1.
rus şair andrey voznesenski'nin 1959 yılında yazdığı savaş karşıtı şiir. voznesenski daha çocukluğunda ispanyol ressam francisco de goya'nın savaşın felaketleri* isimli gravürlerinin etkisi altında kalır ve 1984 yılında yayımladığı proraby dukha'da bu gravürler ile ilk karşılaştığı an yaşadığı dehşetten söz eder. tam da konstantin balmont'un hayal ettiği goya'dır bu. bu şiirin yazılmasına sebep olan bir diğer etken ise ikinci dünya savaşının bitmesine yakın bir dönemde yarısı sivil olan 7000 kişinin öldüğü deniz felaketidir. tarih 16 nisan 1945'i gösterdiğinde yani tam da francisco de goya'nın 117. ölüm yıldönümünde sscb denizaltılarından biri olan l-3, yaralı askerleri ve sivilleri taşıyan goya isimli alman gemisini torpido saldırıları ile batırır ve bu saldırıda binlerce insan hayatını kaybeder. oldum olası savaşa karşı büyük bir tiksinti duyan voznesenski tüm bunların etkisi ile 1959 yılında goya ismi ile de anılan ben goya'yım şiirini yazar ve bu şiir öyle etkili olur ki hayatında; gel zoya şiirinin zoya'sı ve voznesenski'nin eşi zoya boguslavskaya voznesenski'nin öldüğü gün yatağında şu cümleleri mırıldandığını anlatır:
"umutsuzluğa kapılma... ben goya'yım."
voznesenksi savaşın kan donduran tüm detaylarını fırçası elinde bir goya gibi kalemi ile kağıda işler. cümlelerine zarafet katmak ile uğraşmaz ve yorucu bir sembolizmden kaçar. net bir savaş sonrası vardır ben goya'yım şiirinde ve 41 karlarında yanmış bir şehrin görüntüsü.
ben goya'yım!
çorak bir tarlaya kuzgunlar gibi süzülen düşman
yuvalarından oydu gözlerimi.
ben acıyım!
ben iniltisiyim
savaşın. 41 karlarında yanmış
şehirlerim ben.
ben açlığım!
ben kırılmış boynuyum
çıplak alana çanlar gibi sallanarak asılmış
bir ihtiyar kadının...
ben goya'yım!
ey gazap üzümleri!
top sesleriyle yürüdüm batı'ya,
çağrısız konuğun külleriyim ben!
o unutulmaz göğe tabut çivileri gibi
sert yıldızlar çaktım!
ben goya'yım!
"umutsuzluğa kapılma... ben goya'yım."
voznesenksi savaşın kan donduran tüm detaylarını fırçası elinde bir goya gibi kalemi ile kağıda işler. cümlelerine zarafet katmak ile uğraşmaz ve yorucu bir sembolizmden kaçar. net bir savaş sonrası vardır ben goya'yım şiirinde ve 41 karlarında yanmış bir şehrin görüntüsü.
ben goya'yım!
çorak bir tarlaya kuzgunlar gibi süzülen düşman
yuvalarından oydu gözlerimi.
ben acıyım!
ben iniltisiyim
savaşın. 41 karlarında yanmış
şehirlerim ben.
ben açlığım!
ben kırılmış boynuyum
çıplak alana çanlar gibi sallanarak asılmış
bir ihtiyar kadının...
ben goya'yım!
ey gazap üzümleri!
top sesleriyle yürüdüm batı'ya,
çağrısız konuğun külleriyim ben!
o unutulmaz göğe tabut çivileri gibi
sert yıldızlar çaktım!
ben goya'yım!
devamını gör...
"ben goya'yım" ile benzer başlıklar
goya
3