ülkenin 100 yıldır süregelen acı gerçeği.

bugün bu haldeysek hala cehaleti yenememişiz demektir.
devamını gör...
yeni nesilden umutluyum.
haydi gençler kurtarın bu ülkeyi yoksa unuttun rahat bir hayat yaşamayı.
devamını gör...
cehaletle savaş hiç bitmez maalesef
devamını gör...
asıl düşmanın cehalet olduğunu biliyordu tabi, boşuna mı "gençliğe hitabe"* bıraktı.. asker ağzı dersiniz beğenmezsiniz belki ama cumhuriyeti kuran kadrolar askerdi,napalım yani? liberaller gibi halk yoktu mu diyelim? tamam öyle diyelim,kardeşim zaten gerçektende bir halk yoktu ki?! bu çelişkiye takılanlar yolun sonuna geldiler.. bunun farkında olanlar geleceği yeniden kuracaklar..
devamını gör...
(1923) 30 ekim, cumhuriyetin ilk sabahı..
türkiye cumhuriyeti devleti'nin nüfusu 13 milyon...
11 milyon insan köylerde yaşıyor. 40 bin köy var, 37 binin de okul yok, postane yok dükkan yok...
30 bin köyde, yani her 4 köyün 3'ünde cami yok.
traktör sayısı 0. biçer döver sayısı 0, ayçiçeği üretimi yok, şeker üretimi yok. ekmeklik un ithal, pirinç ithal..
bütün memlekette sadece 5000 hektar alan sulanıyor.
5000 köyde sığır vebası var. hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyor...
1 milyon kişi frengi, 2 milyon kişi sıtma, 3 milyon kişi trahomlu. verem, tifo, tifüs salgını var. bitle başa çıkılamıyor..
13 milyon nüfus, 6 milyon hasta.
bebek ölüm oranı yüzde 40.
anne ölüm oranı yüzde 18.
her doğum yapan 5 anneden biri, her doğan 3 bebekten biri ölüyor.
ortama ömür 40. 41. yaşını görene maşallah deniliyor.
memlekette sadece 337 doktor var , sadece 60 eczacı var 8'i türk.
hemşire sayısı sadece 4.
diş hekimi sayısı 0.
40 bin köy var, ebe sayısı sadece 136.
yanmış bina sayısı 115 bin.
hasarlı bina sayısı 12 bin.
komple kül edilmiş bina sayısı binin üstünde...
ülkeyi yeniden inşaa etmek gerekiyor, kiremit bile yok.
limanlar, madenler yabancıya ait.
demiryollarının 1 metresi bile bizim değil.
toplam sermayenin sadece yüzde 15'i türk.
osmanlı torunları...
osmanlıdan kala kala 4 fabrika kalmış. -
heleke ipek, feshane yün, bakırköy bez, beykoz deri.
sanayi denilen işletmelerin yüzde 96'sında motor yok.
10 kişiden fazla işçi çalıştıran 280 işyeri var, bunların da 250 si yabancıya ait.
kişi başı milli gelir 45 dolar.
elektrik sadece istanbul, izmir ve tarsus da var.
4 mevsim kullanabilen karayolu yok.
sadece 4 ilde özel otomobil var.
bunun yanında zaten dökülüyoruz. mübadele ile 400 bin insan geliyor.
gelen her iki çocuktan biri yollarda at arabalarında hayatını kaybediyor.
mübadele ile gelip mağarada kalanlar var.
kadın insan değil cumhuriyetten önce-
-eşit eğitim hakkı yok
-meslek edinme hakkı yok
-boşanma hakkı yok
-velayet hakkı yok
-seçme hakkı yok
-seçilme hakkı yok
-gebeliği önleme hakkı yok
-doğum izni yok
-kızlık soyadını kullanma hakkı yok
-kadın, kendisine miras kalan mallar üzerinde tasarruf hakkı yok
hani diyor ya şimdi ben osmanlı torunuyum adayı istiyorum.
-sen kadınsın bir kere, ne adası ne mirası(!)
memlekette spor yok, resim yok sanat yok, heykel yok, olmadığı gibi sanat ve arkeolojik eserler padişahlar tarafından yurt dışına kaçırılmış...
kimi alaturka saat kullanıyor. güneşin battığı anı saat 12 olarak kabul ediyor.
kimisi zevalli saati kullanıyor. güneşin en tepede olduğu anı 12 olarak kabul ediyor.
kimisi güneş batarken gurubi saati esas alıyor.
kimisi güneşin tamamen batarken ezani saati esas alıyor.
saat kaç birader diyorsun, bilen yok.!
kimisi hicri takvim, kimisi rumi takvim kullanıyor.
kimisi şubatı, kimisi aralığına denk geliyor.
herkes aynı zaman diliminde, fakat farklı ayları yaşıyor.
dirhem, okka, çeki var. arşın, kulaç, fersah var. ne ağırlığımız dünyaya ayak uyduruyor, ne uzunluğumuz cumhuriyetten önce.
ölçülerimiz bile orta çağdan kalma...
600 sene türkçe'mizin ırzına geçmişler arapça farsça harmanlanmış osmanlıca diye bişey çıkarmışlar.
harf devrimi yapıldı bir gecede cahil kaldık diyorlar değil mi?
ibrahim mütaferrika'dan beri 150 yılda basılan kitap sayısı 417.
bunların çoğu da gayri müslüm matbaasında basılıyor.
wolter bir kitabında diyor ki; istanbul'da bir yılda yazılanlar, pariste bir günde yazılanlardan azdır.''
şerefsiz bu wolter.. (!)
gazete, sadece; istanbul ve izmir de var.
erkeklerin sadece yüzde 7 si.
kadınların sadece 1000/4 'ü okuma yazma biliyor.
okur yazar erkeklerin ezici çoğunluğu, subaylar ve gayrimüslimden oluşuyor.
okul çağına gelen her 4 çocuğumuzdan 3'ü okula gitmiyor.
toplam 4894 ilkokul. sadece 72 ortaokul, ve 23 lise var.
başkent ankara'da mesela lise sayısı, sadece 2.
türkiyenin bütün liselerinde sadece, 230 kayıtlı kız öğrenci var.
öğretmenlerin 3/ 1 nin öğretmenlik diploması yok.
ülkede sadece 1 tane üniversite var. o da darilfülün. medreseden hallice.
türkçe öğrenmek yasak, memleket bilimden çok uzak, din diye hurafe öğretiliyor.
mustafa kemâl atatürk, kendi el yazısıyla 30 ekim 1923 sabahı ismet paşaya mektup yazıyor.
bize geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız. kaderin bizim kuşağımıza yüklediği bir görev var.
özgür bir toplum oluşturmak, çağdaşlaşmak, bu ideali gerçekleştirmek zorundayız. bu görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim.
tanrı yardımcımız olsun..
mustafa kemal atatürk'e dil uzatan vatan hainidir!
devamını gör...
anıtkabire gidilmeli. çok müze gezerim, çok severim. bir sürü müze gezdim, her şeyiyle harika. gidip koca bir gun en az bir kere orada gecirilmeli. yani baskılı tişörtler mitinglerdeki imzalı bandanalar anahtarliklar filan içi bomboş. gidip gerçekten tarih bir kere yaşanmalı. mümkünse yaşlılarla filanda sohbet edin, bir sürü hikayeleri var.
devamını gör...
cehalet her daim vardır, tamamen bitemez. fatih sultan mehmet 1481 yılında vefat ettiği vakit, halkın bir kısmı sevinmiştir. çünkü fatih, biz batıya nasıl imreniyorsak onlarda bize öyle imrensin diye halkı sürekli çalıştırıyor, ona göre vergi alıyordu. imparatorluğu ona göre geliştiriyordu. aynı şey mustafa kemal içinde geçerlidir. geri kalmış toplumlar, aydın insanlarını her daim geç anlar. biz 100 yıl geçse de hala mustafa kemal'i tam anlayamadık.
devamını gör...
bir insanı en çok korkutan ve saldırganlaştıran bilmeme korkusudur. bilinmeyenden korkmaktır. atamızda biliyormuş bu gerçeği. insan türü bildiği şeye tutunur sıkı sıkı bilmediğinden korunmak için. bu yüzdendir de yeniliği ve yeni şeyleri istememek. " eski köye yeni adet" lafı bile buradan gelir. kendilerini korumak isterler. nesilden nesile de bunu aktarırlar. oysaki her nesil bile bir yeniliktir. doğan her insan. çünkü eşsizdir her birey. bir benzeri yoktur. bu yüz öğrenmek önemlidir. insanlar öğrendikçe yeni nöron yolları oluşur. oluştukça da düşünce şeklimiz değişir ve artık o kadar korkutmaz yenilikler. bu yüzden çok severim bu sözü.
" bilenle bilmeyen aynı olur mu"
okuyalım öğrenelim arkadaşlar ve korkmayalım. korkmayalım yenilikten ve geleceğimizden. öyle düşünmüyorsak da öğrenelim. öğrenelim ki saygı duyalım bizden farklı düşünenlere. onları ötekileştirmeyelim veya düşman bilmeyelim. sonuçta hepimiz birer insanız. aynı dünyayı ve aynı nefesleri paylaşırız.
devamını gör...
cehaletten kastınız nedir ? mesela islam mı ?
devamını gör...
7 devlete karşı 4 sene yetti ancak kendi insanımıza 15 sene yetmedi…
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"atatürk'ün 4 sene düşmanla 15 sene cehaletle savaşması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim