yazar: oğuz atay
yayım yılı: 1975
oğuz atay'ın üniversite hocası mustafa inan'ın hayatını anlattığı biyografik romanıdır.
yayım yılı: 1975
oğuz atay'ın üniversite hocası mustafa inan'ın hayatını anlattığı biyografik romanıdır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "minervanın baykuşu" tarafından 23.12.2020 19:30 tarihinde açılmıştır.
1.
t: oğuz atay'ın biyografik türdeki romanı.
isminden de anlaşılacağı gibi kitabın konusu hakkında söylenecek pek bir söz. mustafa inan'ın özelliklerini sıralayacak olursak, heyecanlı, oldukça zeki ve akıllı, bilim aşkına sahip, aydınlatıcı, yol gösterici, esprili ve yer yer eleştirel bir bilim insanı.
biyografik roman türüne ısınamadığım için benim açımdan en keyifli yerleri oğuz atay'ın kendini hissettirdiği yerler oldu. tanzimat, cumhuriyet, üniversite hocaları, adam kayırmacılık, öğrenciler, eğitim sistemi, maddi imkansızlıklar vesaire gibi benzer birçok konuda haklı yergiler ve isyanlar mevcut. hatta futbol konusunda bile. bu yerlerden birkaçı:
"bilmem neden böyle insanlardan söz etmezler okulda? -söz konusu kişi leibnez- çocukları büyük iskender ya da napolyon olmaya özendireceklerine, neden onlara gauss'tan, pascal'dan bir şeyler anlatmazlar?"
"bizde gerçekten bir şeyler yapılabilir mi bilim konusunda?" dedi genç adam. "hayır yapılamaz. çünkü biliyorsun ülkemizde düzen bozuk. önce düzen kurulmalı. bunun için de düzenle birlikte ağır sanayi de kurulmalı ve ulusal gelir düzeyi yükselmeli. vergi reformları yapılmalı ve adam başına düşen gelir adaletli bir biçimde dağıtılmalı."
"birey olarak ortaya çıkmadıkça, uyuşuk felsefemizden vazgeçmedikçe ve tek tek katkılarımızı insanlarımızdan esirgedikçe bizi kim değiştirebilir?"
üniversiteler kurulduktan -üniversite reformu- sonra neden beklentileri karşılamadığı üzerine: "yalnız bir şey unutulmuştu. gelenek ve özellikle sistem diye bir şey olduğu unutulmuştu. doğu'nun sistemsizliği diye bir şey olduğu unutulmuştu. doğu geleneğinin bilim geleneğiyle nasıl uzlaştırılacağı meselesi unutulmuştu. aceleden temel ilkeler unutulmuştu. gauss'un alman vatandaşlarının ülkeye getirilmesiyle topraktan gauss'ların fışkıracağı sanılmıştı. beklenen gauss meyve vermedi."
isminden de anlaşılacağı gibi kitabın konusu hakkında söylenecek pek bir söz. mustafa inan'ın özelliklerini sıralayacak olursak, heyecanlı, oldukça zeki ve akıllı, bilim aşkına sahip, aydınlatıcı, yol gösterici, esprili ve yer yer eleştirel bir bilim insanı.
biyografik roman türüne ısınamadığım için benim açımdan en keyifli yerleri oğuz atay'ın kendini hissettirdiği yerler oldu. tanzimat, cumhuriyet, üniversite hocaları, adam kayırmacılık, öğrenciler, eğitim sistemi, maddi imkansızlıklar vesaire gibi benzer birçok konuda haklı yergiler ve isyanlar mevcut. hatta futbol konusunda bile. bu yerlerden birkaçı:
"bilmem neden böyle insanlardan söz etmezler okulda? -söz konusu kişi leibnez- çocukları büyük iskender ya da napolyon olmaya özendireceklerine, neden onlara gauss'tan, pascal'dan bir şeyler anlatmazlar?"
"bizde gerçekten bir şeyler yapılabilir mi bilim konusunda?" dedi genç adam. "hayır yapılamaz. çünkü biliyorsun ülkemizde düzen bozuk. önce düzen kurulmalı. bunun için de düzenle birlikte ağır sanayi de kurulmalı ve ulusal gelir düzeyi yükselmeli. vergi reformları yapılmalı ve adam başına düşen gelir adaletli bir biçimde dağıtılmalı."
"birey olarak ortaya çıkmadıkça, uyuşuk felsefemizden vazgeçmedikçe ve tek tek katkılarımızı insanlarımızdan esirgedikçe bizi kim değiştirebilir?"
üniversiteler kurulduktan -üniversite reformu- sonra neden beklentileri karşılamadığı üzerine: "yalnız bir şey unutulmuştu. gelenek ve özellikle sistem diye bir şey olduğu unutulmuştu. doğu'nun sistemsizliği diye bir şey olduğu unutulmuştu. doğu geleneğinin bilim geleneğiyle nasıl uzlaştırılacağı meselesi unutulmuştu. aceleden temel ilkeler unutulmuştu. gauss'un alman vatandaşlarının ülkeye getirilmesiyle topraktan gauss'ların fışkıracağı sanılmıştı. beklenen gauss meyve vermedi."
devamını gör...
2.
bir bilim adamının romanı, oğuz atay'ın itü inşaat fakültesi'nden hocası olan prof. dr. mustafa inan'ın yaşam öyküsünü anlattığı romanıdır. kitap iletişim yayınları'ndan çıkmıştır ve 270 sayfadan oluşmaktadır. romanın ilk bölümünde mustafa inan'ın çocukluğundan, mezuniyetine kadar gelişen olaylar aktarılır.
daha sonra cahit arf'ın aracılığıyla oğuz atay'a verilmiştir bu kitabı yazma görevi.
biyografik bir romandır ve oğuz atay yine ara ara yansımıştır yazım tarzını kitapta.
devamını gör...
3.
kitabı yeni bitirdim. çoğu kişi gibi bende biyografik romanları sevmem ama oğuz atay dili bambaşka. okuyun, dili sade akıcı. mustafa inan’nın hayatını anlatıp oradan yine birçok konuya değinmiş kitap.
“tabi tanımazsın. gazetelerde resmi çıkanları tanırsın yalnız. ortalıkta görünenleri tanırsın. adanaspor’un oyuncularını tanırsın da, adanalı mustafa’yı tanımazsın.”*
“tabi tanımazsın. gazetelerde resmi çıkanları tanırsın yalnız. ortalıkta görünenleri tanırsın. adanaspor’un oyuncularını tanırsın da, adanalı mustafa’yı tanımazsın.”*
devamını gör...