asla anlaşılamayan şeyler

cep telefonu ile dünya'nın öbür ucundaki insanlarla nasıl görüntülü konuşuyoruz? kafam bir türlü almıyor. bütün fizik kurallarını a dan z ye öğrensem de anlayabileceğimi sanmıyorum.

belki bu konuda çokça basit bir açıklaması olan vardır, bilimsel olarak vs. ancak ben anlamlandıramadım, şimdi anlatacağım küçük duruma dair bilgisi olan varsa ve beni aydınlatırsa mutlu olacağım. merak duygumun biraz farklı çalıştığını düşünüyorum, o sebeple "bunu mu düşündün" yahut "buna mı takıldın" dememenizi en azından arzu ediyorum.

şimdi geceleri diyelim ki uyumak çabası içinde gözünüzü kapatıp dalmaya çalıştınız, o sırada böyle evin size hemen yakın bir tarafında herhangi bir aile bireyi bir ışık yaktı. ama gözünüz kapalı yani. fakat gözümüz kapalı olmasına rağmen bir şekilde ışığı algılıyoruz ve ben bunun sebebini anlayamıyorum, belki çok basit bir açıklaması vardır ama bulamadım. gözümün önü böyle ancak elimle tamamen gözümün önünü kapattığım an hemen hemen karanlık oluyor, onun dışında gözüm kapalı olsa dahi bir şekilde o yanan ışığı fark ediyor. yani buna görmek mi denir bilmiyorum, bir şekilde o ışığı fark etme hali. beynimizin bir tarafı mı algılıyor artık, yoksa göz kapalı olsa da çevresinde bir şekilde bir açığa mı sahip de görüyor anlamıyorum.

çünkü dediğim gibi sadece kapattım diyelim gözümü o zaman algılıyorum ışığı, ancak gözümün önünü tamamen elimle kapatınca hemen hemen karanlık yukarıda dediğim gibi. tam karanlık değil yine, ama karanlığa çok yakın bir durum. çok basit açıklaması olduğunu düşünüyorum, muhtemelen ben bu bilgiyi nasıl araştıracağım bilemediğimden öğrenip anlamlandıramadım.

bu sebeple bilgisi olan var ise aydınlatırsa çokça mutlu olurum, saygılarımla.

bir noktadan sonra "asla" olmakla beraber şunu anlayamıyorum uzun zamandır ve saldım da anlamaya çalışmayı zaten. bu hayattaki benim yerimi nereye koydular, bulamıyorum. bir noktada fişi çekmezsem eğer, sanki artık hep böyle devam edecekmiş gibi geliyor.

odamı airbnb mi versem acaba?*

biriyle selamlaşırken kızlar neden yanaklarımızı birbirine değdirip muck muck ses çıkartıyoruz? yani neden ? gelin ya sarılalım ya da gerçekten birbirimizin yanaklarından öpelim. birde burada da farklı bir konu var bazı insanlar iki defa sarılıyor bazısı üç şaşırtıyorlar beni.

insanlar adı abdullah olan yakınlarına lakap olarak neden “apo” der ki?
adım abdullah olsa ve biri bana yakınlığımızdan aldığı cüretle apo dese hakaret olarak algılarım.

asla yaşayacağına ihtimal vermediğin şeyleri yıllar sonra yaşayınca aradaki o sürecin bunu nasıl şekillendirdiğini aklım almıyor. anlayamıyorum. daha da kötüsü bu ahlaka aykırı olunca ve biraz da saçma gelince canın da bi hayli yanınca daha da anlamsızlaşıyor.

insanların beyin yaşının takvim yaşına kıyasla nasıl bu kadar geride kalabileceği.

bir insanın gözünün içine bakarak nasıl yalan söylenebildiği.

ağrı kesicilerin neremizin ağrıdığını nereden bildiği.

#2960253

yörük müsün?

karadenizliler

organizeded yoldaş, zaman felsefede ayrı, fizikte ayrı içerikte kavramlar ve gerçektende her ikisinde de oldukça karmaşık. 'bence evrenin her yerinde zaman aynı hızda akar.' diyorsun ya: tam öyle olmayabilir. gökyüzünde gördüğün yıldızların bir çoğu, üstelik sen onların fotografını çektiğin anda yoklar. nasıl mı.. onların varlığını (görüntüsünü) sana ulaştıran ışınların sana ulaşması -uzaklığa bağlı olarak- yıllarca bile sürmüş olabilir, yani senin fotografını çektiğinden belki on yıl önce yok olmuş, yani o anda gerçekte var olmayan bir yıldızı görmektesin. peki soru şu: sen fotoyu çektiğin saatte (zaman evrende aynı ise) yıldız var mı, yok mu. olmayan bir şeyi mi fotograflayabiliyorsun..fotonun altındaki tarih/zaman sana neyi ifade ediyor, edecek...