ben çok zekiyim mevzusunun bayması

arkadaşlar insan kendinde olmayanı çok anlatırmış. türkiye zeka ortalaması verilerine bi göz atın derim.

bu kadar ben zekiyimcilik akımı yetmedi mi? becerilerinizi geliştirin, kendinizi iyi olduğunuz alanda geliştirin yeter. buna yetecek zekanız varsa zekisiniz.

bırakın da insanlar size zeki desin gerçekten bi izin verin hakikaten böyle pek aklı eksik gözüküyorsunuz.

(bkz: kusura bakma kardeş)
ben daha zekiyim btw
otur ağla.

bu bir dramdır. en fazla ne kadar zeki olabiliriz? ortalama belli.

#3526896
kusura bakmayında, hindistan'ın kahverengi olup amerika'nın mavi olduğu bir istatistiğin benim gözümde hiçbir değeri yoktur.
ülkelerinin ekonomik ve sosyal seviyelerinden bağımsız olarak hindistanlılar çok zeki, amerikalılar ise vasat insanlardır.
amerikayı amerika yapıp bugün ayakta tutanların çoğu amerikalı değil.

beni içermeyen durumdur.
baymadı beni, daha yeni başladık.*

oecd raporunu temel alıyorum. diğer verileri de doğru kabul ederekten kabaca hesaplayacağım.

oecd 2024 raporuna göre 2023 verilerince 18-24 yaş arası ne okuyan ne çalışan kişi oranı %31,1.

tüik istatistiklerinde 2023 yılında türkiye'deki 15-24 yaş aralığının türkiye nüfusuna oranı 15,1.
hesaplanınca 18-24 yaş arası oranı 10,5247 olarak hesaplıyorum. ben 10,53 olarak alıyorum, isteyen 52 alsın.

tüik istatistiklerine göre 2023 türkiye nüfusu 85,372,377.

kabaca hesaplanıp yuvarlanınca 8,900,000 kişi 18-24 yaş aralığında. bunun 31,1'i -küsuratı atınca- 2,785,000 oluyor.

yani 2 milyon 785 bin 18-24 yaş arasında kişi ne çalışıyor, ne okuyor.

2023-2024 önlisans-lisans-yüksek lisans-doktora kayıtlı 18-24 yaş arası öğrenci sayını yök üzerinden "yaşlara göre öğrenci sayıları" kısmından bulup topladım.
küsuratı atınca 3,809,000 kişi.

buradan hareketle de geriye 2,306,000 kişi kalıyor. bunlar da istihdamda. yök'e kayıtlı kişilerin aynı zamanda çalışıyor olup olmadığını bu hesaplamayla bulamıyorum.

nihayet sonucumuz kabaca şöyle:
2023 yılında 18-24 yaş arasında sayısı 8,900,000 insanımızın ;

2,785,000 tanesi (31%) ne okuyor, ne çalışıyor,
3,809,000 tanesi (42%) yök'e kayıtlı
2,306,000 tanesi (27%) yalnızca istihdamda.

buraya kadar her şey tamamsa şimdi esas meseleye ve iddiama geliyorum.

bu 3,809,000 kişinin tamamının mezun olduğunu varsayıyorum.

türkiye'ye ilk geldiğimde fark ettiğim hususlardan bir tanesi, insanların üçüncü kişilerle kurduğu ilişkilerinin temellerinin büyük kısmını konu her ne olursa olsun 'karşısındakini yetersiz hissettirme' üzerine bina ettiği olmuştu.

buradan hareketle,

cinsiyet fark etmeksizin, bu kadar kişinin çok büyük bir kısmı karşınıza geçtiğinde sizlere kendisinin ne kadar önemli-değerli-başarılı-özel birisi olduğu mesajını iletecek. muhtemeldir ki konuşmanın bir noktasında kendisini a'nın eşi, b'nin çalışanı, c'nin adamı, v'nin akrabası, x partisi bir şeysi dayı çocuğu, y'nin torunu, z'nin bilmemnesi şeklinde tanımlayacak. işte bu kişiler genel manada zaten veri olmaktan öte olmayacağı için zararı da olmasın veya minimize olsun diye sistem tarafından okutulanlardan oluşacak.

varsayalım ki bu kişiler gerçekten çok önemli-değerli-başarılı-özel vs. kişiler. burada da 'kaçırdıkları' kısım ise bu insanların yalnızca 'kendilerinin' 'çok(üzeri n)' olduklarını zannetmeleri olacak.

ezcümle, türkiye'de hiç kimse çok akıllı ve çok zeki değil. öyle olsa dahi, yalnızca kendileri çok akıllı ve çok zeki değil.

sonuç: 'bence' kendiniz gibi ve rahat olmaktan, kendiniz olarak bilinip var olmaktan, siz olarak tanınmaktan gurur duyun. 'bence' rahat olun ve kendinizi kendiniz için, kâmil insan olmak için geliştirin.

not: işbu yazıda kimse dışlanmamış ve ötekileştirilmemiştir. istatistiki bilgi üzerine varsayımsal bir çalışma yapılmıştır. bu varsayımsal çalışma neden yapılmıştır? can sıkıntısından.

saygılarımla.

(bkz: çıkar göster)