atatürk'ün konuşmalarını cımbızlayıp müslümandı demek
başlık "kedi yiyen fare" tarafından 29.12.2024 15:12 tarihinde açılmıştır.
1.
cimbizlama yaparak yalan dolan yapmaktir. sozlukte de var oyleleri, ben bu entry'yi de o sebepten giriyorum.
cunku ataturk, islam'i neden ovdugunu, konusmalarinda, yazilarinda sonrasinda aciklamistir.
ataturk'un islam'i ovdugu gercek alintilarin buyuk cogunlugu 1924 yilina kadardir. 1924 sonrasi bunlar azalir.
mesela, ornek verelim, ataturk'un tum konusmalarinin, yazismalarinin toplandigi 30 ciltlik 'ataturk'un butun eserleri' isimli kitabin 15'ci cildinde, yani 2005 cikisli versiyonunda 1 konusmasi aktarilir ataturk'un.
(gorselleri direkt kitaplarin pdf'lerinden cektim.)
ataturk bu konusmayi 1923'de kadinlara yapar, soyle der,
'memlekitimizin bazi yerlerinde, en ziyade buyuk sehirlerinde, giyinme tarzimiz, kiyafetimiz bizim olmaktan cikmistir. sehirlerdeki kadinlarimizin giyinme ve kapanma tarzinda iki sekil tecelli ediyor, ya bu yonde ya karsit yonde asirilik var. yani ya ne oldugu bilinemeyen, cok kapali, cok karanlik 1 harici sekil gosteren 1 kiyafet (yani carsaf) veyahut avrupa'nin en serbest balolarinda bile harici kiyafet olarak arz edilemeyecek kadar acik 1 giyim. bunun her ikisi kotu tesirden, hayatimiza fenalik yapmaktan geri degildir. bunun her ikisi de seriatin tavsiyesi, dinim emri haricindedir. bizim dinimiz kadini o asiriliktan da, bu asiriliktan da tenzih eder. o sekiller ginimizin geregi degil, muhalifidir.
dinimizin tavsiye ettigi tesettur hem hayata hen fazilete uygundur. kadinlarimiz seriatin tavsiyesi, dinin emri icabinca tesettur etselerdi ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar acilacaklardi. şer'i tesettur (yani şeriattaki tesettur) kadinlar icin muskulata (yani probleme) sebep olmayacak, kadinlarin toplum hayatinda, iktisat hayatinda, is hayatinda ve ilim hayatinda erkeklerle isbirligi yapmasina mani bulunmayacak basit 1 sekildedir.
bu basit sekil, toplumumuzun ahlak ve adabina aykiri degildir. giyinme tarzimizi ifrata vardiranlar, kiyafetlerinde aynen avrupa kadinini taklit edenler dusunmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri. kendine gore milli hususiyetleri vardir. hicbir millet diger 1 milletin taklitcisi olmamalidir. cunku boyle 1 millet ne taklit ettigi milletin ayni olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. bunun neticesi suphesiz ki husrandir.'
ataturk bu konusmada carsafin dinin geregi olmadigini soyler, dinin geregi tesetturdur der, 'dinimiz' der, avrupai giyim tarzini elestirir ve bizim kendimize gore kulturumuz var, biz buyuz der. yani tesetturu turk kulturunden gorur.
bu alintiyi cimbizlarsan, ataturk musluman oluverir. bak atam ne guzel ve hakli konusmus dersin.
halbuki gel gelelim yine ayni kitabin 17'ci cildine, yine 2005.
1925, yani sadece 2 yil sonra. dikkat edin ki bu cumhuriyet'in ilanindan da sonrasidir.
ataturk soyle diyor,
'hanimlar da erkekler gibi sapka giymelidir. baska turlu hareket etmemize imkan yoktur. iste size 1 misal: bu başla medeni 1 hanim avrupa'ya gidip insan icine cikamaz.'
ve bunu da 1 kadinin kadinlarin basligi hakkindaki fikirlerini sormasi uzerine soyluyor.
sadece 2 yil once tesettur gelenegimizdir, dinimizin emridir diyen ataturk, avrupai giyimi elestiren ataturk, simdi sapka takmasaniz insan icine cikamazsiniz avrupa'da diyordu...
burda şu soylenebilir, ya ataturk fikrini degistirmisse? olamaz mi?
yani 2 yilda belki de fikri degisti, belki dinden cikti.
hayir, cunku ataturk 1923'de de inancsizdi, ve o donem de tesetture karsiydi.
peki bunu nerden biliyoruz ve madem oyle 1923'deki konusmayi neden yapti.
ilk sorunun cevabini bulursak ikinci sorunun cevabi kendiliginden cozulecek.
ataturk'un 1923 oncesinde de tesetturu tasvip etmedigini nerden biliyoruz?
mazhar mufit kansu. 1872 veya 1873 dogumlu 1 siyasetcidir. ataturk'un yakinlarindandir.
mazhar mufit, 'erzurum'dan olumune kadar ataturk'le beraber' diye 1 kitap yaziyor. kitabi ttk, yani turk tarih kurumu yayimliyor.
kitap 2 cilt, 1'ci cildinde mazhar mufit 1 ani aktarir.
bu olay 7-8 temmuz 1919'da yasanir. yani 1923 konusmasindan 4 yil once.
ataturk, o zaman, mazhar mufit'e deftere 1 yazi yazdirir.
bu yaziyi yazdirirken de soyle der,
'defterin bu yapragini kimseye gostermeyeceksin. sonuna kadar mahrem (yani ozel) kalacak.'
burda ataturk, iktidara gelince neler yapacagini ta 4 yil oncesesinden yazdirmisti. yani yapacagi devrimlerin 1 kismini.
o yapilacak devrimlerden 5'i sunlardi,
'zaferden sonra sekli hukumet cumhuriyet olacaktir. bu 1.
iki: padisah ve hanedan hakkinda 'zamani gelince icap eden muamele' yapilacaktir (burasi onemli dikkat edin sonra gelicez buraya).
3: tesettur kalkacaktir (yani tesettur zorunlulugunu kalkicak diyor)
4: fes kalkacak, medeni milletler gibi sapka giyilecektir. (halbuki ataturk bunu yazdirmasindan 4 yil sonra gorunurde o medeni milletlerin giyim tarzini elestiriyordu)
5. latin hurufu (harfleri) kabul edilecek.
yani ataturk cidden yaptigi bu devrimlerin hepsini cumhuriyet'ten once mazhar mufit'e yazdiriyor.
tesettur zorunlulugunu kaldirmak isteyen ataturk'un, 1923'te tesetturu ovmesi sizce de tuhaf degil mi?
mazhar mufit bunu uydurmus olamaz mi?
muhtemelen olamaz. nerden biliyoruz?
yine, 'ataturk'un butun eserleri' kitabinin 2'ci cildine bakalim. sayfa 66, ataturk'un hatiralari.
bakin yil 1916, gun 22 kasim. ne yaziyor ataturk,
'8/9 (21/22 kasim) saat 9 sonra'ya kadar kurmay baskani'yla tesetturun kaldirilmasi ve sosyal hayatimizin iyilestirilmesi hakkinda sohbet...'
yani ataturk, cumhuriyet'in ilanindan 7 yil once bile tesettur zorunlulugunun kalkmasini savunuyordu.
ve ustte de gorduk ki, ki giyimlerinden de biliyoruz ki, ataturk, bati, avrupai stile onem veriyordu giyimde de.
simdi bunu al, ve tesetturu ovup bizim kendi kulturumuz var, avrupa'nin giyimleri farkli diyen ataturk'le karsilastir.
hangi ataturk?
bu kayitlarin hepsi dogru.
yine 1 ornek daha verelim,
ataturk cumhuriyet'in ilk yillarinda halk arasinda, muslumanca konusabiliyordu, bizim dinimiz akla en uygun dindir soylemlerini falan bilirsiniz.
peki bu soylemleri cimbizlayarak ataturk muslumandi demek dogru mu?
bakin, yil 1916.
ataturk'in o dini soylemlerinden, cumhuriyet'ten dahi 7 yil once. 1916.
madam corinne, ataturk'un arkadasi. 1 sure mektuplastigi yabanci 1 kadin.
'ataturk'un butun eserleri' kitabi, yine 2'ci cilt. sayfa 44.
6 mayis 1916 mektubu. madam corinne'e, ataturk'ten.
bakin ne yaziyor ataturk,
'aziz madam,
bu defa hakiki dostlugumuzu hatirlatmak icin kalemi ilk ele alan benim. batidan doguya devam eden uzun ve yorucu 1 yolda iki ay kadar seyahat ettikten sonra 1 istirahat ani bulunabilecegine inanilir, degil mi? fakat heyhat! goruluyor ki, bu ancak olumden sonra mumkun olacak. fakat bu hayali rahata kavusmak icin sizin iyi tanrinizin cennetine girmeye kolay kolay razi olacak degilim...'
ataturk daha 1916'da, olumden sonraki huzurlu hayati, cenneti 'hayal' diye niteliyordu.
yine madam corinne'e mekuplarindan devam edelim.
madam corinne'e mektup, ataturk'ten, ayni kitap ayni cilt, sayfa 57, 30 eylul 1916.
'bu muharebeler sirasinda zavalli faik pasa alnindan 1 kursun yiyerek zafer meydaninda can verdi. eski dostunun kahramanlik misalini takip etmek isteyen nuri bey'in coskunlugu gorulecek sey. neyse ki, cennette kendisi icin yapilan, fakat henuz insa halinde bulunan kosk tamamiyla bitinceye kadar sabretmesi icin yaptigim nasihatlere kulak verdi.'
ataturk burda, cennet inanciyla dalga geciyor.
savasta faik pasa olduruluyor, nuri bey de savasa atilmak istiyor, ataturk de yav cennette senin icin yapilan kosk tamamen bitmedi bitsin sonra sey yaparsin diye bununla dalga geciyor.
yani al bu ataturk'u, cumhuriyet sonrasi ilk yillarda dine gelen, sonra gene dinsizlesen ataturk'le karsilastir.
hangi ataturk?
burda ataturk'un, mazhar mufit'e yazdirdigi kayitlarda, 1 noktaya dikkat edin demistim.
orasi burasiydi,
'iki: padisah ve hanedan hakkinda 'zamani gelince icap eden muamele' yapilacaktir'
saltanat hakkinda, zamaani gelince, bisey yapariz.
bakin, zamani gelince!
bu kisim cok onemli.
ataturk faydaci birisiydi, yani 1 seyin zamani gelmeden, halki ona alistirmak icin, o seyi savunabilirdi.
ataturk'un, dine, 'dinimiz' demesi falan, hepsi de aslinda bunun icindir.
o yuzden cumhuriyet'in ilk yillarinda, dinsiz olmasina ragmen, halka karsi konusmalarinda, dini'miz', yuce peygamber'imiz' diyebilmistir.
bunu da ataturk soyluyor, mesela o saltanat kismindaki zamani gelince ifadesini de acikliyor.
bu nutuk'ta var. 'ataturk'un butun eserleri' cilt 20, yani nutuk cilt 2. sayfa 316.
ataturk soyle diyor,
'efendiler, saltanat devrinden cumhuriyet devrine gecebilmek icin, herkesin malumu oldugu uzere, 1 intikal devresi yasadik. bu devirde iki fikir ve gorus birbiriyle devamli olarak mucadele etti. o fikirlerden biri, saltanat devrinin devam etttirilmesiydi. bu fikrin taraftarlari acik idi. diger fikir, saltanat idaresine son vererek cumhuriyeti tesis eylemekti. bu, bizim fikrimizdi. biz fikrimizi acikca soylemekte sakinca goruyorduk. ancak gorusumuzun tatbik kabiliyetini sakli bulundurup munasip zamanda tatbik edebilnek icin, saltanat taraftarlarinin fikirlerini tatbik sahasindan uzaklastirmak mecburiyetinde idik. yeni kanunlar yapildikca, bilhassa teskilati esasiye kanunu yapilirken, saltanat taraftarlari, padisah ve halifenin haklarinin ve salahiyetinin acikca belirtilmesinde israr ederlerdi. biz, bunun zamani gelmedigini veya luzum olmadigini beyan ederek o yonu soylenmemis birakmakta fayda goruyorduk.'
yani biz ilkten beri saltanata karsiydik ama diyor, bunu belirtmiyorduk. cunku halk buna hazir degildi diyor ataturk.
ayni sekilde ataturk'un, cumhuriyet'ten once dahi cennetin hayal oldugunu, islam'a inanmadigini soyleyip, cumhuriyet doneminin ilk doneminde yine islam'i ovup ve bilhassa 1924'den sonra yine keskin 1 gecis ve degisiklik yasamasi, kafasi karisik oldugundan degil, halkin, ataturk'un gorus ve dusuncelerine hazir olmamasindan kaynaklaniyordu.
simdi de 1937 dogumlu olan, 2011'de vefat etmis, turk profesor ve siyasetci prof. dr. utkan kocaturk'un, ttk yani turk tarih kurumu tarafindan da gosterilen, ataturk'un fikir ve dusunceleri isimli kitabina bakalim. sayfa 204.
ataturk 1927, nutuk'ta soyle diyor,
'muvaffakiyet icin pratik ve saglam yol, her safhayi vakti geldikce uygulamakti. milletin gelisme ve yukselmesi icin selâmet yolu bu idi. ben de boyle hareket ettim.'
yani bu ataturk'un, saltanatla sınırlı kalmis 1 seyi degildi.
ataturk pragmatistti, cogu siyasetci gibi, hedefi ugruna aslinda karsi oldugu goruse, o goruse karsitligi halkin hosuna gitmyecekse, 1 sure ilismiyor, halki buna yavas yavas alistirip ondan sonra o goruse uzaklasarak karsitligini bildiriyordu.
bu ataturk'un genel siyasetiydi, 1 bakima cogu siyasetci gibi.
hala ikna olmayan varsa, ataturk'un bunu, islam konusunda da yaptigini gosterelim. yine 'ataturk'un butun eserleri' kitabi, cilt 20.
ataturk soyle diyor:
'izmit'te, istanbul ve izmit matbuat erbabiyla uzun 1 gorusme ve hasbihalimiz esnasinda, muhataplarimdan 1 zatin su sorusuna maruz kaldim; "yeni hukumetin dini olacak mi?"
itiaf edeyim ki, bu soruya muhatap olmayi hic de arzu etmiyordum. olumsuz, pek kisa olmasi lazim gelen (yani 'hayir'dan bahsediyor) cevabi o gunku sartlara gore agzimdan cikmasini henuz istemiyordum. cunku tebaasi arasinda muhtelif dinlere mensup unsurlar bulunan ve her din mensubu hakkinda adilce ve tarafsizca muamelede bulunmaya ve mahkemelerinde tebaasi ve yabancilar hakkinda esit adalet tatbikiyle mukellef 1 hukumet, fikir ve vicdan hurriyetine riayete mecburdur. hukumetin bu tabii sifatinin supheli mana atfina sebep olacak sifatlarla kayitlanmasi elbette dogru degildir. 'turkiye devletinin resmi dili turkcedir' dedigimiz zaman bunu heries anlar. hukumeyle resmi muamelelwrde turk dilinin cari olmasi luzumunu herkes tabii bulue. fakat, 'turkiye devletinin dini, islam dinidir' cumlesi ayni suretle mi anlasilip kavul edilecektir? bu, bittabi izaha ve yorumlanmaya muhtactir.
efendiler, gazeteci muhatabimin sorusuna, 'hukumetin dini olamaz!' diyemedim. aksini soyledim.
'vardir efendim; islam dinidir' dedim. fakat hemen 'islam dini fikir hurriyetine sahiptir' cumlesiyle cevabimi acikliga kavusturmak ve yorumlamak luzumunu hissettim.
demek istedim ki. hukumet, fkir ve vicdana riayetle kayitli ve mukellef olur. muhatabim, verdigim cevabi suphesiz makul bulmadi ve sorusunu su tarzda tekrar etti: 'yani hukumet 1 dine bagli olacak mi?'
'olacak mi, olmayacak mi bilmem' dedim. meseleyi kapatmak istedim. fakat, mumkun olmadi....'
gordugunuz uzere ataturk'un dini inanc ve dusuncesi, belirli 1 alintiyi cimbizlayarak anlasilmaz.
onun yerine bu gorusleri alip belli 1 kronolojiye tabi tutup sonuc cikarmak lazimdi. biz de goruyoruz ki, ataturk musluman degildi.
cunku ataturk, islam'i neden ovdugunu, konusmalarinda, yazilarinda sonrasinda aciklamistir.
ataturk'un islam'i ovdugu gercek alintilarin buyuk cogunlugu 1924 yilina kadardir. 1924 sonrasi bunlar azalir.
mesela, ornek verelim, ataturk'un tum konusmalarinin, yazismalarinin toplandigi 30 ciltlik 'ataturk'un butun eserleri' isimli kitabin 15'ci cildinde, yani 2005 cikisli versiyonunda 1 konusmasi aktarilir ataturk'un.
(gorselleri direkt kitaplarin pdf'lerinden cektim.)
ataturk bu konusmayi 1923'de kadinlara yapar, soyle der,
'memlekitimizin bazi yerlerinde, en ziyade buyuk sehirlerinde, giyinme tarzimiz, kiyafetimiz bizim olmaktan cikmistir. sehirlerdeki kadinlarimizin giyinme ve kapanma tarzinda iki sekil tecelli ediyor, ya bu yonde ya karsit yonde asirilik var. yani ya ne oldugu bilinemeyen, cok kapali, cok karanlik 1 harici sekil gosteren 1 kiyafet (yani carsaf) veyahut avrupa'nin en serbest balolarinda bile harici kiyafet olarak arz edilemeyecek kadar acik 1 giyim. bunun her ikisi kotu tesirden, hayatimiza fenalik yapmaktan geri degildir. bunun her ikisi de seriatin tavsiyesi, dinim emri haricindedir. bizim dinimiz kadini o asiriliktan da, bu asiriliktan da tenzih eder. o sekiller ginimizin geregi degil, muhalifidir.
dinimizin tavsiye ettigi tesettur hem hayata hen fazilete uygundur. kadinlarimiz seriatin tavsiyesi, dinin emri icabinca tesettur etselerdi ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar acilacaklardi. şer'i tesettur (yani şeriattaki tesettur) kadinlar icin muskulata (yani probleme) sebep olmayacak, kadinlarin toplum hayatinda, iktisat hayatinda, is hayatinda ve ilim hayatinda erkeklerle isbirligi yapmasina mani bulunmayacak basit 1 sekildedir.
bu basit sekil, toplumumuzun ahlak ve adabina aykiri degildir. giyinme tarzimizi ifrata vardiranlar, kiyafetlerinde aynen avrupa kadinini taklit edenler dusunmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri. kendine gore milli hususiyetleri vardir. hicbir millet diger 1 milletin taklitcisi olmamalidir. cunku boyle 1 millet ne taklit ettigi milletin ayni olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. bunun neticesi suphesiz ki husrandir.'
ataturk bu konusmada carsafin dinin geregi olmadigini soyler, dinin geregi tesetturdur der, 'dinimiz' der, avrupai giyim tarzini elestirir ve bizim kendimize gore kulturumuz var, biz buyuz der. yani tesetturu turk kulturunden gorur.
bu alintiyi cimbizlarsan, ataturk musluman oluverir. bak atam ne guzel ve hakli konusmus dersin.
halbuki gel gelelim yine ayni kitabin 17'ci cildine, yine 2005.
1925, yani sadece 2 yil sonra. dikkat edin ki bu cumhuriyet'in ilanindan da sonrasidir.
ataturk soyle diyor,
'hanimlar da erkekler gibi sapka giymelidir. baska turlu hareket etmemize imkan yoktur. iste size 1 misal: bu başla medeni 1 hanim avrupa'ya gidip insan icine cikamaz.'
ve bunu da 1 kadinin kadinlarin basligi hakkindaki fikirlerini sormasi uzerine soyluyor.
sadece 2 yil once tesettur gelenegimizdir, dinimizin emridir diyen ataturk, avrupai giyimi elestiren ataturk, simdi sapka takmasaniz insan icine cikamazsiniz avrupa'da diyordu...
burda şu soylenebilir, ya ataturk fikrini degistirmisse? olamaz mi?
yani 2 yilda belki de fikri degisti, belki dinden cikti.
hayir, cunku ataturk 1923'de de inancsizdi, ve o donem de tesetture karsiydi.
peki bunu nerden biliyoruz ve madem oyle 1923'deki konusmayi neden yapti.
ilk sorunun cevabini bulursak ikinci sorunun cevabi kendiliginden cozulecek.
ataturk'un 1923 oncesinde de tesetturu tasvip etmedigini nerden biliyoruz?
mazhar mufit kansu. 1872 veya 1873 dogumlu 1 siyasetcidir. ataturk'un yakinlarindandir.
mazhar mufit, 'erzurum'dan olumune kadar ataturk'le beraber' diye 1 kitap yaziyor. kitabi ttk, yani turk tarih kurumu yayimliyor.
kitap 2 cilt, 1'ci cildinde mazhar mufit 1 ani aktarir.
bu olay 7-8 temmuz 1919'da yasanir. yani 1923 konusmasindan 4 yil once.
ataturk, o zaman, mazhar mufit'e deftere 1 yazi yazdirir.
bu yaziyi yazdirirken de soyle der,
'defterin bu yapragini kimseye gostermeyeceksin. sonuna kadar mahrem (yani ozel) kalacak.'
burda ataturk, iktidara gelince neler yapacagini ta 4 yil oncesesinden yazdirmisti. yani yapacagi devrimlerin 1 kismini.
o yapilacak devrimlerden 5'i sunlardi,
'zaferden sonra sekli hukumet cumhuriyet olacaktir. bu 1.
iki: padisah ve hanedan hakkinda 'zamani gelince icap eden muamele' yapilacaktir (burasi onemli dikkat edin sonra gelicez buraya).
3: tesettur kalkacaktir (yani tesettur zorunlulugunu kalkicak diyor)
4: fes kalkacak, medeni milletler gibi sapka giyilecektir. (halbuki ataturk bunu yazdirmasindan 4 yil sonra gorunurde o medeni milletlerin giyim tarzini elestiriyordu)
5. latin hurufu (harfleri) kabul edilecek.
yani ataturk cidden yaptigi bu devrimlerin hepsini cumhuriyet'ten once mazhar mufit'e yazdiriyor.
tesettur zorunlulugunu kaldirmak isteyen ataturk'un, 1923'te tesetturu ovmesi sizce de tuhaf degil mi?
mazhar mufit bunu uydurmus olamaz mi?
muhtemelen olamaz. nerden biliyoruz?
yine, 'ataturk'un butun eserleri' kitabinin 2'ci cildine bakalim. sayfa 66, ataturk'un hatiralari.
bakin yil 1916, gun 22 kasim. ne yaziyor ataturk,
'8/9 (21/22 kasim) saat 9 sonra'ya kadar kurmay baskani'yla tesetturun kaldirilmasi ve sosyal hayatimizin iyilestirilmesi hakkinda sohbet...'
yani ataturk, cumhuriyet'in ilanindan 7 yil once bile tesettur zorunlulugunun kalkmasini savunuyordu.
ve ustte de gorduk ki, ki giyimlerinden de biliyoruz ki, ataturk, bati, avrupai stile onem veriyordu giyimde de.
simdi bunu al, ve tesetturu ovup bizim kendi kulturumuz var, avrupa'nin giyimleri farkli diyen ataturk'le karsilastir.
hangi ataturk?
bu kayitlarin hepsi dogru.
yine 1 ornek daha verelim,
ataturk cumhuriyet'in ilk yillarinda halk arasinda, muslumanca konusabiliyordu, bizim dinimiz akla en uygun dindir soylemlerini falan bilirsiniz.
peki bu soylemleri cimbizlayarak ataturk muslumandi demek dogru mu?
bakin, yil 1916.
ataturk'in o dini soylemlerinden, cumhuriyet'ten dahi 7 yil once. 1916.
madam corinne, ataturk'un arkadasi. 1 sure mektuplastigi yabanci 1 kadin.
'ataturk'un butun eserleri' kitabi, yine 2'ci cilt. sayfa 44.
6 mayis 1916 mektubu. madam corinne'e, ataturk'ten.
bakin ne yaziyor ataturk,
'aziz madam,
bu defa hakiki dostlugumuzu hatirlatmak icin kalemi ilk ele alan benim. batidan doguya devam eden uzun ve yorucu 1 yolda iki ay kadar seyahat ettikten sonra 1 istirahat ani bulunabilecegine inanilir, degil mi? fakat heyhat! goruluyor ki, bu ancak olumden sonra mumkun olacak. fakat bu hayali rahata kavusmak icin sizin iyi tanrinizin cennetine girmeye kolay kolay razi olacak degilim...'
ataturk daha 1916'da, olumden sonraki huzurlu hayati, cenneti 'hayal' diye niteliyordu.
yine madam corinne'e mekuplarindan devam edelim.
madam corinne'e mektup, ataturk'ten, ayni kitap ayni cilt, sayfa 57, 30 eylul 1916.
'bu muharebeler sirasinda zavalli faik pasa alnindan 1 kursun yiyerek zafer meydaninda can verdi. eski dostunun kahramanlik misalini takip etmek isteyen nuri bey'in coskunlugu gorulecek sey. neyse ki, cennette kendisi icin yapilan, fakat henuz insa halinde bulunan kosk tamamiyla bitinceye kadar sabretmesi icin yaptigim nasihatlere kulak verdi.'
ataturk burda, cennet inanciyla dalga geciyor.
savasta faik pasa olduruluyor, nuri bey de savasa atilmak istiyor, ataturk de yav cennette senin icin yapilan kosk tamamen bitmedi bitsin sonra sey yaparsin diye bununla dalga geciyor.
yani al bu ataturk'u, cumhuriyet sonrasi ilk yillarda dine gelen, sonra gene dinsizlesen ataturk'le karsilastir.
hangi ataturk?
burda ataturk'un, mazhar mufit'e yazdirdigi kayitlarda, 1 noktaya dikkat edin demistim.
orasi burasiydi,
'iki: padisah ve hanedan hakkinda 'zamani gelince icap eden muamele' yapilacaktir'
saltanat hakkinda, zamaani gelince, bisey yapariz.
bakin, zamani gelince!
bu kisim cok onemli.
ataturk faydaci birisiydi, yani 1 seyin zamani gelmeden, halki ona alistirmak icin, o seyi savunabilirdi.
ataturk'un, dine, 'dinimiz' demesi falan, hepsi de aslinda bunun icindir.
o yuzden cumhuriyet'in ilk yillarinda, dinsiz olmasina ragmen, halka karsi konusmalarinda, dini'miz', yuce peygamber'imiz' diyebilmistir.
bunu da ataturk soyluyor, mesela o saltanat kismindaki zamani gelince ifadesini de acikliyor.
bu nutuk'ta var. 'ataturk'un butun eserleri' cilt 20, yani nutuk cilt 2. sayfa 316.
ataturk soyle diyor,
'efendiler, saltanat devrinden cumhuriyet devrine gecebilmek icin, herkesin malumu oldugu uzere, 1 intikal devresi yasadik. bu devirde iki fikir ve gorus birbiriyle devamli olarak mucadele etti. o fikirlerden biri, saltanat devrinin devam etttirilmesiydi. bu fikrin taraftarlari acik idi. diger fikir, saltanat idaresine son vererek cumhuriyeti tesis eylemekti. bu, bizim fikrimizdi. biz fikrimizi acikca soylemekte sakinca goruyorduk. ancak gorusumuzun tatbik kabiliyetini sakli bulundurup munasip zamanda tatbik edebilnek icin, saltanat taraftarlarinin fikirlerini tatbik sahasindan uzaklastirmak mecburiyetinde idik. yeni kanunlar yapildikca, bilhassa teskilati esasiye kanunu yapilirken, saltanat taraftarlari, padisah ve halifenin haklarinin ve salahiyetinin acikca belirtilmesinde israr ederlerdi. biz, bunun zamani gelmedigini veya luzum olmadigini beyan ederek o yonu soylenmemis birakmakta fayda goruyorduk.'
yani biz ilkten beri saltanata karsiydik ama diyor, bunu belirtmiyorduk. cunku halk buna hazir degildi diyor ataturk.
ayni sekilde ataturk'un, cumhuriyet'ten once dahi cennetin hayal oldugunu, islam'a inanmadigini soyleyip, cumhuriyet doneminin ilk doneminde yine islam'i ovup ve bilhassa 1924'den sonra yine keskin 1 gecis ve degisiklik yasamasi, kafasi karisik oldugundan degil, halkin, ataturk'un gorus ve dusuncelerine hazir olmamasindan kaynaklaniyordu.
simdi de 1937 dogumlu olan, 2011'de vefat etmis, turk profesor ve siyasetci prof. dr. utkan kocaturk'un, ttk yani turk tarih kurumu tarafindan da gosterilen, ataturk'un fikir ve dusunceleri isimli kitabina bakalim. sayfa 204.
ataturk 1927, nutuk'ta soyle diyor,
'muvaffakiyet icin pratik ve saglam yol, her safhayi vakti geldikce uygulamakti. milletin gelisme ve yukselmesi icin selâmet yolu bu idi. ben de boyle hareket ettim.'
yani bu ataturk'un, saltanatla sınırlı kalmis 1 seyi degildi.
ataturk pragmatistti, cogu siyasetci gibi, hedefi ugruna aslinda karsi oldugu goruse, o goruse karsitligi halkin hosuna gitmyecekse, 1 sure ilismiyor, halki buna yavas yavas alistirip ondan sonra o goruse uzaklasarak karsitligini bildiriyordu.
bu ataturk'un genel siyasetiydi, 1 bakima cogu siyasetci gibi.
hala ikna olmayan varsa, ataturk'un bunu, islam konusunda da yaptigini gosterelim. yine 'ataturk'un butun eserleri' kitabi, cilt 20.
ataturk soyle diyor:
'izmit'te, istanbul ve izmit matbuat erbabiyla uzun 1 gorusme ve hasbihalimiz esnasinda, muhataplarimdan 1 zatin su sorusuna maruz kaldim; "yeni hukumetin dini olacak mi?"
itiaf edeyim ki, bu soruya muhatap olmayi hic de arzu etmiyordum. olumsuz, pek kisa olmasi lazim gelen (yani 'hayir'dan bahsediyor) cevabi o gunku sartlara gore agzimdan cikmasini henuz istemiyordum. cunku tebaasi arasinda muhtelif dinlere mensup unsurlar bulunan ve her din mensubu hakkinda adilce ve tarafsizca muamelede bulunmaya ve mahkemelerinde tebaasi ve yabancilar hakkinda esit adalet tatbikiyle mukellef 1 hukumet, fikir ve vicdan hurriyetine riayete mecburdur. hukumetin bu tabii sifatinin supheli mana atfina sebep olacak sifatlarla kayitlanmasi elbette dogru degildir. 'turkiye devletinin resmi dili turkcedir' dedigimiz zaman bunu heries anlar. hukumeyle resmi muamelelwrde turk dilinin cari olmasi luzumunu herkes tabii bulue. fakat, 'turkiye devletinin dini, islam dinidir' cumlesi ayni suretle mi anlasilip kavul edilecektir? bu, bittabi izaha ve yorumlanmaya muhtactir.
efendiler, gazeteci muhatabimin sorusuna, 'hukumetin dini olamaz!' diyemedim. aksini soyledim.
'vardir efendim; islam dinidir' dedim. fakat hemen 'islam dini fikir hurriyetine sahiptir' cumlesiyle cevabimi acikliga kavusturmak ve yorumlamak luzumunu hissettim.
demek istedim ki. hukumet, fkir ve vicdana riayetle kayitli ve mukellef olur. muhatabim, verdigim cevabi suphesiz makul bulmadi ve sorusunu su tarzda tekrar etti: 'yani hukumet 1 dine bagli olacak mi?'
'olacak mi, olmayacak mi bilmem' dedim. meseleyi kapatmak istedim. fakat, mumkun olmadi....'
gordugunuz uzere ataturk'un dini inanc ve dusuncesi, belirli 1 alintiyi cimbizlayarak anlasilmaz.
onun yerine bu gorusleri alip belli 1 kronolojiye tabi tutup sonuc cikarmak lazimdi. biz de goruyoruz ki, ataturk musluman degildi.
devamını gör...
2.
ben müslümanım. ama atatürk'ün dini neydi hiç umrumda değil gerçekten ya. benim için gündem konusu dahi değil
devamını gör...
3.
asıl soru : m. kemal'in dininden size ne, bize ne?
ne zaman " ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol" lafından feyz alıp bir yandan " herkesin dini kendine" derken diğer yandan kimin neye inandığıyla uğraşmaktan vazgeçeceksiniz?
ayrica m. kemal ne bir imamdı, ne hacı, ne hoca. adam askerdi, politikacıydı. illa uğraşmak istiyorsanız, askerliğini irdeleyin, politikacılığını irdeleyin. bırakın insanların neye inanıp neye inanmadığıyla upraşıp inanmamayı kötü birşeymiş, utanılacak birşeymiş gibi gösterme uğraşmaktan.
ne zaman " ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol" lafından feyz alıp bir yandan " herkesin dini kendine" derken diğer yandan kimin neye inandığıyla uğraşmaktan vazgeçeceksiniz?
ayrica m. kemal ne bir imamdı, ne hacı, ne hoca. adam askerdi, politikacıydı. illa uğraşmak istiyorsanız, askerliğini irdeleyin, politikacılığını irdeleyin. bırakın insanların neye inanıp neye inanmadığıyla upraşıp inanmamayı kötü birşeymiş, utanılacak birşeymiş gibi gösterme uğraşmaktan.
devamını gör...