ateş...
kutsal ateşsiz kaldı tanrıların evi, olympos
bahşeyledi merhamet meşale, prometheus
savanalarda aydınlandı ilk, homo erectus
yıldırım öfke dinmez, gaddar-azap zeus

gayrı yakar düştüğü yeri, mercan köz
vietnam'da "kim phuc", napalm kız
pompei'de ani gazap vezüv, kül alaz
haliç'te grejuva, madımakta kin yalaz

ateş...
suriye, ırak, filistin'de ölüm mermisi,
sevdiğinle helalleş
hiroşima, nagazaki'de atom bombası,
soluk gözlerde yaş
auschwitz-birkenau'da nazi idam mangası,
nişan al! ateş!

ateş, ilk insansılar tarafından milyonlarca yıl önce de yakıcı ve yok edici gücü bilinen, milyonlarca yıl boyunca da onlar için ulaşılmaz ve dokunulmazlığını koruyan, kontrolü ele geçirildikten sonra da, insan evriminin dönüm noktası olmuştur. fakat ateşin kontrolü ve kontrollü kullanımını bir birinden ayırmak gerekmektedir.

mesela, milyonlarca yıl önce gerçekleşen, geniş bir alana yayılmış, bir orman yangınına ait bulgular olsun. yangın alanının dışında, yangının gerçekleştiği tarihle örtüşen, uzakta bir yerde yanmış bir ağaç kalıntısına rastlıyorsak, bu o ağaç parçasının yangın alanından taşındığının, yani ateşin kontrol edildiğinin bir göstergesidir. eğer o ateş üzerinde herhangi bir şeyin yakıldığına, pişirildiğine dair izlere rastlıyorsak, bu o ateşin bilinçli bir şekilde kontrollü kullanımına işarettir.

tabi ki, doğada açık alanda ateşin tarih öncesi izlerini tespit etmek çok zor bir eylemdir. yağmurlar, rüzgarlar bu izleri silip süpürecektir. mağara gibi kapalı ve korunaklı yerlerde kullanılan veya yakılan ateşin seceresini çıkartmak daha kolay olacaktır. ateş yakılan zeminde tortulardaki kırmızı-turuncumsu renk değişimleri incelenerek, paleomanyetik ve ısılparlaklık teknikleri ile yakılan ateşin sıcaklığı bile yaklaşık olarak tespit edilebilmektedir.

ateşin 1.7-2.0 milyon yıl önce ilk defa homo erectuslar tarafından kontrol edildiği tahmin edilmektedir. çin yuanmou'da, ateş tarafından kararmış memeli hayvan kemikleri bizi 1.7 milyon yıl öncesine götürmektedir. güney afrika wonderwerk cave kazı alanında bulunan, 1 milyon yıllık kemikler ise, ateşin kontrollü bir şekilde kullanıldığına dair en eski ilk kanıttır. fas jebel irhoud kazı alanında bulunan, ateşte yakılarak sertleştirilmiş ve güçlendirilmiş, 300 bin yıllık çakmaktaşlarından yapılma bıçak ve mızrak uçlarının keşfi de önemli bir keşiftir.

ilk modern insanların ateşi kullandığına dair en eski bulgu, yine güney afrika pinnacle point'te bulunan 164 bin yıllık, ateşle yakılarak sertleştirilmiş, "flake" dediğimiz taşın pulsu özelliğinin arttırılarak farklı taş aletlerin yapımında kullanılan, silkret taşlardır. modern insanın yaygın olarak ateş kullanımına ait net kanıtlar da yaklaşık 125 bin yıllıktır.

ateşin kontrolü ve kontrollü ateş yakılması arasındaki ince detaya yazımızın başında değinmiştik. araştırmalar sırasında, yaklaşık tarihi tespit edilen bir ateş kalıntısının, doğal bir yangından taşınarak mı, yoksa kullanan insansıların kendi imkanlarıyla yaktığı mı şeklinde bir belirsizlik ortaya çıkmaktadır. örneğin, birleşik krallık beeches pit'te 415 bin yıllık ateş kalıntısını ele alalım. afrikaya göre daha soğuk bir iklime sahip olan kuzey avrupa'ya göç etmeden önce atalarımız kendi ateşini yakabilme becerisine sahip olmalılardı. yani neyine güvenerek yola çıkacaksın ki? * yolda nasıl olsa bir yangın çıkar, yeterli bir motivasyon olmamalı. peki erectusların afrika'yı ilk olarak 1.8 milyon yıl önce terk etmeye başladığını düşünürsek?

devam edecek...
devamını gör...
erectuslar 1.8 milyon yıl önce * afrika’dan göç etmeye başladıklarında, “neye güvenerek yola çıktılar?” sorusunun cevabı “ateş” değildir. ama bu, erectusların o dönem ateşi kullanmadıkları anlamına gelmemektedir. peki erectuslar neyine güvendi ki? tabi ki kıçlarındaki kıllara güvenerek yola çıktılar. * vücutları onları soğuktan koruyacak bir kürkle kaplıydı.

erectuslar istenmeyen tüyleri yaklaşık 1.2 milyon yıl önce dökmeye başlamışlardır. aslında kıl kökü sayısında önemli bir azalma olmuyor ama kıllar küçüldüğü için kürk özelliğini yitiriyor. buradaki motivasyon ateş sayesinde ısınma ihtiyaçlarının karşılandığı için, uzun ve kalın kılların kısalması, incelmesi ve küçülmesi değildir. iki ayak üzerinde daha hareketli bir yaşamın ortaya çıkardığı fazla vücut ısısını dengelemek için zamanla ter bezlerinin daha çok gelişmesi ve daha rahat bir terleme için tüylerin küçülmesidir.

savanalarda çıkan doğal yangınların sunduğu fırsatlar erectusların ateşe bakış açısını değiştirmiştir. çayırların, otların, çalılıkların yandığı toprak, küçük hayvanları, böcekleri erectuslar için çıplak bırakmıştı. çaresizce kaçışan diğer hayvanlar da kendilerini erectus avcı grupların kucağında bulmuş olmalıydı. neticede erectuslar belli bir farkındalık seviyesine ulaşmış canlılardı. ama asıl farkındalığa, ateşte yanarak ölen hayvanların tadına bakınca varmışlardır. erectusun dişine pişmiş et değdi bir kere; artık, ateşi takip eden, yangın peşinde koşan, sosyokültürel yapısı ateş etrafında şekillenen, fırsatçı bir canlıdır erectus.

doğadan elde edilen ateşin muhafazası problemi, ister istemez kamp ateşi kültürünü ve toplum içi iş dağılımını ortaya çıkartmıştır. bir grup avlanıp yiyecek getirirken, bir grup da kamptaki ateşin sönmesine engel olacak, ateşi aktif tutmak için yanıcı madde toplayacaktı. çalı çırpı gibi birden yanıp biten değil, için için uzun soluklu yanan yanıcı madde bulmakta fayda vardı. kömür mü? kömürün yakıt olarak ilk kullanımı erectuslara nasip olmamıştır. erectuslar uzun süre yanan ateş için, büyük ihtimalle fil boku ve diğer hayvanların gübrelerini kullanmışlardı. gördüğünüz gibi tezek kültürü de erectuslara kadar uzanır. *

ateşin erectuslara sunduğu en büyük avantaj diğer avcı hayvanlara karşı savunma duvarı oluşturmasıdır. bir topluluğun gelişebilmesi için öncelikle o topluluğun hayatta kalabilmesi gerekmektedir. pişen yiyecekler * daha kolay sindirilebilir olduğu için, sindirim sırasında daha az enerjiye ihtiyaç duyulur ve enerji tasarrufu sağlanır. pişen yiyeceklerden daha fazla enerji ve besin elde edilir. elde edilen fazla besin ve enerji beyine yönlendirilerek ona kullanabileceği daha çok kaynak sunar. tüketmek için daha çok kaynağa sahip beynin gelişerek daha karmaşık bir yapı kazanması sağlanır. daha karmaşık bir yapı kazanan beynin daha analitik ve yaratıcı düşünebilmesinin de beraberinde yeni keşifleri getirmesi ateş sayesinde olmuştur.

peki yüzbinlerce yıldır ateşle haşir neşir olan ilk insansılar kendi imkanlarıyla kendi ateşlerini ne zaman ve nasıl yakmaya başladılar? işte bunun kesin bir cevabı yok ama, 400 bin yıl önce insansıların kontrollü ateş kullanımına ait bulguların sayısında kayda değer bir artış görülmektedir. yani ateşin insansılar tarafından kullanıldığına ait 1 milyon yıldan eski bulgu sayısı çok nadirken, 300-400 bin yıllık bulguların sayısındaki gözle görülür artış, bu tarihten itibaren ateşin yaygın olarak kullanıldığını göstermektedir. ateş bu kadar yaygın olarak kullanıldıysa, kendi ateşlerini yakabilme becerisini de kazanmış olmalılardı fakat, öyle değil. çünkü, bazı bulgular çok kafa karıştırıcıdır.

güneybatı fransa’da mö 100 bin-40 bin yılları arasında neanderthallerin yaşadığı iki kazı alanı inceleniyor: pech de l’aze ıv ve roc de marsal. bu dönemde homo sapiensler de avrupa’da mevcut. kazı alanının 100 bin yıllık toprak zemininde ateş kullanıldığına dair çok net bulgular elde ediliyor. kömürleşmiş odun parçacıkları, küller, ateşte ısıtılmış binlerce taş aletler, ateşte kararmış kemikler, vs… mö 2.6 milyon – mö 10 bin yılları arasında gerçekleşen son buzul çağı sırasında, görece daha ılıman bir iklimin hakim olduğu bir dönem.

40 bin yıllık toprak zeminde yapılan araştırmalarda ise ateş kullanıldığına dair hiçbir bulguya rastlanmıyor. elbette bir sürü taş aletler, kemikler, vs. var ama ateş kullanıldığına dair hiçbir veri yok. normalde taş aletlerin ısıtılarak güçlendirilmiş olması beklenirdi çünkü, daha önceki ataları bunu yapmıştı. 40 bin yıl önce iklimin 100 bin yıl öncekine göre çok daha soğuk olduğu bir dönemde neanderthaller niçin ateşi kullanmamışlardı? yoksa zaten ateş yakmayı bilmiyorlardı ve soğuk iklimde de faydalanabilecekleri herhangi bir doğal yangın gerçekleşmiyor muydu?

devam edecek...
devamını gör...
neanderthallerin 40 bin yıl önce kendi imkanlarıyla ateş yakamadıkları varsayımı, bazı diğer varsayımları da tekrar gözden geçirmemiz gerektiğini gösterir. erectusların kıllarının 1.2 milyon yıl önce küçülmeye başladığını söylemiştik. acaba ilk insansılar kıllarından daha geç ve uzun bir dönemde mi kurtulmuşlardı? yaklaşık 300 bin yıl önce neanderthaller avrupa'ya yayılmaya başladıklarında vücutları çok daha kıllı olabilir miydi?

ilk insansıların hayvan derisinden ve kürkünden faydalanmaya başladıklarına dair en eski bulgu, fas, contrebandiers cave'de bulunan 120 bin yıllık vahşi hayvan derisidir. kazı alanında bir de herhangi bir deniz memelisine ait olabileceği düşünülen ilginç bir kemik bulunuyor. yapılan analizler sonucunda 113 bin yıllık bu kemiğin ispermeçet balinasına ait bir diş olduğu ortaya çıkıyor. yok canım, daha neler, ateş yakamadan kaşalot avlayacak değiller ya? neyse boş verelim şimdi moby dick'i. *

ilk insansıların hayvan derisi ve kürkünden faydalandığına dair en eski bulgunun 120 bin yıllık olması, onların 120 bin yıl önce hayvan kürklerini kullanmaya başladığı anlamına gelmez. çok daha önceden kullanmaya başlamış olmalılardı. 400 bin yıllık bazı taş aletlerin hayvan derisini güzelce yüzmek için tasarlandığı, bu aletlerde de deri kalıntıları kaldığı görülmüştür. hep varsayıyoruz, yaklaşık tarih veriyoruz. peki niye ilk insansılara ait doğru düzgün kalıntı bulup da daha net veriler sunamıyoruz?

öncelikle ilk insansılara ait fosil sayısı çok kısıtlıdır. ölen insansılar muhtemelen vahşi hayvanlar ve leşçi canlılar tarafından silinip süpürülmüştür. ölen bireyleri toprağa gömme geleneği olsaydı, çok daha fazla bulgu elde edebilirdik. fakat, ölen bireyleri gömme ritüelinin de yaklaşık 120 bin yıl önce başladığı düşünülüyor. bir de kürk gibi hayati önem taşıyan bir eşyanın ve diğer alet edevatın da çok eski dönemlerde ölen bireye bırakılacağını da hiç sanmıyorum. eğer fosillerimizi kar ve buzla kaplı yerlerde bulmuş olsaydık çok daha fazla bilgi elde edebilirdik.

ötzi: "buzadam" lakaplı modern insana ait, yaklaşık 5300 yıllık, donmuş bir mumya ötztal alpleri'nde bulundu. ötzi, çimden dokunmuş bir pelerin, deriden yapılmış palto, tayt, peştamal, kemer, içi yumuşak otlarla sarılmış, tabanı su geçirmez ayakkabı ve ayı kürkü bere giyiyordu. ötzi'nin, dişbudak saplı çört * bıçağı, sapı porsuk ağacından bakır baltası ve ok kılıfı vardı. ok kılıfında, kartopu çiçeği ve kızılcık ağacından henüz tamamlanmamış 12 adet ok sapı, 2 adet kırık ok ve yay ipi vardı. kırık okların ucuna çakmaktaşı sabitlenmişti ve denge tüyleri de vardı. ötzi'nin 1.82 metrelik yayı da henüz tamamlanmamıştı.

ötzi'nin huş ağacından keselerinde küçük meyveler ve iki farklı tip mantarlar vardı. mantarlardan biri antiparazitik bir türdü. diğeri de kav mantarıydı. kav mantarı kurutulunca çok çabuk tutuşan, ateş yakma amacıyla kullanılan bir mantar türü. buna "tinder fungus" deniyor. şimdi kibrite de "match" deniyor. "tinder-match", bu da yazının en gereksiz bilgisi olsun. * kav mantarının yanında, tutuşturmalık bir çok bitki, çakmak taşı ve pirit bulunuyor. işte benim görmek istediğim ateş yakma kiti bu! bu, ateş yakma becerisinin, ateşin kendisinden bile daha somut kanıtıdır.

piritin 50 bin yıllık ilk izlerine, fransa, bettencourt neanderthal kazı alanında rastlanıyor. pirit, çakmaktaşı çarptırılarak sürtüldüğünde kıvılcım oluşturan, demir disülfit mineralidir. ayrıca kazı alanında manganez dioksit tozlarına da rastlanıyor. manganez dioksit tozları da, odunlara serpiştirildiğinde, tutuşma sıcaklığını 100 derece civarına kadar düşürerek ateş yakma eylemini kolaylaştırıyor. peki neanderthaller bu beceriyi neden dönem dönem kullanmışlardı ki? hem de ateşe en çok ihtiyaç duydukları soğuk dönemlerde niçin ateş yakmamışlardı?

homo sapienslerin 130-115 bin yıl önce avrupa'ya geldiğini biliyoruz. neanderthallerle bazen iç içe yaşadıklarını, bir birlerine karıştıklarını da biliyoruz. acaba homo sapiens avrupa'ya ateş yakma becerisiyle gelmiş olabilir miydi? hemen de neanderthalleri ezikledik. * kim bilir...

savanalarda tutuşan ağaç dallarından, bizi uzaya götüren roket teknolojisine uzanan ateşin öyküsü işte bu sevgili yazarlar. alev çimenler arasından korkusuzca ilerleyen, meşale çalıya cesurca elini uzatan, bilgi meşaleyi semaya yücelten, tanrılardan kutsal ateşi çalan, göğsü dik, gözü pek, titan prometheus! prometheus da bir erectustu...

bitti...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ateşin kontrolü" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim