orijinal adı: wait until spring, bandini
yazar: john fante
yayım yılı: 1938
bandini karakerinin çocukluğunu, ailevi sorunlarını, sefaletini, aşık olmasını ve hayatın zorlu koşullarına karşı mücadelesini anlatır.
yazar: john fante
yayım yılı: 1938
bandini karakerinin çocukluğunu, ailevi sorunlarını, sefaletini, aşık olmasını ve hayatın zorlu koşullarına karşı mücadelesini anlatır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "arturo bandini" tarafından 09.01.2021 23:24 tarihinde açılmıştır.
1.
bir john fante romanıdır. (bkz: arturo bandini) karakerinin çocukluğunu, ailesini anlatır. favori kitaplarımdan biridir.
tam olarak nereden başlayacağımı bilmiyorum; muhteşem bir adam doğrusu, arturo bandini. arturo, küçük bir çocuktur. kardeşleri; altına ıslatan federico, sinsi sarışın august, duvar ustası, reislerin reisi babası svevo bandini ve adeta bir rahibe olan annesi marie ile aynı evde yaşarlar. küçük bir evdir, çok yoksuldurlar. soğuk havalar, kar kış kıyamet nedeniyle babasının işleri durgundur. svevo bandini gururlu, heybetli bir adamdır. her sabah erkenden uyanıp kar kürer, svevo bandini; arturo'nun hayatında önemli izleri olan bir adamdır.
fante, arturo bandini'nin çocukluğunu, ailevi sorunlarını, sefaleti anlatır. arturo, rosa pinelli adında bir kıza aşık olur. sefaletin içinde bir adam oluşu, adam olurken aşık oluşu, kaybetmeyi, dişlerini sıkmayı, yoksulluğu, masumiyeti kaybedişi, kısacası sağlam bir insanın tüm pişme sürecini anlatır fante. öyle bir yaşamdır ki bu, arturo bandini çıkar ortaya. öyle, şu veya bu diyerek önemsizleştirebileceğiniz, kıyaslayabileceğiniz bir adam değildir arturo dominic bandini. hayat ocağında pişmiştir, yoksulluğun, yoksuzluğun içinde pişmiştir.
arturo, sağlam olan, güçlü olan şeyleri hayatına model alır. o yüzden kitabı okurken duygulardan arınmışlığı hissedersiniz. kuru romantizm, laf kalabalığı yoktur. but, buttur anlayacağınız. ağlamak, sızlanmak yoktur; sefaletimizi okuyan, sefaletimizi seyredenin yürekleri sızlayabilir ancak; bizim buna harcayacak enerjimiz yoktur. sızlanmayız, sızlananın da ağzına bir tane tokat atıp kendine getirmemiz gerekir.
arturo bandini için, birilerinin kurula kurula uydurduğu şımarık normlar, ahlaki kurallar yoktur. kendi sınıfını kabul etmiştir; kendi heveslerini, güdülerini, arzularını rahat bırakmıştır ve onlarla barıştığı için de onlar tarafından zehirlenmemiştir. güzel bir kadın bacağı gördüğünde ona hasta olur. bu pişmeyi de diğer kitaplarında, (bkz: toza sor) ve (bkz: los angeles yolu) gibi romanlanlarında anlatır.
bu kitapları analiz ederken kısa kesmek zorunda kalmak o kadar üzüyor ki beni anlatamam. ancak bunu da burada kesmemiz lazım. iyi okumalar dilerim.
tam olarak nereden başlayacağımı bilmiyorum; muhteşem bir adam doğrusu, arturo bandini. arturo, küçük bir çocuktur. kardeşleri; altına ıslatan federico, sinsi sarışın august, duvar ustası, reislerin reisi babası svevo bandini ve adeta bir rahibe olan annesi marie ile aynı evde yaşarlar. küçük bir evdir, çok yoksuldurlar. soğuk havalar, kar kış kıyamet nedeniyle babasının işleri durgundur. svevo bandini gururlu, heybetli bir adamdır. her sabah erkenden uyanıp kar kürer, svevo bandini; arturo'nun hayatında önemli izleri olan bir adamdır.
fante, arturo bandini'nin çocukluğunu, ailevi sorunlarını, sefaleti anlatır. arturo, rosa pinelli adında bir kıza aşık olur. sefaletin içinde bir adam oluşu, adam olurken aşık oluşu, kaybetmeyi, dişlerini sıkmayı, yoksulluğu, masumiyeti kaybedişi, kısacası sağlam bir insanın tüm pişme sürecini anlatır fante. öyle bir yaşamdır ki bu, arturo bandini çıkar ortaya. öyle, şu veya bu diyerek önemsizleştirebileceğiniz, kıyaslayabileceğiniz bir adam değildir arturo dominic bandini. hayat ocağında pişmiştir, yoksulluğun, yoksuzluğun içinde pişmiştir.
arturo, sağlam olan, güçlü olan şeyleri hayatına model alır. o yüzden kitabı okurken duygulardan arınmışlığı hissedersiniz. kuru romantizm, laf kalabalığı yoktur. but, buttur anlayacağınız. ağlamak, sızlanmak yoktur; sefaletimizi okuyan, sefaletimizi seyredenin yürekleri sızlayabilir ancak; bizim buna harcayacak enerjimiz yoktur. sızlanmayız, sızlananın da ağzına bir tane tokat atıp kendine getirmemiz gerekir.
arturo bandini için, birilerinin kurula kurula uydurduğu şımarık normlar, ahlaki kurallar yoktur. kendi sınıfını kabul etmiştir; kendi heveslerini, güdülerini, arzularını rahat bırakmıştır ve onlarla barıştığı için de onlar tarafından zehirlenmemiştir. güzel bir kadın bacağı gördüğünde ona hasta olur. bu pişmeyi de diğer kitaplarında, (bkz: toza sor) ve (bkz: los angeles yolu) gibi romanlanlarında anlatır.
bu kitapları analiz ederken kısa kesmek zorunda kalmak o kadar üzüyor ki beni anlatamam. ancak bunu da burada kesmemiz lazım. iyi okumalar dilerim.
devamını gör...
2.
john fante'nin 1938 yılında yayınlanan kitabıdır. orijinal adı, wait until spring bandini olup avi pardo tarafından bahara kadar bekle bandini adıyla türkçe'ye kazandırılmıştır. kitap 1989 yılında sinemaya da uyarlanmıştır.
toza sor kadar bilinmese de aslında bandini serisinin ilk kitabıdır. serinin en güzel kitabıdır bence. çünkü çocukluğu anlatır. çocukluğun saflığı ile fante'nin yalın anlatımını aynı kitapta okumak isterseniz bu kitabı okumayı ertelemeyin.
bandini serisi ya da bandini dörtlüsü
1- bahara kadar bekle bandini
2- los angeles yolu
3- toza sor
4- bunker tepesi düşleri
"kitaplardan anlamazdı, hayır. zorluklarla dolu hayatında kitaplara zaman kalmamıştı hiçbir zaman. ama hayatın dilini ondan çok daha derin okumuştu, sürekli elinin altında bulundurduğu bütün o kitaplara rağmen. hayata dair konuşacak o kadar çok şeyi vardı ki, taşmak üzereydi."
toza sor kadar bilinmese de aslında bandini serisinin ilk kitabıdır. serinin en güzel kitabıdır bence. çünkü çocukluğu anlatır. çocukluğun saflığı ile fante'nin yalın anlatımını aynı kitapta okumak isterseniz bu kitabı okumayı ertelemeyin.
bandini serisi ya da bandini dörtlüsü
1- bahara kadar bekle bandini
2- los angeles yolu
3- toza sor
4- bunker tepesi düşleri
"kitaplardan anlamazdı, hayır. zorluklarla dolu hayatında kitaplara zaman kalmamıştı hiçbir zaman. ama hayatın dilini ondan çok daha derin okumuştu, sürekli elinin altında bulundurduğu bütün o kitaplara rağmen. hayata dair konuşacak o kadar çok şeyi vardı ki, taşmak üzereydi."
devamını gör...