sözlükte kendini harcamak yerine kitap yazmasını tavsiye ettiğim yazar.
devamını gör...
an itibariyle kendini takibe aldığım, kaliteli bir sözlük yazarı umarım bu platformdan ayrılıp bizi kendine mahrum bırakmaz. kalemi daim olsun.
devamını gör...
emek verip epey detaylı entryler yazan kalemi kuvvetli yazar. entryleri öyle hızlı hızlı oku geç cinsinden değil, bazı cümleleri tekrar okumak gerekiyor anlamak için.
devamını gör...
kalemtıraşını kaybetmiş gibi duran yazar.
ödünç verebilirim sıkıntı yok.
devamını gör...
yazdığı rosa yazılarını pek sevdim.
devamını gör...
yazıları da mahlası kadar güzel olan yazar.
devamını gör...
#3644741 bir kadının gönlünde kıpırtı yaratamamanın bir erkek için trajedi olduğuna dair komik açıklamalarda bulunan yazar. evet. john fante ben de okudum. üslubu güzel adamın. yalan yok. yazarlığına söyleyecek hiçbir şey yok. ama içerikler; bildiğin yeşilçam fakir edebiyatının amerikan versiyonu. tiksinç bir duygusallık, fakirlik ve cinsel gerilimlerden kaynaklı dram. sevdiğim kızı başkaları bafiliyor dramı. ben neden hiçbir kadını yatağa atamıyorum dramı. bu da tabii ki hayatında ciddi anlamda trajedinin, dramın içine düşmemiş, bunların ne olduğunu bilmeyenler için abartı boyutuna yükselebilecek, türlü romantikliklerle gerçekliğe karşı alınan önlemlerden ibaret bir bulamaç. tek derdim seks. maşallah. tengri başka dert vermesin. kıskanılası bir dertsizlik durumu doğrusu. bir kadını yatağa atsam her şey hallolacak sanrısının dayanılmaz hafifliği. bütün varoluşu yalnızca cinsel organına indirgeyip, derinliğinde yüzemeyeceğin için sığlığında çırpınma esprisi.

ve kaslı, 1.90 boyundaki, dövmelerle bezeli erkeği de yarı tanrı olarak nitelendirmesi, asıl onun gerçek bir trajedi olduğunu anlayamaması tabii ki de kadınları etkilemekten daha önemli şeylerin olmadığına dair cehaletinden kaynaklanıyor.

mesela çocuklarına istediği herhangi bir şeyi alamayan bir babanın trajedisi, bir kadını etkileyemeyen bir erkeğin trajedisi yanında önemsizdir ola ki. ya da gazze'de bombalar üstüne yağarken ailesini, çocuklarını koruyamayacak durumda olan bir erkeğin acizliğinin trajedisi de, kadınları etkileyememenin trajedisi yanında ufak bir detaydır. stalingrad, verdun, dressden, hiroşima, nagazaki, angola, ruanda, felluce, berlin, kırım tatarlarının sürgünü, eline silah alıp dağa çıkmak zorunda kalan ve hiçbir zaman bir kadını etkileme trajedisine kapılamayacak bir sürü erkekte vardır. ne şanslı onlara. ne de olsa, değil mi, bir kadını etkileyememe trajedisini yaşamadan öldüler. o halde onları şanslı sayabiliriz.

şimdi spor salonunda gorile dönmeye çalışan ve lazer epilasyonlarla yolunmuş tavuğa dönmenin dramına gelelim. nedir bu cinsel obje olma takıntısı? bütün kadınlar bana baksın tarzı ilgi o.r.spluğu. erkeğin o.r.spusu cidden çekilmiyor.

kaldı ki bütün bu çabaların sonunda elde edeceği ne? seks. bu mu yani? çabaladığınla elde ettiğin arasındaki devasa boşluk. sonunda nihilizm. ve bu sekse bu kadar çabalamasına gerek kalmadan ulaşabilen bir sürü erkek varken üstelik. asıl dram bu değildir de nedir? bir kadını yatağa atmanın dünyadaki en önemli şey olduğu sanrısından daha büyük bir dram olabilir mi? varoluşun bütün derinliğini bu kadar yüzeysel bir şekilde ıskalamaktan başka bir dram olabilir mi? dünyadaki tek önemli şeyin kendi cinsel organı olduğu, bu uğurda kendisini metalaştırıp, pazarlamaktan daha tiksinç bir şey olabilir mi? dünyanın kendi etrafında dönen küçük bir küreden ibaret olduğu romantizminden daha iğrenç ne olabilir ki?

ve drama queenlik yapmaktan daha tiksinç ne olabilir? "kendi salmış göbeğim ve bir erkeğin bileğini bükemeyecek kadar ince bileğim" diyor yazar. senin derdini...

ha. bana kalırsa, bu dünyada dramatik hiçbir şey yok. çünkü ben merhamet duygusuna sahip değilim. romantizm sevmem. ne gazze, ne stalingrad, ne de bu mastürbasyon yapmaktan bezmiş, seks düşkünü erkeklerin olayları. gerçekler bunlar. bu dünyada kimseye bir şey vaat edilmedi. toz pembe gözlük takmanız kimsenin s.kin.de değil. çekemeyen gitsin, bir yerlerde kafasına sıksın. biz de bunların sürekli zırlamalarından kurtulup, biraz kafa dinleyelim.
devamını gör...
yaşamıyla alakalı hiçbir fikri ya da bilgisi olmayan birinin hakkında atıp tuttuğu yazar.

a.salak değildir, sex hayatı gayet düzenli ve rayında gitmektedir. erken yaşta babasını kaybetmiş, uyuşturucu bağımlısı bir ağabey ile senelerce uğraşmış, aile düzeni bozulmuş, doğduğu evden bir çantayla, cepte parasız sabaha karşı çıkmak zorunda ka lmış, yaşamda rezilliğin her türlüsünü görmüş biridir.

fante için yukarıda söylenen saçma garabetleri söyleyen birini okumak ve cevap vermek gibi bir saçmalığa dahil olduğum için duyduğum mahcubiyeti anlatamam ancak bu işler biraz da böyle ilerliyor. yani louis celine ya da proust okumaktan çok daha fazla şeyi fante'den öğrenilebileceğine dair ilgili kişinin hiçbir fikri olduğunu düşünmemekteyim. zira zihin kapasitesinin, hayal dünyasının genişlemesi için gereken verileri insanın her yerden alabileceğini bilmiyor (being cognition).

bununla birlikte, bir şeyin biri için trajedi olması veya olmaması konusunda bir standart oluşturamayız. şöyle bir ahmaklık düşünülemez: "gazzede bebekler bomba yiyorken, sen bir vajinanın içinde gezinememeye kederlenemezsin." yani bu ahmaklığı temel aldığımızda, sözgelimi bir çalışanın sistematik mobbingle birlikte yaşadığı meseleler mesele edilemez. yine kendisini gerçekleştirememiş, birey olamamış, ailesinin kıskacından kurtulamayan 30 yaşındaki atanamayan öğretmen buğra'nın trajedisinden bahsedemeyiz. zira ilgili saçmalık, neyin trajik olduğuna dair güçlü bir referans sunuyor bize. bu zırvalardan temellendiği için de diğer her ifadesi aynı zırvalık.

biz buna mantıkta "saman adam safsatası" (straw man fallacy) diyoruz. o anlık, tamamen zaman geçsin diye yazılmış da olabilecek (kendi entrymi bile tamamen okumadım şu an) bir entry üzerinden bir karakter yaratıp (korkuluk) onun üzerinden önermeler sunup coşmak. yani yola bir safsata üzerinden çıktığı için, tüm saçmalıklar da aynı şekilde safsataya dönüyor.

benim hayatım okumakla ve çalışmakla geçiyor, 2 tane tubitak projesini başarıyla tamamlamış ve teslim etmiş bir mühendis olarak, burada birkaç bira içip aklıma ne geldiyse, o an ne gördüysem döküp saçmayı seviyorum. çoğu zaman saçmalıklarımı da okur, silerim. ancak burası bir akademi değil ve bu kadar da ciddiye almamak lazım. gerçekten yaşamı "ince bilekli bir ergenin .m s.kememesi" noktasına indirgediğimi düşünüyorsa, çok ciddi bir zavallılık içinde. sadece kendi bileğimdeki inceliği veya bira göbeğimi eleştirmek için dahi bir şeyler karalamış olabilirim. bunun kimseyi ilgilendirmeyeceği de malum. sana ne a.na koyim, denir mesela.

siz daha çocuksunuz, buralara biz başka platformlarda fazla takip edildiğimiz ve artık iyice anonimliğimiz bozulduğu için yazıyoruz. sizi ciddiye alıp entry girmiyoruz yani, kendi günlüğümüz gibi. hadi bakalım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"arturo bandini (yazar)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim