yönetmenlik koltuğunda faruk turgut'un oturduğu 1990 yapımı türk filmi, ailesiyle yeni bir hayat kurmak amacıyla istanbul'a gelen ve amcasının oğlunun yanına yerleşen genç bir adamın oradan kapı dışarı edilmesiyle yeni hayatlarına tutunma mücadelesini ele alır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 13.07.2024 10:06 tarihinde açılmıştır.
1.
bir faruk turgut filmidir.
filmin senaryosunu cemal şan yazmıştır. filmde tarık akan, füsun demirel, osman alyanak, zeynep ırgat, nurettin şen, senarist cemal şan, enver dönmez ve zafer atlı oynamıştır.
filmde en çok füsun demirel'i beğendiğimi belirterek başlayayım tanımıma. o kadar sade, o kadar duru oynamış ki hayran kaldım. özellikle söz olmayan sahnelerde bakışları muhteşemdi.
filmdeki hikayenin anlatıcısı çocukluk zamanlarını anlatıyor bize. en çok da babasını. ailesini geçindirmek için istanbul'a giden saycan bir süre sonra onları da yanına alır. oğlunun okumasını ister saycan, doktor olmasını ister.
ancak istanbul'a uyum sağlamak zordur. hele ki da saycan'ın yaşlı babası köyünü özlemekteyken.
saycan bir lokantada şef olarak çalışır. bir gün bulaşıkçı olarak işe giren bir genç ile dostluk kurar, kitap okuyan bu genç adam saycan'ın hoşuna gider. çünkü oğlunun okumasını isteyen saycan için okuyan insan önemlidir. ama bu genç adam saycan'ın başına bir bela sarar.
filmi beğendim, senaryo iyiydi. oyunculuklar da, özellikle füsun demirel, gayet başarılı idi.
filmin senaryosunu cemal şan yazmıştır. filmde tarık akan, füsun demirel, osman alyanak, zeynep ırgat, nurettin şen, senarist cemal şan, enver dönmez ve zafer atlı oynamıştır.
filmde en çok füsun demirel'i beğendiğimi belirterek başlayayım tanımıma. o kadar sade, o kadar duru oynamış ki hayran kaldım. özellikle söz olmayan sahnelerde bakışları muhteşemdi.
filmdeki hikayenin anlatıcısı çocukluk zamanlarını anlatıyor bize. en çok da babasını. ailesini geçindirmek için istanbul'a giden saycan bir süre sonra onları da yanına alır. oğlunun okumasını ister saycan, doktor olmasını ister.
ancak istanbul'a uyum sağlamak zordur. hele ki da saycan'ın yaşlı babası köyünü özlemekteyken.
saycan bir lokantada şef olarak çalışır. bir gün bulaşıkçı olarak işe giren bir genç ile dostluk kurar, kitap okuyan bu genç adam saycan'ın hoşuna gider. çünkü oğlunun okumasını isteyen saycan için okuyan insan önemlidir. ama bu genç adam saycan'ın başına bir bela sarar.
filmi beğendim, senaryo iyiydi. oyunculuklar da, özellikle füsun demirel, gayet başarılı idi.
devamını gör...
2.
1990 yapımlı türk filmi olup senaryosu cemal şan tarafından yazılmış ve faruk turgut tarafından yönetilmiştir.
başrolde tarık akan
füsun demirel
osman alyanak
enver dönmez
cemal şan
tuncer sevi
olgun koç
hilmi bulunmaz
nurettin şen
zeynep ırgat gibi oyuncular yer alır.
köyden kente göç eden bir ailenin tren yolculuğu ile filmimiz başlar;
saycan ve ailesi çocuklarını okutmak ve daha iyi şartlarda yaşamak için istanbul'a gçöçerler.
amcaoğlu hasan'ın evinde kalmaya başlarlar ama adamın karısı onlara sıcak davranmaz, onları hor görür ve mütemadiyen yüzünü asar, tavır alır ve onları istemediğini açıkça belli eder.
oradan da taşınmak zorunda kalan aile yeni bir ev bulur.
saycan iş bulur ve çocuğuna okula, 1c sınıfına yazdırır.
karısını ve ailesini çok sever, yük olduğunu ve evi terk etmesi gerektiğini işittiğinde gururu incinir.
köyden kente göçme eyleminin toplumsal etkilerinden bahsedildiği de söylenebilir.
kente alışamamak, koşulların zor olması, akrabanın dahi evinde istememesi gibi durumlar filmde sık işlenir ve hissedilir.
film hakkında kendi fikrimi belirtmem gerekirse; izlerken biraz duygusallaştım.
tren sahnesinde sadece peynir ekmek ve üzüm yemeleri bile canımı yaktı.
gittikleri yerde bir hayat kurmak isterken dışlanmaları ve tarık akan ile füsun demirel'in mahzun oyunculuğundan etkilendim.
gittikleri evde lokmalarının sayılmasına ve hemen dışlanmalarına canım yandı.
çocuğuna gösterdiği ilgi, sevgi, küçük bir bulut olan ailesinin aslında kendine büyük bir bulut araması metaforu iyiydi.
çünkü onlar küçük bir bulut gibi kopmuşlar.
sıradan bir film izleyeceğimi sanmıştım ama film epey etkileyici geldi.
köyden kente göç durumunu oldukça iyi bir şekilde filme uyarlamışlar.
oyunculukları çok etkileyici buldum.
hor görülmelerini ama her şeye rağmen mutlu olmalarını dokunaklı buldum.
puanım 10
hıdır emmi dediği yerde baya güldüm.
tarık akan'ın iki kere öksürürsem benimdir kapıyı çalan gibi bir şey dediği sahne de komikti.
saycan'ın uzun süre sonra eve döndükten sonra yaşlı babasını sorması ve öldüğünü öğrendiği sahnede ağlamasına içim sızladı.
son sahnede saycan'ın öldüğüne inanamadım,
filmi aslında saycan'ın oğlu büyümüş de anlatıyormuş.
başrolde tarık akan
füsun demirel
osman alyanak
enver dönmez
cemal şan
tuncer sevi
olgun koç
hilmi bulunmaz
nurettin şen
zeynep ırgat gibi oyuncular yer alır.
köyden kente göç eden bir ailenin tren yolculuğu ile filmimiz başlar;
saycan ve ailesi çocuklarını okutmak ve daha iyi şartlarda yaşamak için istanbul'a gçöçerler.
amcaoğlu hasan'ın evinde kalmaya başlarlar ama adamın karısı onlara sıcak davranmaz, onları hor görür ve mütemadiyen yüzünü asar, tavır alır ve onları istemediğini açıkça belli eder.
oradan da taşınmak zorunda kalan aile yeni bir ev bulur.
saycan iş bulur ve çocuğuna okula, 1c sınıfına yazdırır.
karısını ve ailesini çok sever, yük olduğunu ve evi terk etmesi gerektiğini işittiğinde gururu incinir.
köyden kente göçme eyleminin toplumsal etkilerinden bahsedildiği de söylenebilir.
kente alışamamak, koşulların zor olması, akrabanın dahi evinde istememesi gibi durumlar filmde sık işlenir ve hissedilir.
film hakkında kendi fikrimi belirtmem gerekirse; izlerken biraz duygusallaştım.
tren sahnesinde sadece peynir ekmek ve üzüm yemeleri bile canımı yaktı.
gittikleri yerde bir hayat kurmak isterken dışlanmaları ve tarık akan ile füsun demirel'in mahzun oyunculuğundan etkilendim.
gittikleri evde lokmalarının sayılmasına ve hemen dışlanmalarına canım yandı.
çocuğuna gösterdiği ilgi, sevgi, küçük bir bulut olan ailesinin aslında kendine büyük bir bulut araması metaforu iyiydi.
çünkü onlar küçük bir bulut gibi kopmuşlar.
sıradan bir film izleyeceğimi sanmıştım ama film epey etkileyici geldi.
köyden kente göç durumunu oldukça iyi bir şekilde filme uyarlamışlar.
oyunculukları çok etkileyici buldum.
hor görülmelerini ama her şeye rağmen mutlu olmalarını dokunaklı buldum.
puanım 10
hıdır emmi dediği yerde baya güldüm.
tarık akan'ın iki kere öksürürsem benimdir kapıyı çalan gibi bir şey dediği sahne de komikti.
saycan'ın uzun süre sonra eve döndükten sonra yaşlı babasını sorması ve öldüğünü öğrendiği sahnede ağlamasına içim sızladı.
son sahnede saycan'ın öldüğüne inanamadım,
filmi aslında saycan'ın oğlu büyümüş de anlatıyormuş.
devamını gör...