siz bu kadar çok muydunuz, kimseniz yok mu
- ara sıra benzemek ister ya insan birine -
nasıl böyle kendinize benziyorsunuz
kimse artık o kadar benzemiyor kendine

bir de benzersiz oluşunuz var ki
ya sizsiniz şu hepimizdeki eksik
ya sizin yerinize çekiliyor gibiyiz
içimize böylece hepimiz birbirimiz

bir de bir bahçe gibi hatırlanma isteği
bir tesadüf de olabilir bir istek de
önemsiz bile olabilir, olmamış bile
olabilir mi, olabilirmiş, bir oluş;
ne demekse bir oluş: elma bir kuyu
kazandırır düştüğü yere, bahçe dağılır,
herkese bir üşüme kalır kendine düştüğünde,
evler yıkılır ve balkon kalır: kötülük
böyle yükseldi!

kötülük böyle yükseldi, siz kaybolmuş
bir mektup gibi açılacak birini ariyordunuz,
bir davet olan bahçeyi birinde arıyordunuz
kimse kimseyi çağırmaz, hiçbirimizin yeri
yok, bahçe dağılmak içindir şimdi
kalmadığı yerden: bahçede kötülük yoktu,
küsmek vardı, şahaneydi, ama siz
kimseyi küstüremediniz!

küsmek şahane, sıradan ve iyiydi
iyiliğin yerini alamayacak kadar
sahici olabilir bazen bir oluş: anılar
hiç rivayet edilmemiş gibi korunabilir,
acı herkese yetebilir, bu bahçede
kuşkunun da yeri yok, ne çıkar, şüphedeyim
dese de biri, olsun yine aldanacak bir şeyler çıkar,
unutulanlarsa bir kez olsun hatırlamakla
yine unutulurlar, şapkasında
kiraz olmayan bir çocuk bile hatırlar
yazın bahçeyi dağıttığını, ama siz eski kirazı
gönderdiniz büyüdüğü bahçeye, bilseydiniz
kötülüğün tatile çıkmasından daha kötüdür
geri dönmesi, üstelik her şey dağılırken
iştah uyandırır kirazın biriktirdiği: kötülük
böyle döküldü!

kötülük böyle döküldü, benim gözümden
kaçan bir bulut sizde yağmura sığındı,
şüphedeyim hala, benim hikayem bu
kadardı, yağmura kadardı, hem bahçeyi
tutuşturacak kadar ateşi yoktu kimsenin,
hem çoktunuz başka bahçeler gibi
kim kimden kaybolsa bir bahçe yayılır
ateş gibi, nerde bir bahçenin süslendiğini
görseniz, bilin ki başkasının bahçesi kül
altındadır, bu beni boğardı, kirazi boğardı, gül
bile
boğabilir bir bahçeyi: elmayı saymıyorum!

elmayı saymıyorum, onun açtığı kuyularda
boğulanları da saymıyorum, anladım çoktunuz
ve gitgide az geliyordunuz kendinize
en çok kim varsa sizde, şimdi en çok
kimseniz ondan bakın, onun gibi bakın bize
ya sizsiniz bakıyoruz yüzyüze
ya sizsiniz herkes kendi yüzüne

bahçeyi sizden bildim, sizden indim
elmanın açtığı kuyudaki şiddete,
tadim yok sizden döküldüm, sizden
toplandım, dağılmadım ki hiç: terketseniz de
kiraz bahçede kalmalıydı, kırdığınız ne varsa
bir parçasi bendeydi, sizi bildiğim kadar
biliyorum şimdi de: benim sizden bilmediğim
tek şey aşk oldu!

insan bağışlamak için seviyorsa birini
sevdikçe bağışlamaz mıydı kendini de
yokluğun bahçesi böyle derin
rüzgar böyle girmişken içimize
terkedin içinizdeki kalabalığı ve söyleyin

sizin kimseniz yok muydu?



haydar ergülen şiiri.

bazı şiirler böyledir, kendini anlattığı kadar da sizdir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bahçeli rivayet" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim