orijinal adı: 世界から猫が消えたなら / sekai kara neko ga kietanara
yazar: genki kawamura
yayım yılı: 2019
lahana isimli kedisi ile yaşayan bir adam ölmek üzere olduğunu öğrenir. bu sırada şeytan ziyaretine gelir ve ona bir teklifte bulunur.
yazar: genki kawamura
yayım yılı: 2019
lahana isimli kedisi ile yaşayan bir adam ölmek üzere olduğunu öğrenir. bu sırada şeytan ziyaretine gelir ve ona bir teklifte bulunur.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "birgaripanda" tarafından 05.12.2021 23:53 tarihinde açılmıştır.
1.
genki kawamura'nın yazmış olduğu 2021 yılında türkçe'ye çevrilmiş olan kitabıdır. bizde canım sözlük kitap - edebiyat kulübü ile okumaya karar vermiştik. bazı temin problemlerinden toplu okuyamadık ancak, ben kitabı alabilen şanslı kesimden olunca, okudum. azıcık spoiler içerebilir dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
öncelikle kitabın konusundan bahsedecek olur isek,
bir posta memurunun birden bire ölümcül bir hastalığa yakalandığını ve artık çok ileri olduğu için kısa bir sürede vefat edeceğini öğrenmesi ile başlıyor. hazır ölen biri var diyip, şeytan çıkıp geliyor ve bir teklifte bulunuyor. teklif basit, dünyadan birşey kaybolacak, karşılığında bir gün daha yaşayacaksın. başlangıçta mantıklı, birsürü obje nesne var etrafta, sonsuza kadar bile sürebilir bu diye düşünüp karakterimiz, kabul ediyor. ve böylelikle oyun başlıyor. kitap, dini inançlarda olan dünyanın 7 günde yaratılması inancına atıfta bulunarak, kitabı 7 bölüme ayırıyor. aynı zamanda her bir gün bir nesnenin kayboluş günü. pazartesiden pazara uzanan bu yolculukta, duygusal olarak ana karakterimizi gözlemliyoruz. onun içsel yolculuğuna şahit olup, en önemli sorunların bile bir adım ile çözülebilir olduğunu anlıyoruz.
kitap çok sade ve yalın bir dille kaleme alınmış. bu nedenle de okuması çok kolay. çevirmenin de bunda payı büyük tabi, bu nedenle dex yayın evini ve çevirmen deniz topaktaşı tebrik etmeden geçemeyeceğim.
tüm ekibin sayesinde, uzun zamandır eline aldığı kitabı bir türlü bitiremeyen ben, zevkle bir kitabı bitirebildim.
kimlere tavsiye ederim kitabı diye soracak olursanız, hafif duygusal ama eğlenceli kitaplar tam benim zevk aldığım kitaplar diyorsanız, hiç çekinmeden başlayabilirsiniz.
şimdiden iyi okumalar.
öncelikle kitabın konusundan bahsedecek olur isek,
bir posta memurunun birden bire ölümcül bir hastalığa yakalandığını ve artık çok ileri olduğu için kısa bir sürede vefat edeceğini öğrenmesi ile başlıyor. hazır ölen biri var diyip, şeytan çıkıp geliyor ve bir teklifte bulunuyor. teklif basit, dünyadan birşey kaybolacak, karşılığında bir gün daha yaşayacaksın. başlangıçta mantıklı, birsürü obje nesne var etrafta, sonsuza kadar bile sürebilir bu diye düşünüp karakterimiz, kabul ediyor. ve böylelikle oyun başlıyor. kitap, dini inançlarda olan dünyanın 7 günde yaratılması inancına atıfta bulunarak, kitabı 7 bölüme ayırıyor. aynı zamanda her bir gün bir nesnenin kayboluş günü. pazartesiden pazara uzanan bu yolculukta, duygusal olarak ana karakterimizi gözlemliyoruz. onun içsel yolculuğuna şahit olup, en önemli sorunların bile bir adım ile çözülebilir olduğunu anlıyoruz.
kitap çok sade ve yalın bir dille kaleme alınmış. bu nedenle de okuması çok kolay. çevirmenin de bunda payı büyük tabi, bu nedenle dex yayın evini ve çevirmen deniz topaktaşı tebrik etmeden geçemeyeceğim.
tüm ekibin sayesinde, uzun zamandır eline aldığı kitabı bir türlü bitiremeyen ben, zevkle bir kitabı bitirebildim.
kimlere tavsiye ederim kitabı diye soracak olursanız, hafif duygusal ama eğlenceli kitaplar tam benim zevk aldığım kitaplar diyorsanız, hiç çekinmeden başlayabilirsiniz.
şimdiden iyi okumalar.
devamını gör...
2.
uzun zamandan sonra okuyup bitirdiğim ilk kitap. uzun zamandır kitap okuyamadığım için ağır ve yorucu bir eserle geri dönmek istemedim okumaya, ne kadar doğru bir seçim yaptığımı kitabı bitirince görmüş oldum.
söylediğim gibi yorucu bir kitap değil, yazarın dili ziyadesiyle akıcı ve sade. ama bu size kitabın sığ olduğunu düşündürtmesin, aksine üzerine düşünülmesi gereken ve fazlasıyla hak verdiğim tespitleri var yazarın. fakat bu oldukça kolay okunabilir bir kitap olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabi, bu nedenle siz de benim gibi bir süredir kitap okuyamıyorsanız ve tekrardan başlamak istiyorsanız bu kitap doğru bir seçim olacaktır.
üstteki entry konusundan bahsettiği için aynı şeyleri tekrar tekrar yazmak istemiyorum, sadece spoilerlı bir şekilde kitap hakkındaki düşüncelerimi aktarmak istiyorum sizlere.
öncelikle kitaptaki karakterler arasındaki ilişki son derece gerçekçi ve güzel bir şekilde yansıtılmıştı bence. özellikle ana karakterin annesiyle olan sahneleri ve aralarındaki diyalogları oldukça severek okudum. fakat bununla ilgili ufak bir istisna var: ana karakterimizin babası.
birbirlerinden nasıl uzaklaştıkları ve uzaklaşmadan önce tam olarak nasıl bir ilişkileri olduğu karakterin annesi kadar iyi yansıtılamamıştı bence. ayrıca aralarında gerçekleşecek olan tüm kitap boyunca beklediğim yüzleşmenin gerçekleşmemesi benim için kitaba dair en büyük eksilerden biriydi, hatta en büyük eksi diyebilirim.
bunun haricinde ölmek üzere olan birinin psikolojisi de güzelce aktarılmıştı. ayriyeten yazarın modern yaşamlarımızda sürekli kullandığımız, bir arada olduğumuz ya da maruz kaldığımız fakat öneminin farkında bile olmadığımız şeylerle ilgili tespitlerini okumak güzeldi.
kitap genel olarak insana farklı bir bakış açısı kazandıran ve bunu yaparken insanı yormayan kısa ve okunabilir nitelikte bir kitaptı. eğer her şeyden yorulduğunuzu, sıkıldığınızı veya bunaldığınızı hissediyorsanız hayata kısa bir mola verip bu kitabı okuyarak rahatlayabilirsiniz
söylediğim gibi yorucu bir kitap değil, yazarın dili ziyadesiyle akıcı ve sade. ama bu size kitabın sığ olduğunu düşündürtmesin, aksine üzerine düşünülmesi gereken ve fazlasıyla hak verdiğim tespitleri var yazarın. fakat bu oldukça kolay okunabilir bir kitap olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabi, bu nedenle siz de benim gibi bir süredir kitap okuyamıyorsanız ve tekrardan başlamak istiyorsanız bu kitap doğru bir seçim olacaktır.
üstteki entry konusundan bahsettiği için aynı şeyleri tekrar tekrar yazmak istemiyorum, sadece spoilerlı bir şekilde kitap hakkındaki düşüncelerimi aktarmak istiyorum sizlere.
öncelikle kitaptaki karakterler arasındaki ilişki son derece gerçekçi ve güzel bir şekilde yansıtılmıştı bence. özellikle ana karakterin annesiyle olan sahneleri ve aralarındaki diyalogları oldukça severek okudum. fakat bununla ilgili ufak bir istisna var: ana karakterimizin babası.
birbirlerinden nasıl uzaklaştıkları ve uzaklaşmadan önce tam olarak nasıl bir ilişkileri olduğu karakterin annesi kadar iyi yansıtılamamıştı bence. ayrıca aralarında gerçekleşecek olan tüm kitap boyunca beklediğim yüzleşmenin gerçekleşmemesi benim için kitaba dair en büyük eksilerden biriydi, hatta en büyük eksi diyebilirim.
kitap genel olarak insana farklı bir bakış açısı kazandıran ve bunu yaparken insanı yormayan kısa ve okunabilir nitelikte bir kitaptı. eğer her şeyden yorulduğunuzu, sıkıldığınızı veya bunaldığınızı hissediyorsanız hayata kısa bir mola verip bu kitabı okuyarak rahatlayabilirsiniz
devamını gör...
3.
geçenlerde okuduğum kitap. öneriyle almıştım ve öneren kişi "mükemmeldi, başucu kitabım" gibi övünce ben de galiba büyük beklentilere girmişim.
büyük beklentilerle okunmazsa güzel bir kitap. özellikle postacının ailesiyle olan ilişkisi, kendisiyle olan ilişkisi ve pişmanlıklarını okumak yer yer gözlerimi doldurdu. anlatım dili akıcıydı, bir de dex yayınlarının sayfa yapısından olsa gerek, kitap gerçekten bir oturuşta bitiyor, puntolar kocaman kocaman. şimdi derdine başlayayım diyeceksiniz ama keşke bir de yazarın hayatı falan olsaydı girişte skfjsdjkf neyse efenim.
kitabı beğendim. bu kitabı beğendiyseniz gece yarısı kütüphanesi'ni de beğenebilirsiniz. iyi okumalar.
büyük beklentilerle okunmazsa güzel bir kitap. özellikle postacının ailesiyle olan ilişkisi, kendisiyle olan ilişkisi ve pişmanlıklarını okumak yer yer gözlerimi doldurdu. anlatım dili akıcıydı, bir de dex yayınlarının sayfa yapısından olsa gerek, kitap gerçekten bir oturuşta bitiyor, puntolar kocaman kocaman. şimdi derdine başlayayım diyeceksiniz ama keşke bir de yazarın hayatı falan olsaydı girişte skfjsdjkf neyse efenim.
kitabı beğendim. bu kitabı beğendiyseniz gece yarısı kütüphanesi'ni de beğenebilirsiniz. iyi okumalar.
devamını gör...
4.
kitap okuyamadığım şu sıcak yaz günlerinde boş durmamak için elime aldığım; çerezlik olduğuna inanarak aldandığım hüzünlü kitap.
ölüme yaklaşmak üzerine, hayatın bir amacı olup olmadığı üzerine, yaşantımızdaki nesnelerin/varlıkların bizi biz yapmalarındaki yeri üzerine ve yaşamanın sadece nefes almakla ilgili olmadığı üzerine çok güzel bir anlatıydı.
dediğim gibi, çerezlik bir kitap diye elime aldığım bu kitap son sayfalarında beni oradan oraya vurdu ve kitabı gözyaşları içinde tamamladım.
lahana adlı kedisiyle yaşayan bir adamın ölümle karşılaştığı anda şeytanla yaptığı, dünyadaki bir şeyi silmesi karşılığında ekstra bir gün daha yaşayacak olduğu anlaşmayı okuyoruz.
anlatıcımız yeryüzünden bazı nesneleri silip birer gün kazanıyorken, bir gün şeytan ondan yeryüzünden kedileri silmesini istiyor ve işte o zaman daha önce yeryüzünden sildiği nesnelerle birlikte hayatı boyunca yaptığı seçimlerini, geçmişini, yaşadığı kayıpları, kırgınlıkları önüne seriyor ve tüm bunlar üzerine düşünüyor.
hayat üzerine kısa ama çarpıcı; yalın ve hap gibi bir kitap. mesela insanın ne olursa olsun pişman olacağı bilgisini bize altı dolu bir şekilde veriyor. ve kitabın arka kapağında da bulunan şu küçük pasaj çok kayda değerdi:
hiçbir zaman kendimi gerçekleştirememiş ya da hayatımı istediğim gibi yaşayamamıştım. 'kendim olmak' ne demek, onu da tam anladığımdan emin değildim. ben de işte bütün bu hatalarla ve pişmanlıklarla, bütün gerçekleşmemiş hayallerle, tanışmadığım insanlarla, tatmadığım yemeklerle, gitmediğim yerlerle ölecektim. ama beni asıl rahatsız eden bunlar değildi. olduğum kişiden ve yaşadığım hayattan tatmin olmuştum. yaşamış olmaktan bile mutluydum. burası dışında nereye varabilirdim ki zaten?
not: birlikte yaşadığımız ve hayatımıza güzellikler katan hiçbir canlının hiçbir zaman yok olmaması dileklerimle.
ve bu da kitap boyu bana eşlik eden güzel kızım:
ölüme yaklaşmak üzerine, hayatın bir amacı olup olmadığı üzerine, yaşantımızdaki nesnelerin/varlıkların bizi biz yapmalarındaki yeri üzerine ve yaşamanın sadece nefes almakla ilgili olmadığı üzerine çok güzel bir anlatıydı.
dediğim gibi, çerezlik bir kitap diye elime aldığım bu kitap son sayfalarında beni oradan oraya vurdu ve kitabı gözyaşları içinde tamamladım.
lahana adlı kedisiyle yaşayan bir adamın ölümle karşılaştığı anda şeytanla yaptığı, dünyadaki bir şeyi silmesi karşılığında ekstra bir gün daha yaşayacak olduğu anlaşmayı okuyoruz.
anlatıcımız yeryüzünden bazı nesneleri silip birer gün kazanıyorken, bir gün şeytan ondan yeryüzünden kedileri silmesini istiyor ve işte o zaman daha önce yeryüzünden sildiği nesnelerle birlikte hayatı boyunca yaptığı seçimlerini, geçmişini, yaşadığı kayıpları, kırgınlıkları önüne seriyor ve tüm bunlar üzerine düşünüyor.
hayat üzerine kısa ama çarpıcı; yalın ve hap gibi bir kitap. mesela insanın ne olursa olsun pişman olacağı bilgisini bize altı dolu bir şekilde veriyor. ve kitabın arka kapağında da bulunan şu küçük pasaj çok kayda değerdi:
hiçbir zaman kendimi gerçekleştirememiş ya da hayatımı istediğim gibi yaşayamamıştım. 'kendim olmak' ne demek, onu da tam anladığımdan emin değildim. ben de işte bütün bu hatalarla ve pişmanlıklarla, bütün gerçekleşmemiş hayallerle, tanışmadığım insanlarla, tatmadığım yemeklerle, gitmediğim yerlerle ölecektim. ama beni asıl rahatsız eden bunlar değildi. olduğum kişiden ve yaşadığım hayattan tatmin olmuştum. yaşamış olmaktan bile mutluydum. burası dışında nereye varabilirdim ki zaten?
not: birlikte yaşadığımız ve hayatımıza güzellikler katan hiçbir canlının hiçbir zaman yok olmaması dileklerimle.
ve bu da kitap boyu bana eşlik eden güzel kızım:
devamını gör...
5.
ölümününe çok kısa bir süre kaldığını öğrenen postacının karşısına şeytan figürünün çıkmasını ve şeytanın ona sunduğu özel teklifi hikaye edinen, kapağına bakınca tatlı bir hikayeymiş gibi gözükmesine rağmen fazlasıyla hüzün barındıran bir kitaptı benim gözümde.
şeytan figürünün sunduğu özel teklife gelecek olursam yaşama ömrünü uzatma karşılığında dünyadaki bazı şeyleri yok etmeyi teklif ediyor. teklif ettiği şeyler telefon, saat, sinema gibi basit şeylerle başlasa da kitabın adından da anlaşılacağı gibi kedileri yok etmeye kadar gidiyor.
kitabı okurken ölecek olan kişinin hayatı anlamlandırma , yaşanmaya değecek şeyler bulma çabası , kendi hayatındaki birçok şeyi sorgulamaya ve ölüme bu kadar yaklaşmışken hayatına dair bazı şeylerin farkına daha yeni varıyor olması kendi hayatıma dair birçok şeyi sorgulattı aslında.
yaşarken farkına varamadığım çok basit gibi gözüken şeylerin bile aslında insan hayatına ne kadar etki edebileceğini bir kez daha fark ettim.
daha yeni fark ettiğim bir şey değil tabii ki ama yine de o gerçeği daha iyi kavrayabilmek için bazı yerlerde denk gelmek gerekiyor işte.
kitap, tüm hikayenin altında bir de başkarakterin ailesiyle olan iyi ve kötü şeyleri de konu alıyor. asıl hüzünlü olan kısımlar burada bence.
söylenememiş ve söylenmesi için geç kalınmış olan bazı cümleler bile acı vermeye yetiyor kitabı okurken.
kitabın kapağında yazan 'eğlenceli, yüreğinizi ısıtan' cümlesine aldanmayın derim o yüzden. okurken yüzümde tebessüm oluşturan bazı sahneler olsa da yüreğimin içinden geçen sahneler çok daha fazlaydı.
kitaba dair eleştirmek istediğim bir konu da kitabın sonu oldu. sonunda ne olacağı belli olmasına rağmen belli olan sonun yazılmadığı kitaplar, gösterilmediği filmler bana hep 'acaba sonu benim tahmin ettiğimden daha mı farklı bitiyordu' düşüncesi uyandırıyor. öyle bir şey olmadığını biliyorum gerçi ama yine de o sonunu okumam gerekiyor bir şekilde.
sonunun yazılmamış olması dışında fazlasıyla beğendiğim bir kitap oldu.
alengirli cümleler, betimlemeler ve söz sanatları kullanılmadan yazılmış olmasına rağmen bu kadar etkileyici olabilmesi de kitabın okunmasını fazlasıyla kolaylaştırmış fikrimce.
şeytan figürünün sunduğu özel teklife gelecek olursam yaşama ömrünü uzatma karşılığında dünyadaki bazı şeyleri yok etmeyi teklif ediyor. teklif ettiği şeyler telefon, saat, sinema gibi basit şeylerle başlasa da kitabın adından da anlaşılacağı gibi kedileri yok etmeye kadar gidiyor.
kitabı okurken ölecek olan kişinin hayatı anlamlandırma , yaşanmaya değecek şeyler bulma çabası , kendi hayatındaki birçok şeyi sorgulamaya ve ölüme bu kadar yaklaşmışken hayatına dair bazı şeylerin farkına daha yeni varıyor olması kendi hayatıma dair birçok şeyi sorgulattı aslında.
yaşarken farkına varamadığım çok basit gibi gözüken şeylerin bile aslında insan hayatına ne kadar etki edebileceğini bir kez daha fark ettim.
daha yeni fark ettiğim bir şey değil tabii ki ama yine de o gerçeği daha iyi kavrayabilmek için bazı yerlerde denk gelmek gerekiyor işte.
kitap, tüm hikayenin altında bir de başkarakterin ailesiyle olan iyi ve kötü şeyleri de konu alıyor. asıl hüzünlü olan kısımlar burada bence.
söylenememiş ve söylenmesi için geç kalınmış olan bazı cümleler bile acı vermeye yetiyor kitabı okurken.
kitabın kapağında yazan 'eğlenceli, yüreğinizi ısıtan' cümlesine aldanmayın derim o yüzden. okurken yüzümde tebessüm oluşturan bazı sahneler olsa da yüreğimin içinden geçen sahneler çok daha fazlaydı.
kitaba dair eleştirmek istediğim bir konu da kitabın sonu oldu. sonunda ne olacağı belli olmasına rağmen belli olan sonun yazılmadığı kitaplar, gösterilmediği filmler bana hep 'acaba sonu benim tahmin ettiğimden daha mı farklı bitiyordu' düşüncesi uyandırıyor. öyle bir şey olmadığını biliyorum gerçi ama yine de o sonunu okumam gerekiyor bir şekilde.
sonunun yazılmamış olması dışında fazlasıyla beğendiğim bir kitap oldu.
alengirli cümleler, betimlemeler ve söz sanatları kullanılmadan yazılmış olmasına rağmen bu kadar etkileyici olabilmesi de kitabın okunmasını fazlasıyla kolaylaştırmış fikrimce.
devamını gör...