baklava türklerin mi yunanlıların mı sorunsalı

yıllardan beri tartışılagelen sorunsaldır. baklava türklerin midir, yunanlıların mı? pastırma kayserilerin mi kastamonulaların mı? etli ekmek konyalıların mıdır bilmem kimin mi?

bu ülkenin çocukları bu ülkede üretilen baklavayı, pastırmayı, sucuğu, kaymağı bugün yiyemiyorsa, emin olun bunların tadını bilmeyen bir dolu çocuk varsa.. al hepsi türk milletinindir diyelim ne değişir? gidin yoksul mahallelerde kağıt toplayan çocuklara hepsinin türk milletine ait olduğunu anlatın, ne kadar şanlı olduğumuzdan bahsedin.

bu ülkede bilmem hangi ilin meclisinde pastırmanın hangi ile ait olduğunu tartışan meclis üyeleri gördük. doğru ya onların tek derdi budur. orada buluma nedenleri de budur. yiyip, içmek.

*

(bkz: yunanlılar türklerindir)

boş baklava türklerindir diyin ve işin içinden sıyrılın.

suriye veya lübnan'lılarındır. onlar bu kadar dert etmedi bu meseleyi, yiyin gitsin işte.

yunanlılar, daha önce de danimarka ile peynir savaşına girişmiş, 10 yıl boyunca süren davayı da kazanmışlar. bir çeşit patent hırsızlığına girişiyorlar. geçen hafta da kuzey kore, döneri sahiplendi, kendilerinden çıktığını iddia ettiler. işin şanssız kısmı da bir bakıyoruz ki bin yıl boyunca sahip olduklarımız bir günlük sahip olanların inandırdığı kadar inandırıcı olamıyor tüm dünyaya karşı bunlar gibi.

lan recep ivedik izleyip başlık mı açtınız.

içi boşsa kesin bizimdir.

boş baklavaysa bizimdir

baklava gerçekten bu ülkeye ait bir değer bunu nerden biliyoruz yabancılar very delicious, ı- like it, ı loved gibi sözlerine muhatap kalan baklava döner ( kebab) lokum 3 lü zirvesi olarak bilinir. tarihe bakarsanız eğer hristiyan (sevgili romalılar) topluluklarıyla beraber yaşayan daha sonra göç eden insanların bağzı lezzetleri de beraberinde götürdüğü bilinir.

türkler ve yunanlar yüzyıllarca birbirleri ile yaşamış, aynı kültürü paylaşmış milletler. baklavasından tut cacığa, yoğurta kadar hepsi bu ortak kültürün ürünleri. dolayısıyla tüm bu yemekler iki kültürün ortak malıdır bu kadar basit

ermeni diyenler de var.
buradan

ortadogu cografyasinindir.
araplarin olma ihtimali yuksek.
romalilara ve bize ordan gecmesi muhtemel.
kim once aldi bilinmez ama dunyadaki ustasi turkiyedir.
bunu tartismak yersizdir.
dunyada 1000 kisiye sorsak 999’u turkiye daha iyi yapiyor der.
ama bu tur yemeklerin turk ya da yunan tartismasi daha oncede yazdim yersiz ve gereksizdir.
bos tartismadir.
2 millette belli donemlerde anadolu,ortadogu,akdeniz cografyalarina hukmetmis bu topraklarin kulturlerini genis topraklara yaymis milletler.
kimin oldugundan cok kimin iyi yaptigina odaklansak “baklava” gibi bizim diye savunmaya gerek kalmiyacak.
keza cogu seyi dunyaya ihrac edemiyoruz ve yunanlardan daha kalitesiz mallarla pazarlara girdigimiz icin daha kotu yaptigimiz kesin.
gazi,yayla gibi dandik markalar yuzunden avrupada cogu turk urunu kalitesiz biliniyor.

soyle bir ornekle bitirin.
“hamam” bizansdan turklere gecmistir ama bugun dunyada “hamam” dediginizde kimse yunan demez.
hamam=turkiye

yani iyi yapmaya bakicaz birseyi sonra baskasi 100 yil konussada senden alamaz.

orta doğuluların. var bin tane halk orada. herkes tutmuş bir yerinden yunana kadar uzamış işte. yiyin gitsin ama kabın darasını tarttırmayı unutmayın. bu aralar oradan çok kerizliyorlar.

bırakın kardeşim bu işleri. yunanlı ne anlar baklavadan.

galiba yunanlıların. yani bizim olan şeyi rahatça yiyebilmemiz gerekiyor değil mi. peki baklava öyle mi. ha deyince yiyebiliyor mu herkes. hatta marketlerde tek dilim şeklinde bile satılmaya başlandı o da dünya para. ama yunanlılar öyle mi. adamlar bizden daha rahatça alıp yiyebiliyorlar. yani durum bulunca galiba baklava yunanların.

aklıma bir yunan kızla sırf bu yüzden kavga edip , darlayıp kızı topuklatan arkadaşımı getiren mevzu.
sordumdu; olm deli misin, sabah koyardın şerhini, zorun neydi.
cevapladı; kanıma dokundu olm., baklava türk oğlu türkdür. yunan olamaz.

hay ben senin zamanlamana, sabah açarsın konuyu, nasılsa baklava yarın sabah da türk kalacaktı.

baklava osmanlı sarayında fatih döneminde yapılmış bir tatlı ,büyük olasılıkla fatih sultan mehmet'inde tükettiği bir tatlı , fatih çok yemekten mevta oldu...
fatih yağ-et ve şeker içeren herşeyi fazlaca tüketirdi. tabi üstüne şarap.
fatih balı çok severdi bl şerbeti ile de yapılmış olabilir.


ne arap ne suriye nede anadolu'da yapılmış bir tatlı değil.
şeker 1500'lere kadar ancak hindistan'dan oda ancak sarayda yada bir kaç vezir yada paşa konağında kullanılırdı..
nasıl bir tatlı olduğuna dair yanlızca ismi var o baklava şimdi ki baklava mı belli değil. ama kaymak antep fıstığı ve ceviz var bunları da o dönemde kullanan her şehir ve kasaba da 2 yada 3 kişidir.
ilk gerçek baklava antep-halep olayıdır

.
bu yazdığım varsayımmdır.
yalnız kafama takılan laz böreği ve laz baklavası var , lazistan'da yok doğu karadeniz ,tahmindir iç karadeniz'de ki türk (çepni)-laz işi. gümüşhane ve trabzon'da da yapılıyor.
ben laz baklavasına en güzel (cevizli-sütlü) baklava derim laz böreği de ilkelidir baklavanın..

baklavaki.

arapların. adı bile arapça. adı arapça olan bir şey nasıl türklerin ya da yunanlıların olabilir? ayrıca halife harun reşit dönemini anlatan 1001 gece masallarında (17 ciltlik bir dizidir) baklavanın adı üç dört yerde geçer.
aslında baklava çok uluslu bir tatlıdır. hamura şeker (ya da pekmez) katıp yemek çok kişinin aklına gelmiştir. ama bugünkü formunu, badem kullanarak araplar bağdat'ta yapmış görünüyorlar.
ülkeye de antep'ten giriyor. antep'te bir ermeni usta tatlının nasıl yapıldığını bağdat'ta görüyor. öğreniyor. antep'te fıstık kullanarak yapıyor. güllüoğlu da yanında çırak. o da ustasından öğreniyor. ermeni tehcirinde usta katledilince güllüoğlu mala mülke şirkete çöküyor. ve baklava böylece türkleşiyor.