babala tv'deki istanbul sözleşmesi ve kadın hakları tartışması

videonun içeriği boyunca detaylı olarak her cümlenin tartışılabilme potansiyeli yüksek ama izledikten sonra genel anlamda baktığımda benim gördüğüm erkek beyanı ve oradan buradan aldığı , duyduğu tabiri gereği dedikodu bilgilerle kendi savını savunan bir yazar karşı tarafta ise yasalar ve hukuki dosyalar üzerinden kendi savını savunan bir hukukçu görüyorum. izleyenlerin veya izleyecek olanların özellikle bu konudaki yorumunu merak ettiğim için bu başlığı açmak istedim. izlemek isteyenler içinburadan

"katili de anlamak-acımak lazım" imasında* bulunan yazar tarafı benim için o an bitmiştir.
sema maraşlı kendi güvenli bölgesinde, başına bir şey gelmeyeceğinden emin, kitap yazarak para kazandığı için eşinden ekonomik şiddet görmesi çok muhtemel olmadığı için pişkin pişkin konuşmuştur.

sema maraşlı' nın katil hakkındaki ifadeleri, somut bir şekilde (kanıtlarla) sözleşmeye karşı olduğunun nedenini belirtememesi derken parça parça izleyerek bitirebildiğim bir video oldu. bir anda aşırı doz pick me girl ve cahillik yüklemesinden devrelerim yanabilirdi, bunu yapmak zorundaydım. şükran hanım sayısal verileri kullanıp, sözleşmenin maddelerini açıklayarak argüman sunarken; sema hanım genellemelerle ve kendisine gelen dm' lerle bu argümanları çürütmeye çalıştı. tartışmanın basit bir özeti... bu konuda babala tv' nin de biraz hatalı olduğunu düşünüyorum. bir eğitimci(!) - yazar yerine biraz hukuk bilgisi olan birini taraf olarak seçebilirlerdi. en azından istanbul sözleşmesi' ni baştan sona okuyup neden karşı çıktığını mantıklı bir şekilde açıklayabilecek birini çağırabilirlerdi.

insanı dumura uğratan bir kadının (kadın diyesim gelmiyor hak etmiyor aslında) her fırsatta insanların sözünü keserek mizojinist argümanlar fırlattığı videodur. sema maraşlı yılların orta anadolulu malum partilisi annemi bile şoktan şoka sokmuştur. kafamda da fatih tezcanın kadın versiyonu olarak yerini almıştır.

sema maraşlı'nın "katile de acımak lazım" dediği program. asla anlam veremiyorum. ölen kişi yerine katile acıyan, katille empati kuran insanda beyin var mıdır acaba? programdaki şükran hanımı da tebrik ediyorum gerçekten o nasıl bir sabır
sema maraşlı sosyal medyadan ona yazan insanları örnek göstererek konuşurken şükran hanım açıklanmış sayısal verilerle konuşuyordu. aradaki farkı anlamışsınzdır heralde.(bkz: allah en yakın zamanda beyin nasip etsin)

erkeklerin evden atılması dışında elinde argüman olmayan acemi bir yazar ile sorulan tüm sorulara mantık ve eşitlik çerçevesinde cevap veren bir avukatın karşı karşıya geldiği format.