1.
ing: big five factors of personality (ocean)
bildiğimiz gibi kişiliğimiz hem genetik faktörler hem de çevreyle etkileşimimiz ışığında oluşur. kişilik özümüzdür, bize özgüdür. tabii bir de persona'mız vardır. gerçek kişiliğimizi bu maskenin ardında saklar, ortama göre şekil veririz. ''ama ben vermem, neysem oyum!'' demeyin, siz de şekil verir, ortamdan ortama değişirsiniz.
en basitinden ''nasılsın?'' sorusuna hiç düşünmeden verilen ''iyiyim'' sözü bile aslında üzgün olan insanlar için bir maskedir. dışarıda çok düzenli gözüken biri evinde hiç de öyle olmayabilir. peki hangisi gerçek kişiliğidir?
persona'yı bir kenara bırakacak olursak, kişiliğin ne olduğu ve nasıl belirleneceği uzun süre tartışılmıştır. ortaya atılan ilk teoriler karmaşık olduğu gerekçesiyle kabul görmez. paul costa ve robert mccrea'nin geliştirdiği 5 faktörlü model, kişiliğin incelenmesi için uygun görülmekle birlikte günümüzde de önemli bir yere sahiptir. peki nedir bu 5 faktör:
- openness to experience (deneyime açıklık)
fazla olduğunda: yaratıcı, özgürlükçü, yeni şeylere meraklı
az olduğunda: pratik odaklı, rutinle ilgilenen, değişimi sevmeyen
- conscientiousness (sorumluluk)
fazla olduğunda: dikkatli, disiplinli, düzenli
az olduğunda: dikkatsiz, düşünmeden hareket eden, düzensiz
- extraversion (dışadönüklük)
fazla olduğunda: sosyal, eğlenceyi seven, sevecen
az olduğunda: çekingen, kasvetli, mesafeli
- agreeableness (uyumluluk)
fazla olduğunda: yumuşak kalpli, güvenen, yardımsever
az olduğunda: acımasız, şüpheci, yardım etmeyi sevmeyen
- neuroticism (nevrotiklik) / duygusal denge olarak da düşünülebilir fakat nevrotikliğin fazla olması olumsuzdur. duygusal dengenin fazla olması olarak düşünülmemeli.
fazla olduğunda/ tutarsız duygusal durum: kaygılı, güvensiz, kendine acıyan
az olduğunda/ tutarlı duygusal durum: sakin, güvenli, kendinden memnun.
bildiğimiz gibi kişiliğimiz hem genetik faktörler hem de çevreyle etkileşimimiz ışığında oluşur. kişilik özümüzdür, bize özgüdür. tabii bir de persona'mız vardır. gerçek kişiliğimizi bu maskenin ardında saklar, ortama göre şekil veririz. ''ama ben vermem, neysem oyum!'' demeyin, siz de şekil verir, ortamdan ortama değişirsiniz.
en basitinden ''nasılsın?'' sorusuna hiç düşünmeden verilen ''iyiyim'' sözü bile aslında üzgün olan insanlar için bir maskedir. dışarıda çok düzenli gözüken biri evinde hiç de öyle olmayabilir. peki hangisi gerçek kişiliğidir?
persona'yı bir kenara bırakacak olursak, kişiliğin ne olduğu ve nasıl belirleneceği uzun süre tartışılmıştır. ortaya atılan ilk teoriler karmaşık olduğu gerekçesiyle kabul görmez. paul costa ve robert mccrea'nin geliştirdiği 5 faktörlü model, kişiliğin incelenmesi için uygun görülmekle birlikte günümüzde de önemli bir yere sahiptir. peki nedir bu 5 faktör:
- openness to experience (deneyime açıklık)
fazla olduğunda: yaratıcı, özgürlükçü, yeni şeylere meraklı
az olduğunda: pratik odaklı, rutinle ilgilenen, değişimi sevmeyen
- conscientiousness (sorumluluk)
fazla olduğunda: dikkatli, disiplinli, düzenli
az olduğunda: dikkatsiz, düşünmeden hareket eden, düzensiz
- extraversion (dışadönüklük)
fazla olduğunda: sosyal, eğlenceyi seven, sevecen
az olduğunda: çekingen, kasvetli, mesafeli
- agreeableness (uyumluluk)
fazla olduğunda: yumuşak kalpli, güvenen, yardımsever
az olduğunda: acımasız, şüpheci, yardım etmeyi sevmeyen
- neuroticism (nevrotiklik) / duygusal denge olarak da düşünülebilir fakat nevrotikliğin fazla olması olumsuzdur. duygusal dengenin fazla olması olarak düşünülmemeli.
fazla olduğunda/ tutarsız duygusal durum: kaygılı, güvensiz, kendine acıyan
az olduğunda/ tutarlı duygusal durum: sakin, güvenli, kendinden memnun.
devamını gör...