ayakkabının gözünden başparmağın hikayesi
başlık "insan olun biraz" tarafından 19.12.2021 11:43 tarihinde açılmıştır.
1.
steven l. peck’in değeri bilinmemiş romanı kısa bir cehennem ziyaretinde jorge luis borges’in zihnindeki babil kitaplığından yola çıkarak hazırlanan cehennemde olması muhtemel hikayelerden biri olarak geçen hiç var olmamış hikayedir.
şöyle bir şey olabilir:
neredeyse her gün bir şekilde içimi işgal eden bu beş kişiden duyduğum nefreti anlatmak için kelimeler yetersiz kalıyor. sanki dünya üzerindeki var oluş amacım olanları koruyup kollamakmış gibi kibirli bir özgüven içinde olmaları da onlara olan hıncımı arttırdıkça arttırıyor.
benim ters bir yansımam olan ikizim benim kadar rahatsız değil bu durumdan. o bu saldırgan beşliyi misafir olarak görüyor. ve onlarla arası çok iyi. kurtuluş savaşı döneminde yaşasaydı ikizim, manda ve himayeyi ilk kabul eden kişi olurdu.
en çok da liderleri olan ve başparmak dedikleri dombiliye öfkeliyim. burnumun ucuna doğru öyle bir kurumla yerleşiyor ki sanki oranın komutanı. iri cüssesine güvenerek her şeye hakkı olduğuna inanıyor. diğerlerini, en çok da serçe dedikleri adamı aşağılıyor sürekli. anlamsız bir büyüklenme çabası içinde. sevimsizliğini bile olumlu bir özellikle olarak görme alışkanlığında.
o yüzden ikizimin içinde rahat rahat dururken bu beş adam. ben elimden geldiğince sıkıyorum onları. bir ayakkabı ayağınıza vuruyorsa ya da ayağınızı sıkıyorsa bunun duygusal bir nedeni vardır.
ayağınızda paralansın.
şöyle bir şey olabilir:
neredeyse her gün bir şekilde içimi işgal eden bu beş kişiden duyduğum nefreti anlatmak için kelimeler yetersiz kalıyor. sanki dünya üzerindeki var oluş amacım olanları koruyup kollamakmış gibi kibirli bir özgüven içinde olmaları da onlara olan hıncımı arttırdıkça arttırıyor.
benim ters bir yansımam olan ikizim benim kadar rahatsız değil bu durumdan. o bu saldırgan beşliyi misafir olarak görüyor. ve onlarla arası çok iyi. kurtuluş savaşı döneminde yaşasaydı ikizim, manda ve himayeyi ilk kabul eden kişi olurdu.
en çok da liderleri olan ve başparmak dedikleri dombiliye öfkeliyim. burnumun ucuna doğru öyle bir kurumla yerleşiyor ki sanki oranın komutanı. iri cüssesine güvenerek her şeye hakkı olduğuna inanıyor. diğerlerini, en çok da serçe dedikleri adamı aşağılıyor sürekli. anlamsız bir büyüklenme çabası içinde. sevimsizliğini bile olumlu bir özellikle olarak görme alışkanlığında.
o yüzden ikizimin içinde rahat rahat dururken bu beş adam. ben elimden geldiğince sıkıyorum onları. bir ayakkabı ayağınıza vuruyorsa ya da ayağınızı sıkıyorsa bunun duygusal bir nedeni vardır.
ayağınızda paralansın.
devamını gör...