bilimsel sosyalizm

dünyanın en güzel gününe, bana bu güzel başlığı açmayı nasip ettiği için. *) şimdi kardeşler sorun şu sosyalizm bilim yada değildir sorunu değildir de nedir. sosyalizm bilimdir ama öyle gözlemli, deneyli hipotezli filan bir bilim değildir. sadece bir yöntem olarak bilimin araçlarını ve kavramları ile dünyayı açıklar ve betimler.

örneğin bir ışığın hızını bilim açıklar ama sosyalizm nasıl bunu açıklasın? sosyalizm ışığın insanlar için niye gerekli olduğunu açıklar. o yüzden bilim değil bilimin ta kendisidir. çünkü bilim gereksinimlerden değil insanın ihtiyaç duyacağı herşeyden hareket etmek zorundadır.

örneğin açlık niye vardır? sosyalizm bunu şartlarla açıklar, bu yüzden bilimsel bir yöntem değil bilimin biraz altında yer alır bana göre.

toplumlar nasıl birbirine dönüşür? sosyalizm bunu uzun zaman aralıkları ile açıklar, bilimde bir değişimin gerekli olacağı koşulları açıklarken uzun zaman aralıklarına ihtiyaç olması gerektiğini açıklar.

sosyalizm bilimsel ve teknik devrimlerin çağında, sanayi devrimi gibi ortaya çıkmış bir akımdır , aslında projedir. bu yüzden bilimden etkilenmesi yada onun kavramlarını içselleştirmesi kaçınılmazdır.

peki toplumlar niye bilime ihtiyaç duyarlar, dünyayı anlamak için öncelikle bilmek gereklidir de ondan.

marx'ın bütün bilim anlayışının kaynağı olan hegel idealizmi, tüm ters çevirme çabalarına rağmen bilimsel sosyalizmde dimdik ayakta karşımıza çıkar. buz gibi fatalist bi edayla ''sınıf çatışması-sosyalizm-komünizm'' şeklindeki kehaneti beklemeyi insanlara bir saint edasıyla telkin etmiş. sınıfların ortadan kalkmasıyla devletin de ortadan kalkacağını söylemesi de her ne kadar rasyonel gözükse de aslında campanella ütopyası gibi patlar insanın yüzüne. tarih-iktisat-sosyoloji üçlü saç ayaklarına oturtulan bilimsel sosyalizmi utopian socialism'den ayıran da budur. türkiye'deki en büyük temsilcisi de doğu perinçek'tir.