arabesk yavşaklığı

arabesk kültürünün bir müzikten ileri gidip insanı boş, anlamsız gereksiz yere yoğun duygulara giren, gerçekçilik ten uzak, uyuşmuş, şiddet eğilimli, dar bakışlı bir makineye döndürme durumu. toplumların dinlediği müzikler sosyal hayatlarının sekillenmesinde çok büyük önem taşır. bu yüzden önemlidir. arabesk kültürüde sadece dinlemekle kalmayıp kültürün içinde büyüyen yada bu kültürü benimseyen insanı ve yahut onunla bakış açısı kazanmış onunla doğmuş seçme sansı olmayan bireyi bir nevi uyuşturucu gibi dünyadan ve toplumdan soyutlayan gelişimine engel olan bir yapıya sokuyor. kültürün nedense sadece alt gelir sahibi toplumlarda değil üst tabakalarda da yaygın oluşu dikkatimi çekiyor. fikrimce bu alt kültür en az diğer uyuşturucu temalı müzikler kadar insanımıza zarar veriyor.

çok özür dileyerek yazmak istiyorum ama ben müslüm gürses dinlemeden duramıyorum. isterseniz yazdıklarımı inceleyebilirsiniz, hayattan kopmadım henüz. artık kısmet...

damardan usulca kanına karışıp bütün duygularını çökerten bir sistem. güzel bir günün ortasında açılan müslüm gürses ya da yıldız tilbe sizi saatlerce ağlatıp , hayatı sorgulatabilir. üç yaşında kaybolan oyuncağınıza bile ağlarsınız.

(bkz: ölen arabeskçinin ardından ağlamak)

arabesk neden yavşaklıktır? sorusuna cevap veremiyorsanız siz de bir y.vş.ksınız demektir.

kaliteden, sanattan, şiirden yoksun bu müzik türünün hitap ettiği kesimin zevklerine bakacak olursanız ne dediğimizi gayet iyi anlayabilirsiniz...

siz bir azer bülbül, ferdi tayfur, müslüm, cansever, küçük ibo, güllü vb dinleyen bir insanın aynı zamanda klasik batı müziği klasik/modern edebiyat/şiir bildiğini takip ettiğini söyleyebilir misiniz? belki milyonda bir örnek bulabiliriz.
arabesk severler ekseri düşük profilli insanlardır, cahil, kültürsüz olurlar. kendi seviyelerine hitap eden ucuz işlere yönelirler...
o nedenle arabesk kültür ve arabeskçiler bir mide bulantısıdır. kımıl zararlısıdır.

ekleme: bazı yazarları oturdukları yerden zıbıldatan bir görüş.. fikrimiz bizi bağlar kabilinden bir açıklama da mı yapamayacağız şu gözünü sevdiğimizin ülkesinde. ne bu rahatsızlık?

cazcı gayliği yapanların savunduğu yavşaklıktır.
sosyolojiye girmeden kabaca anlatayım.
insanlar bulunduğu çevre ve yaşam şartlarına göre kendilerini anlayan, anlatan şeylere meyilli olurlar.
anadolu denen yerin bir mahallesinde 10 çocuklu aile öğlen yemeğinde arpa şehriyeye aç kalmamak için ekmek banıyorsalar bunlara saksafon ve piyanoyla bir şey anlatamazsın ama "çok açız abi" denen bir şarkı veya şiir bu adamın derdini dile döktüğü için bu insanlar buraya yönelir.
zamanın siyasilerinin en büyük hatası tam olarak bu cazcıların yaptığı eşcinsellikle eş değerdir halktan koparsan onlarda seni beğenmez sonra sınıflar oluşur.
afedersiniz ama arabesk dinlemediğim halde bana arabesk savundurttunuz bit yavrusu sizsiniz.

#1481512

düşük profilli ve yavşak olduğumu az önce öğrendiğim başlıktır.
kim tarafından?
benden taş çatlasın üç kere daha fazla chopin nocturne no:20 c-sharp minör dinleyen bir şahıs tarafından hem de...
ne için peki?
onun sevmediği yahut hoşuna gitmediği bir şeylere yöneldim ve bundan keyif aldım diye...

çok üzgünüm ama asıl ruh hastası sizsiniz...
biz öyle ya da böyle ruhlarımızı tedavi ediyoruz edebildiğimiz kadarıyla.
bence siz dinlediğinizi iddia ettiğiniz şeyleri dinlemeyi bırakabilirsiniz. zira sizi -alt metinde ima ettiğiniz üzere- daha elit, daha iyi bir insan yapmak yerine daha saldırgan, daha sabit fikirli bir insan yapmış, bunu gözlemliyorum...

hayır susayım, söz söylemeyeyim, karışmayayım diyorum ama bu düpedüz hadsizlik, başka bir şey değil...
bugün bunu iddia eden, yarın galatasaray'lıyım diye futboldan anlamadığımı iddia edecek.
öbür gün sırf kendisi bayıla bayıla okuyor diye; orhan veli sevmeyeni şiirden anlamamakla itham edecek...
sağ yahut sol görüşlü diye siyasetten anlamadığını iddia edecek...
yani kendi sevmediği, beğenmediği, hoşlanmadığı ne varsa boklama haddini kendinizde ne cüretle görüyorsunuz hayret ediyorum...
lütfen tedavi olunuz...

aynı kalitesizlik ve çapsızlık seviyesi dışında cevap verilemeyecek yorumdur. bu derecede cahilce yapılmış bir yoruma ciddi bir cevap vermek zaman kaybıdır.

herhangi bir yavşaklık olduğunu zannetmiyorum, sana mozart hitap ediyorsa bana da azer bülbül ediyor. işinize gelirse.

kafasına esince ota boka genelleme yapıp bu müziği dinleyen yavşaktır diyen insana çok affedersiniz ama;
o müziği dinleyen,dinleyemeyip beğenen herkes sırayla tek tek yüzüne yavşak demelidirir. kusura bakmayın ama büyük harfle yazmama sözlük izin vermiyor. ha bu arada ne zaman denk gelsem yavşaklara yapıştıyorum güllü - değmezmiş sana.

üstad fazıl say'ın sözüne katılmamak elde değil gerçekten. bu kadar deep acı çekilmez yahu. ya da çekeceksin diyelim kendi kendine çek. o şarkılar ne ya.

bergen abla hariç tabii. o kadın baska kulvar.

papyon takıp klasik müzik dinleyen ne kadar elitse ben de kendi adıma o kadar yavşağım.
en azından söyleneni anlıyorum.
şu dinlenmez mi ya...
(bkz: herşeyde sen varsın unutamadım)

bir toplum ancak bu kadar düşebilir, yozlaşabilirdi. kültürel yozlaşmışlığın müzikteki en açık görünümü, karşılığı arabesk müziktir...

güzel dilimiz türkçenin en kötü kullanıldığı alan arabesk müzik ve arabesk rap rup vb. dir.

dünyaca ünlü piyanist fazıl say'ın utandığı yavşaklık.

arabesk zaman zaman iyidir.
yavşaklar hk. bir bilgim yok.
(bkz: kime göre ne alaka be oğlum)

bu söz ile dile getirilen sorunun abartıldığını düşünüyorum. yani olay sadece arabesk müzik ve derbederlik değil. ülkedeki asıl sorun arabesk müzik ve bunun büyük kitlelere hitap etmesi değil, vasat ve vasat altı seviciliğidir. bakın şurada uzun uzun yazdım;

#2478041

insanların arabesk müzik yapması ya da dinlemesi kötü bişi değildir. arabesk müzik diğer müziklerden daha az kaliteli değildir. arabesk dinleyen her adam derdo ve cahil değildir. bunları böyle yaftalayarak asıl siz cahil konumuna düşüyorsunuz. orhan gencebay'ın müzikal bilgi ve birikimi ülkede belki de kimsede yok. eserlerindeki müzikal zenginlik, müziğindeki yenilikçi duruş, enstrüman hakimiyeti vs hiç kimsede yok. adam kendi eserini (1971-hor görme garibi) tanıtırken şöyle cümleler kurabiliyor mesela;



alın size erkin koray'ın orhan gencebay ile ilgili görüşleri

şurada da gencebay ilei lgili kim neler demiş kaynaklarıyla mevcut

ya da ibo'nun ses kalitesi, nota bilgisi. çıkabildiği notalar vs. ülkede bir benzeri var mı? söylediği şarkılardaki yüksek kaliteli his/duygu yoğunluğu ülkede çok az kişide var. açın dinleyin ibonun aşık mahsuni'nin han sarhoş hancı sarhoş coverını. ya da eyvah neye yarar'ı, sarhoş'u.

müslüm gürses'in şarkılarındaki sözleri oturun bi tarafsız gözle edebi açıdan inceleyin. basit görüp başkalarını ve onların zevklerini aşağılayınca sınıf atlamıyorsunuz arkadaşlar. arabesk müzik bu ülkenin bir gerçeğidir, tadıdır, rengidir.

gelelim vasat ve vasat altı seviciliğine. her şeyin olduğu gibi arabesk müziğin de kötü taklitleri ve başka müzik türleri ile kötü birleşimleri oldu. olmaya devam ediyor. ne yazık ki günümüzdeki tüketim çöplüğünde sürekli gelen talebe yetişebilmek için sikko sikko arabesk rap/rock parçaları yapılıyor ve ne yazık ki bunlar rağbet görüyor. bakın şimdi size iki parça atıcam. değerlendirme sizin.

erkin koray - hor görme garibi 1972 yukarda bahsini ettiğim gencebay şarkısının erkin koray tarafından coverlanmış hali. yanlış hatırlamıyorsam bu kaydın düzenlemeleri de bizzat gencebay'a ait. hatta enstrüman çalarak destek olduğunu da okumuştum bir yerlerde ama kaynak bulamadım şu an.

zakkum - hatıran yeter

vasat altı dediğim bu ikincideki gibi şeyler işte. daha çok örnek verir daha çok yazardım da, saçma sapan tepkiler gelir. uğraşamam şimdi hiç.

kendisi ne dinliyormuş diye sormadan edemiyeceğim. akşama kadar bach mı dinliyormuş? bizde dinliyoruz efendim. yeri gelince louis armstrongda dinliyoruz. ne yani şimdi aleyna kirpi mi dinlesin? tamam arabesk müziğin insanı gerçekten bir hüzne giriftar ettiği doğrudur ama hangimizin sarmadığı ufakta olsa bir gönül yarası yoktur ki? içindekileri bir kalem kağıda dökemeyen, bir sırdaşına anlatamayan nice insanın o karanlık dünyasına pencere açmamış mıdır kimi müzikler. müslüm gürses, hakan taşıyan dinleyelim kendimizi jiletle parça pinçik edelim demiyorum ama her müziğinde yeri ayrı efendim. dinlenecek zamanı var. ben çalışırken piyano da dinlerim, yeri gelir jazz radyolarından jazz yada blues da açar dinlerim. kimi günler efkarımı bir türküyle dağıtırım. kimseyi rahatsız etmeden kulaklığımı takar rammstein da dinlerim metallica da. maalesef öğrenemiyoruz zevklerin tartışılmayacağını. bilkent radyoda çok güzel klasik müzikler çalıyor. isteyene enfes jazz müziklerin çaldığı radyo linkleri verebilirim. orhan gencebayla iklimler çileme çare bulmuyor diyerek derdini anlatan ayşeni dinlememiş, bir içten bakışına gönülden vurulmuşum diyerek müslüm gürsesle "bende abi" yi içinden geçirmemiş, ferdi tayfurun sevmişte terk edilmiş bir gönül yorgunuyum tabirine uymamış, aşkımız erdi bahara kışı bitti yazı kaldı yı azer bülbül ile yaşamamış insanda, ne biliyim işte... derler adama.

bende arabeski ülke ve hatta güvenlik meselesi haline getirenlere bakıp şaşkınlıktan lal oluyorum inanabiliyor musunuz?

yavşaklık bir kimlik, bir kişilik özelliğidir, müzik tarz ve beğenisiyle ilgisi yoktur.