arkadaşımın yalanı benim yalanımdır
başlık "poine" tarafından 24.08.2022 13:42 tarihinde açılmıştır.
1.
bazı anlar vardır, bedeninizin ruhunuzdan ayrılıp bir kuş gibi kanatlarını çırpa çırpa fezaya uçmasını ister fakat ruh diye bir şey olmadığını da bilirsiniz, ayrıca tuvalette bedeninizden ayrılıp sizi terk edenler bile 21 gramdan fazladır. işte o anlardan biri yakın bir tanıdığınızın içinde olduğunuz bir anıyı başkalarına anlatırken bu anlatının içine küçük yalanlar serpiştirerek onu süsleme gayretine tanık olduğunuz anlardır. aslında anınız yeterince komiktir bence, neden böyle bir şey yapıyordur anlam veremezsiniz. başlar anlatmaya “ya o gün de x kalkıp adama benim annem kurbağa demesin mi hahahah”. o x sizsinizdir ama öyle bir beyanda da bulunmamışsınızdır. şimdi söylemediğinizi bildiğiniz bir şey için ve başlangıçta amaçlanan “daha komik” bir anı oluşturmayı da başaramayan arkadaşınız hatrına katıla katıla gülmelisinizdir.
ben böyle durumlarda kişi adına mahçubiyeti bir onur madalyası gibi takıyorum boynuma, hayır diyorum bu utanç benim olmalı. bakamıyorum arkadaşımın gözlerinin içine “bize bunu neden yaptın ha?” demek istiyorum, “sen de ben de biliyoruz gerçeği, birbirimizin yüzüne bir daha nasıl bakacağız” demek istiyorum. bir yandan da bu zamana kadar beni bu durumun içine atan insanların gözlerinden hep şu mesajı alıyor, hissediyorum: “biz ikimiz, sen benim dostumsun, biz seninle hiç yaşanmamış anları bile yaşayabilecek kudrete sahip iki yakın insanız, şu an yalanlarımla aldatmaya çalıştığım kişi ise bir yabancı, bunu unutma”. o an anlıyorum ki benim için başka bir yol yok, o ne derse, onun ağzından ne çıkarsa ben onu yapmışımdır, ben onu demişimdir.
aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, poposunu gördüğün, iğrenmeden burnundaki sümüğü sil diye haber verdiğin ve buna karşılık utanmadan, çekinmeden neresinde diye burnunun deliklerini sana açan insana soramazsın, neden o gün yalan söyledin ki, ne gerek vardı diyemezsin. bu yalan sen ve o ve olmayan bir hikayenin dinleyicisi tarafından sonsuza dek sorgulanmamak üzere belki farklı meclislerde tekrar konusu açılarak gülünmeye devam edilecektir. bir yalan bu sayede senin gerçeğin olur. bazı arkadaşlar gerçeklerinin hamurunu kendi yetiştirdiği gezen tavukların yumurtaları ile yoğurur.
ben böyle durumlarda kişi adına mahçubiyeti bir onur madalyası gibi takıyorum boynuma, hayır diyorum bu utanç benim olmalı. bakamıyorum arkadaşımın gözlerinin içine “bize bunu neden yaptın ha?” demek istiyorum, “sen de ben de biliyoruz gerçeği, birbirimizin yüzüne bir daha nasıl bakacağız” demek istiyorum. bir yandan da bu zamana kadar beni bu durumun içine atan insanların gözlerinden hep şu mesajı alıyor, hissediyorum: “biz ikimiz, sen benim dostumsun, biz seninle hiç yaşanmamış anları bile yaşayabilecek kudrete sahip iki yakın insanız, şu an yalanlarımla aldatmaya çalıştığım kişi ise bir yabancı, bunu unutma”. o an anlıyorum ki benim için başka bir yol yok, o ne derse, onun ağzından ne çıkarsa ben onu yapmışımdır, ben onu demişimdir.
aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, poposunu gördüğün, iğrenmeden burnundaki sümüğü sil diye haber verdiğin ve buna karşılık utanmadan, çekinmeden neresinde diye burnunun deliklerini sana açan insana soramazsın, neden o gün yalan söyledin ki, ne gerek vardı diyemezsin. bu yalan sen ve o ve olmayan bir hikayenin dinleyicisi tarafından sonsuza dek sorgulanmamak üzere belki farklı meclislerde tekrar konusu açılarak gülünmeye devam edilecektir. bir yalan bu sayede senin gerçeğin olur. bazı arkadaşlar gerçeklerinin hamurunu kendi yetiştirdiği gezen tavukların yumurtaları ile yoğurur.
devamını gör...