başkalaşım (kısa film)
başlık "son singapur vapuru" tarafından 27.09.2025 13:40 tarihinde açılmıştır.
1.
senaryosu yekta orak tarafından yazılan ve aynı isim tarafından yönetilen 11 dakikalık kısa film; filmde ozan kıvanç beyhan adlı oyuncu rol almıştır.

kozasından çıkmak isteyen ama nasıl çıkacağını bilemeyen hemofili hastası bir gencin trajik yaşamı ve hastalığından dolayı artık yaşamak istememesi anlatılıyor.
genç adam artık herkes gibi bir hayatı olsun istiyor, hastalığından dolayı dış dünyada izole bir yaşam sürdürmekten oldukça yorgun gözüküyor, hastalığı onun hayatını ele geçirmiş ve durduramadığı bu hastalık yüzünden bazen hayatının durmasını tercih ediyor.
intihar etmek gibi bir düşünce ise hep aklında, silah edinmiş, ölümün türlü yollarını arıyor, çünkü hastalığından dolayı sürekli düşüp bir yerlerini incitiyor, vücudunun yaralandığı ve kanının pıhtılaşmadığı, böyle yaşamaya alıştığı görülüyor.
genç adam bir gün kahvaltı sırasında karşısında kendisini görüyor, o aslında iç sesi, kendini öldürmesinin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini, ve bir başkalaşım geçirmek elzem ise bunun tek yolunun intihar olmadığını hatırlatıyor.
genç adamı bu hale getiren tek şey hemofili hastası olması değil, anne babasını erken yitirmiş ve hayatın başında yapayalnız kalmış, bu durum da onu oldukça etkilemiş, zira hiçbir son tek bir nedene bağlanamaz, birden fazla nedeni olabilir.
kasvetli bir kısa filmdi, çok iyi bir kısa film olduğunu kendi adıma söyleyemesem de kişinin içinde olduğu durumu, çaresizliği ve yalnızlığı hissettiren bir kısa filmdi.
konu ile ilgili sevdiğim bir pasaj ile burada bir son veriyorum.

" tırtılın dünyanın sonu dediğine,
usta kelebek der... "
richard bach

kozasından çıkmak isteyen ama nasıl çıkacağını bilemeyen hemofili hastası bir gencin trajik yaşamı ve hastalığından dolayı artık yaşamak istememesi anlatılıyor.
genç adam artık herkes gibi bir hayatı olsun istiyor, hastalığından dolayı dış dünyada izole bir yaşam sürdürmekten oldukça yorgun gözüküyor, hastalığı onun hayatını ele geçirmiş ve durduramadığı bu hastalık yüzünden bazen hayatının durmasını tercih ediyor.
intihar etmek gibi bir düşünce ise hep aklında, silah edinmiş, ölümün türlü yollarını arıyor, çünkü hastalığından dolayı sürekli düşüp bir yerlerini incitiyor, vücudunun yaralandığı ve kanının pıhtılaşmadığı, böyle yaşamaya alıştığı görülüyor.
genç adam bir gün kahvaltı sırasında karşısında kendisini görüyor, o aslında iç sesi, kendini öldürmesinin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini, ve bir başkalaşım geçirmek elzem ise bunun tek yolunun intihar olmadığını hatırlatıyor.
genç adamı bu hale getiren tek şey hemofili hastası olması değil, anne babasını erken yitirmiş ve hayatın başında yapayalnız kalmış, bu durum da onu oldukça etkilemiş, zira hiçbir son tek bir nedene bağlanamaz, birden fazla nedeni olabilir.
kasvetli bir kısa filmdi, çok iyi bir kısa film olduğunu kendi adıma söyleyemesem de kişinin içinde olduğu durumu, çaresizliği ve yalnızlığı hissettiren bir kısa filmdi.
konu ile ilgili sevdiğim bir pasaj ile burada bir son veriyorum.

" tırtılın dünyanın sonu dediğine,
usta kelebek der... "
richard bach
devamını gör...