tanışmışlar. annem babamı istememiş. ben kıvırcık saçlı erkeklerden hoşlanırım demiş. babam ertesi gün saçlarına perma yaptırmış.

"babam annemi görür görmez vurulmuş" olarak başlıyor ama devamı o kadar özel ve güzel ki anlatırsam büyüsü bozulur diye korkuyorum :)

klasik eski türk filmlerindeki gibi. ikisi aynı köyde yaşıyorlar rahmetli anam çeşme başında çamaşır yıkarken babam görüp sevdalanıyor.

babam yetim olduğu için ana baba yok, ablalarının yanında yaşama tutunmaya çalışıyor ama kafaya takmış ya olacak ya olacak diyor.

anam alamanya görmüş kadın, istese yine gidebilir dedem o yüzden pek yanaşmıyor.

babam elindeki son kozu oynuyor ve gece vakti anamların evin çatıya çıkıp bacadan içeri girip kaçırmaya yelteniyor. bu nasıl bir plan hiç anlamadım ya neyse aşk işte plana programa gerek yok saldırın tellioğulları der gibi yönlendiriyor aşığı.

neyse operasyon başarısız tabi rahmetli babamı çatıda gören olmuş daha içeri sızamadan operasyon finito.

neyse sonra bakıyorlar durum ciddi dedemin direnci kırılıyor valide hanım da ben istiyorum diyince bu hikaye mutlu sonla bitiyor.

bence annemin hayatı boyunca verdiği en ama en isabetli karar babamla hayatını birleştirmesi olmuştur.

şimdi ikisi de yok geriye sadece hikayeler kaldı.

yaşları geldiğinde evlenmekten başka hayat biçimi bilmeyen sözde okumuş iki insan, kardeşlerinin de evlenmesiyle boş gaza gelip hayatlarına ediyorlar.

hikaye aşağı yukarı bu.

keşke sevdalanmasalardı, o öykü yazılmasaydı ve ben doğmasaydım…

aaa, çok tatlıdır.
annemle babam samsun vapurunda tanışmışlar efenim. annem dedem ile birlikte istanbul'a seyahate giderlerken aynı gemide annemi gözüne kestiren babam masalarına oturup onlara tulumba tatlısı ikram etmiş. sonrası kerevet filan işte.

aynı üniversitede öğrenci olmak gibi.

ne zaman annemle otursak hep anlatmasını istediğim ve beni mutlu eden bir öykü.
annem ve babam aynı köyde yaşıyorlarmış.* annem o zamanlar on altı yaşında bir genç kız, babam ise 22 yaşında bir delikanlı. babaannem babam için bir gelin arıyor çevre köylerden fakat köylüler babaannem gibi inatçı ve dobra bir kadına kız vermek istemiyor. halam da komşuları olan annemi çok güzel bulduğunu ve gelinleri olabileceğini söylüyor. babam da tanıyor annemi, aynı köyde büyümüşler ve evlenmek istiyor. babaannem de onay verince halam anneme gidiyor. bizim çocuk senden hoşlanmış evlenmek istiyor diyor. annem bunu duyunca deliriyor, kabul etmiyor ve bir daha kapıma bu sözle gelmeyin diyor. bu sefer dedeme ve anneanneme istemeye geliyorlar fakat dedem annemi vermiyor. babam aklına koymuş, annemi seviyor ve bunun için düşünmeye başlıyor. bir akşamüstü annem hayvanları eve götürürken bir ıslık sesi duyuyor. çalıların arkasına saklanmış olan babam anneme ıslık çalıyor. annem görmezden geliyor başta fakat babam gel gidelim, seviyorum seni diyor. annem de tamam diyip babamla beraber kaçıyor.* yarım saat sonra köyden bağırış çağırmış sesleri yükseliyor, annemin yokluğunu fark ediyorlar tabi. annem sesleri duyunca geri dönmek istiyor fakat babam o kadar yol geldik lütfen gitme diyor.*
efendim sonra ne mi oluyor? babamla beraber kaçıp giden annem bir hafta başka bir köyde kalıyor. kendi köylerine geri döndüklerinde dedem annemi vermeyi mecburen kabul ediyor. sonra da düğünleri yapılıyor, annem oldukça güzel bir düğünü olduğunu söyledi.*
bahsettiğimiz sevda öyküsü 42 yıl önce meydana gelmiş ve sonradan daha da güçlenmiş bir sevda. her seferinde aynı heyecanla dinlerim.

rahmetli annem hiç bahsetmezdi. rahmetli babama kızardı anlatınca. babamın bisikleti varmış annemi bildirmek istemiş annem binmeyince gidip hemen ona da bisiklet almış.