rivayet

güzel türkçemizde "söylenti veya bir haberi, bir olayı ya da bir sözü aktarma, nakletme." anlamlarına gelen kelimedir.

örnek kullanımları:
-rivayete göre kaburga kemiğini aldıran marilyn manson, bel fıtığından kurtulduğunu aktardı.
-dünyanın merkezinin çorum olduğu rivayet edilir.

sözlükteki karşılığı ağızdan ağıza dolaşan, kesinlik kazanmayan haber, söylenti olan arapça kökenli kelimedir.
bir rivayete göre bu tanımı gören yazarlar çok sevinecekleri bir haber alıyorlarmış ve zaman kısıtlaması da yokmuş.

soylenti, dilden dile nakledilen hikaye.

siyasal islamdaki adı hadistir. ilim sayılmış hatta kuran düzeyinde kabul edilmiştir. en revaçta olanları da peygamberden yüzyıllar sonra birkaç kişi tarafından dine dahil edilmişlerdir.

islam ile ilgili olanı, peygamberin dilinden çıktığı ve bugüne kadar geldiği iddea edilen sözlerdir. bu sözler her ne olursa olsun kesinlikle dinin bir maddesi, içeriği ve açıklayısı olarak ele alınmamalıdır.

çoğunluğunun içeriği; kader, kısmet, nasip, dua gibi mevzulardır. bu rivayetler ne hikmettir, kur'an devrimi ile; tefecilik, kölecilik ve tekelcilik tezgahının kapanması sonucu; uçkurundan, otoritesinden ve gücünden olan zalim kesime mensup din adamları tarafından uydurulmuştur. çoğunluğu kur'an'a terstir.

söylenti ve dedikodu demektir. ve bu rivayetler hiçbir zaman dinin kaynağı olmamıştır.

dinin tek kaynağı kutsal kuran'dır:

www.kurandakidin.com/