beach head 2002
başlık "kimsesizlerinkimiraikkonen" tarafından 04.02.2021 12:35 tarihinde açılmıştır.
1.
hakim bir tepede konuşlanarak üzerinize gelen tank, top, tüfek, uçak, helikopter allah ne verdiyse mermi kustuğunuz, içinde bilgisayar bulunan her eve bir şekilde girmiş olan nostaljik oyun. herkes oynamıştır fakat kimsecikler de bilmez bu oyunun bilgisayarına nereden geldiğini.
bölümler ilerledikçe zorlaşır oyun, öyle ki -yanlış hatırlamıyorsam- 11. bölümden itibaren hava da kararır ve hiçbir şey göremez olursunuz. aydınlatma fişeği mi atsanız, uçaksavarları mı ateşleseniz (m ve n tuşuydu bu) yoksa etrafı rastgele tarasanız mı?.. bütün bu düşüncelerin arasında kendinizi cudi'de yahut gabar'da vatan nöbetinde buluverirsiniz. tıslamaya benzer sesler duyarsınız karanlığın içinden,
hani şair der ya "ne yapsam, ne tutsam, nereye gitsem?" işte tam da bu sorulara gark olursunuz o an.
derin bir soluk alır ve silâhınızı sımsıkı tutarsınız, parmağınız farenin sol tıkında taş kesilmiştir adeta. gözünüzün önüne anacığınız gelir, kim bilir belki bugün o çok sevdiğiniz mercimek çorbasından yapmıştır evde. belki unutarak bir tas da sizin için koymuştur sofraya. kim bilir belki de bu sefer unutmamıştır, belki de artık hiç unutmamalıdır.
neden sonra silkinir ve kendinize gelirsiniz.
önce bir aydınlatma fişeği ateşlersiniz, düşman askerlerin silüetleri göklerden gelen bu ilahi ışıkta gözünüze çarpmaya başlar. işte o an vücudunuzdaki bütün kanın akışını hissedebilirsiniz.
ve başlarsınız etrafı taramaya. o az önceki ölüm soğukluğundan eser yoktur namlunuzda. saçılan kıvılcımlarda tek tük cesetler görürsünüz, artık geri dönüş yoktur. tıkladıkça tıklarsınız farenin sol yanına, mermileri birbiri ardına gönderirsiniz düşmanın böğrüne.
kan ve ter dolu birkaç dakikanın ardından cephanenize bakarsınız, sadece 10 merminiz ve bir tane de uçaksavar roketiniz kalmıştır. kalan son 10 mermiden 9'unu da ateşlersiniz hiç düşünmeden, kalan son 1 mermi ile duvar dibine çökersiniz.
telsizden yaptığınız yardım çağrıları cevapsız kalmıştır. son mermiyi de düşmanın böğrüne kahramanca saplamak için son bir kez doğrultursunuz namlunuzu, o an, o müthiş an ilahî bir el uzanır klavyenize ve 1-2 tuşlarına basar peş peşe. ne olduğunu anlamazsınız. ardından o ilahî elin sahibinin sesi yankılanır kulaklarınızda: artık sınırsız mermin var!
birkaç ipucu:
uçakların attığı yardım kutularından sonraki bölümde kullanabilmeniz için farklı silahlar çıkabiliyordu.
oyun, 97. bölüm civarı hata verip kapanıyordu, eğer bendeki oyun hatalı değilse oyunun bir sonu yok demektir.
bir de beach head 2000 var, onda deniz yoluyla botlarla da düşmanlar geliyordu, geri kalan her şey aynıydı sanırım.
bölümler ilerledikçe zorlaşır oyun, öyle ki -yanlış hatırlamıyorsam- 11. bölümden itibaren hava da kararır ve hiçbir şey göremez olursunuz. aydınlatma fişeği mi atsanız, uçaksavarları mı ateşleseniz (m ve n tuşuydu bu) yoksa etrafı rastgele tarasanız mı?.. bütün bu düşüncelerin arasında kendinizi cudi'de yahut gabar'da vatan nöbetinde buluverirsiniz. tıslamaya benzer sesler duyarsınız karanlığın içinden,
hani şair der ya "ne yapsam, ne tutsam, nereye gitsem?" işte tam da bu sorulara gark olursunuz o an.
derin bir soluk alır ve silâhınızı sımsıkı tutarsınız, parmağınız farenin sol tıkında taş kesilmiştir adeta. gözünüzün önüne anacığınız gelir, kim bilir belki bugün o çok sevdiğiniz mercimek çorbasından yapmıştır evde. belki unutarak bir tas da sizin için koymuştur sofraya. kim bilir belki de bu sefer unutmamıştır, belki de artık hiç unutmamalıdır.
neden sonra silkinir ve kendinize gelirsiniz.
önce bir aydınlatma fişeği ateşlersiniz, düşman askerlerin silüetleri göklerden gelen bu ilahi ışıkta gözünüze çarpmaya başlar. işte o an vücudunuzdaki bütün kanın akışını hissedebilirsiniz.
ve başlarsınız etrafı taramaya. o az önceki ölüm soğukluğundan eser yoktur namlunuzda. saçılan kıvılcımlarda tek tük cesetler görürsünüz, artık geri dönüş yoktur. tıkladıkça tıklarsınız farenin sol yanına, mermileri birbiri ardına gönderirsiniz düşmanın böğrüne.
kan ve ter dolu birkaç dakikanın ardından cephanenize bakarsınız, sadece 10 merminiz ve bir tane de uçaksavar roketiniz kalmıştır. kalan son 10 mermiden 9'unu da ateşlersiniz hiç düşünmeden, kalan son 1 mermi ile duvar dibine çökersiniz.
telsizden yaptığınız yardım çağrıları cevapsız kalmıştır. son mermiyi de düşmanın böğrüne kahramanca saplamak için son bir kez doğrultursunuz namlunuzu, o an, o müthiş an ilahî bir el uzanır klavyenize ve 1-2 tuşlarına basar peş peşe. ne olduğunu anlamazsınız. ardından o ilahî elin sahibinin sesi yankılanır kulaklarınızda: artık sınırsız mermin var!
birkaç ipucu:
uçakların attığı yardım kutularından sonraki bölümde kullanabilmeniz için farklı silahlar çıkabiliyordu.
oyun, 97. bölüm civarı hata verip kapanıyordu, eğer bendeki oyun hatalı değilse oyunun bir sonu yok demektir.
bir de beach head 2000 var, onda deniz yoluyla botlarla da düşmanlar geliyordu, geri kalan her şey aynıydı sanırım.
devamını gör...
2.
asıl beach head, efsane oyun geliştirici bruce carver'ın yazdığı, 80'lerin sonlarında commodore ve spectrum bilgisayarlarda oynadığımızdı.
devamını gör...