#ödüllü filmler
orijinal adı: yi jiu si er
yönetmen koltuğunda feng xiaogang'ın yer aldığı 2012 yapımı çin tarihini anlatan savaş, dram filmdir. konusu, çin ile japonya arasındaki savaş sırasında açlıkla mücadele eden milyonlarca insanın kilometrelerce yolu yürümesini anlatmaktadır.
imdb: 6.9
yönetmen koltuğunda feng xiaogang'ın yer aldığı 2012 yapımı çin tarihini anlatan savaş, dram filmdir. konusu, çin ile japonya arasındaki savaş sırasında açlıkla mücadele eden milyonlarca insanın kilometrelerce yolu yürümesini anlatmaktadır.
imdb: 6.9
yönetmen:
feng xiaogang
oyuncular:
zhang hanyu
zhang guoli
adrien brody
xu fan
tim robbins
fan wei
yuanzheng feng
feng xiaogang
oyuncular:
zhang hanyu
zhang guoli
adrien brody
xu fan
tim robbins
fan wei
yuanzheng feng
*hong kong film ödülleri (2013) - two coasts'tan en iyi çince film
*pekin öğrenci filmleri festivali (2013) - en iyi film
*altın horoz ödülleri (2013) - en iyi aktör [guoli çang] / en iyi uyarlama senaryo
*altın at film festivali (2013) - en iyi yardımcı oyuncu [xuejian li]
film toplam 33 ödüle sahiptir.
*pekin öğrenci filmleri festivali (2013) - en iyi film
*altın horoz ödülleri (2013) - en iyi aktör [guoli çang] / en iyi uyarlama senaryo
*altın at film festivali (2013) - en iyi yardımcı oyuncu [xuejian li]
film toplam 33 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ne zaman gitti tren" tarafından 11.07.2021 23:05 tarihinde açılmıştır.
1.
feng xiaogang'ın yönettiği 2012 tarihli bir çin tarihi filmidir. liu zhenyun 'ın romanından uyarlanmış tır.kasım 2012'de filmin ilk gösterimi yapıldı. başrollerde tim robins ve adrian brody var ama aslında film guoli zhang'ın başarısına kurulmuş.
film 1942 yılında çin'in henan eyaletinde meydana gelen kıtlık ve japonya ile yapilan savaş döneminde, yaşanan göç neticesinde 3 milyondan fazla insanın ölümünü anlatan filmdir.
filmde fan isminde zengin bir adamın kıtlık başladığı andan itibaren ailesi ve yardimcilari ile yasadigi zorlu yolculuğu anlatırken bir yandan da gazeteci theodore h. white'ın kıtlığı çinli yetkililer ve dunyaya duyurma çabaları anlatılmaktadır.
filmde açlık, kendi ülkende mülteci olma, rüşvet, emanet, inanç sorgulaması, aileye bağlılık, namus gibi kavramlar incelenmektedir.
2.5 saat gibi uzun süren bir film. siyasi çekişmeler, merkez siyasi yapı ile halkın arasındaki derin uçurum gereksiz uzatılmış. ancak yine de karakterlerin ve öykülerin birbirine bağlanması, halkın cahilliğinin ve çaresizliğinin sunumu oldukça düşündürücü.
filmi izlerken aklıma osmanlı'nın son dönemlerinde ve kurtuluş savaşı sırasında yaşanılan yoksulluk, kıtlık ve okuduğumuz hikayeler geldi. yine padişaha ya da cumhuriyet doneminde yalakalık yapmak isteyen memurların yönetime herşeyi güllük gulistanlik göstermesi (ki bugün de aynı şeyin devam ettiğini görüyorum) aklıma geldi. bugün 150 ülkeye yardım ettiği söylenen bir ülkede yaşıyoruz. buna rağmen her geçen gün alım gücümüz azalıyor. pandemi ülke ekonomisine gerçekten büyük darbeler vurdu. peki biz allah korusun birgün kıtlık veya yokluk ile imtihan olursak neler yaşardık, ne tür hikayeler ile karşılaşirdık bunu düşündüm. bu noktada israf, şükür, adalet, yardımlaşma kavramlarını daha sık dusunmeliyiz diye düşünmekteyim. allah yardımcımız olsun.
film 1942 yılında çin'in henan eyaletinde meydana gelen kıtlık ve japonya ile yapilan savaş döneminde, yaşanan göç neticesinde 3 milyondan fazla insanın ölümünü anlatan filmdir.
filmde fan isminde zengin bir adamın kıtlık başladığı andan itibaren ailesi ve yardimcilari ile yasadigi zorlu yolculuğu anlatırken bir yandan da gazeteci theodore h. white'ın kıtlığı çinli yetkililer ve dunyaya duyurma çabaları anlatılmaktadır.
filmde açlık, kendi ülkende mülteci olma, rüşvet, emanet, inanç sorgulaması, aileye bağlılık, namus gibi kavramlar incelenmektedir.
2.5 saat gibi uzun süren bir film. siyasi çekişmeler, merkez siyasi yapı ile halkın arasındaki derin uçurum gereksiz uzatılmış. ancak yine de karakterlerin ve öykülerin birbirine bağlanması, halkın cahilliğinin ve çaresizliğinin sunumu oldukça düşündürücü.
filmi izlerken aklıma osmanlı'nın son dönemlerinde ve kurtuluş savaşı sırasında yaşanılan yoksulluk, kıtlık ve okuduğumuz hikayeler geldi. yine padişaha ya da cumhuriyet doneminde yalakalık yapmak isteyen memurların yönetime herşeyi güllük gulistanlik göstermesi (ki bugün de aynı şeyin devam ettiğini görüyorum) aklıma geldi. bugün 150 ülkeye yardım ettiği söylenen bir ülkede yaşıyoruz. buna rağmen her geçen gün alım gücümüz azalıyor. pandemi ülke ekonomisine gerçekten büyük darbeler vurdu. peki biz allah korusun birgün kıtlık veya yokluk ile imtihan olursak neler yaşardık, ne tür hikayeler ile karşılaşirdık bunu düşündüm. bu noktada israf, şükür, adalet, yardımlaşma kavramlarını daha sık dusunmeliyiz diye düşünmekteyim. allah yardımcımız olsun.
devamını gör...