bir rahip ne düşünür sorusu
başlık "archie bunker" tarafından 25.05.2024 10:43 tarihinde açılmıştır.
1.
berlin metrosunda görmüştüm o'nu. 30'lu yaşlarının ortasında, kumral, sakallı, güzelce yüzlü bir adam karşımda oturuyordu. elindeki tesbihi ve göğsündeki ufak haçı fark etmem, bir rahip kisvesi giymediğinden geç olmuştu. ola ki o bir rahipti. sahi bir rahip ne düşünürdü ? her türlü maddenin, uçuk kaçık ideoloji ve düşünce akımına mensubiyeti olan, hürriyetin, nihilizmin, arayanın ne arıyorsa onu bulacağı özgürlükler kabesi berlin'de bir rahibin kafasından neler geçerdi ?
her yerde olabildiğince hızlı akan bir yaşam varken, gençliğin, erkekliğin en kudretli çağında kafeler, publar, diskotekler, saunalar, izbe otellerin orospu yatakları ve konser alanlarında bulun-a-mayan bir adamın haleti ruhiyesi meraka şayandır. yaşadığı kıtaya rengini verse de, ahalisinin içine nüfuz edemeyen isa'nın yolunda bir hizmetkar. öylesine düşünceli ve önüne bakarken sıkıntılı bir hali vardı ki içinde kopan fırtınaların sayıca çoğunluğuna rağmen efkarının sebebinin güneşi batmakta olan bir inanca mensup olmanın verdiği hüzün mü, yoksa hususi bir dert mi olduğunu anlayamadım.
şimdi o yine gün be gün kendini yineleyen dualar, törenler, itiraflarla kendi küçük kıyametini beklerken dışarıda devinen dünya ile kan uyuşmazlığı yaşayan biz binlerce, milyonlarca adam ve kadın birer rahip gibi mahkum, mahrum ve hüzünlü değil miyiz ? yazımız yaz gibi değildi ki gelen sonbahara hüzünlenelim.
her yerde olabildiğince hızlı akan bir yaşam varken, gençliğin, erkekliğin en kudretli çağında kafeler, publar, diskotekler, saunalar, izbe otellerin orospu yatakları ve konser alanlarında bulun-a-mayan bir adamın haleti ruhiyesi meraka şayandır. yaşadığı kıtaya rengini verse de, ahalisinin içine nüfuz edemeyen isa'nın yolunda bir hizmetkar. öylesine düşünceli ve önüne bakarken sıkıntılı bir hali vardı ki içinde kopan fırtınaların sayıca çoğunluğuna rağmen efkarının sebebinin güneşi batmakta olan bir inanca mensup olmanın verdiği hüzün mü, yoksa hususi bir dert mi olduğunu anlayamadım.
şimdi o yine gün be gün kendini yineleyen dualar, törenler, itiraflarla kendi küçük kıyametini beklerken dışarıda devinen dünya ile kan uyuşmazlığı yaşayan biz binlerce, milyonlarca adam ve kadın birer rahip gibi mahkum, mahrum ve hüzünlü değil miyiz ? yazımız yaz gibi değildi ki gelen sonbahara hüzünlenelim.
devamını gör...
2.
neden bakir olmak zorundayım
devamını gör...
3.
öncelikle şunu bilmek gerekiyor;
rabbim hiç bir kulunu yalnızlığa mahkum etmez. "tanrı'ya kendini adamak", kendine eş seçmeden/ birine aşık olmadan ömür boyu yaşadıktan sonra ölmek anlamına gelmiyor fakat hristiyanlık inancında bazı grupların, bilhassa katoliklerin dini inançlarına bağlılıkları daha sıkı.
normal şartlarda her insan evlenebilir, diğerini sevebilir. din adamlığı bir tercihtir ve meslektir. dinen var olan yasaklara uyulduğu sürece, evliliğin ya da birini sevmenin sakıncası yoktur. dolayısıyla bir rahibe ve rahipte gayet evlenebilir fakat o noktada, o kitlenin dini inancı ve dini yaşayış biçimleri çok büyük etken oluşturuyor. eğer dini inanca bağlılığı " hayat boyu karşı cinsle gönül ilişkisi kurmadan/ evlenmeden sadece tanrı'ya ibadet etmek" olarak gösteren bir dini toplulukta büyüdüyseniz, rahip/ rahibe olduktan sonra hayat boyu evlenmezsiniz. bu daha çok içinde doğduğunuz toplumun sizi nasıl şartladığı ile ilgili aslında.
normalde kutsal kitabımızda havva'nın adem için yaratıldığı yazar zaten ve rabbim hiç bir kulunu , kendisine olan sevgisini kanıtlaması adına ömür boyu eşsiz bırakmayı talep etmez. etseydi, bunu bilirdik çünkü kutsal kitabımızda yazardı ya da bu bize peygamber efendimiz arayıcılığı ile duyurulurdu.
yurt dışında çok olmasa da, hala rahibe/ manastır kültürü devam ediyor. dini inancı aşırı katı olan aileler, kız çocuklarını küçük yaşta manastıra verebiliyor ve kızlar, sadece kadınların olduğu, asla karşı cinsle muhattap edilmedikleri hatta kolay kolay bulundukları binadan dahi dışarı çıkmadıkları bir hayat sürdürüyorlar. yani, manastıra, " rahibe" olarak gönderilen kadınların ömür boyu bir erkekle olabilme şansı olmuyor. yani tamamen yalnız yaşamayı ve evlenmeden/ hiç sevgilin olmadan ölmeyi kabul ediyorsun. bu noktaya gelmeye " yemin etmek " deniyor. her rahibe alması gereken eğitimi aldıktan sonra yemin etme safhasına gelir. o yemini etmeden, rahibe olmayı kabul etmiş olmuyorsun. dolayısıyla o yemini etmeden, vazgeçme/ manastırdan ayrılma şansın var. yemini ederken, evlenmeyeceğine/ ömür boyu tanrı'ya sadık kalacağına yemin ediyorsun. tanrı'ya yemin etmek, çok risklidir. bu yemin verildikten sonra, seni rahibe sayıyorlar ve sürecin başlıyor.
bu işin çok büyük riskleri var. mesela en başta müthiş bir psikolojik sınanmadır. bir kadınsınız ve duygusal olarak sevilme ihtiyacınız var. size bunu verebilecek tek taraf; erkekler, size temelde yasaklanan olgu olduğu için; sadece kendi içinize dönüp, ibadet ediyorsunuz. bu noktada kadın iç güdüsel olarak tüm duygusal isteklerini bastırıyor. sevilme ihtiyacı, anne olma isteği, birini sevme isteği gibi.. bu zamanla çok ciddi psikolojik problemlere ya da en kötüsü, çarpık cinsel yönelimlere sebep olabiliyor. manastırların çoğunda birbirleri ile gizlice sevişen rahibeler görebilirsiniz mesela. bunu asla savunmuyorum aksine şunu söylüyorum; insanları çok fazla kısıtladıkları ve karşı cinsten ömür boyu mahrum bıraktıkları için, kişiler psikolojik olarak patlama noktasına geldiklerinde, karşı cinsle yaşamaları gereken her şeyi, birbirleri ile yaşamaya başlıyorlar. en çok seks skandalları genelde manastırlarda döner çünkü itinayla çevreden uzak tutulan gencecik kız cocukları var içeride.
burada ölçüsü kaçırılmış ve yanlış anlaşılmış bir dini inanç sistemi var. tanrı, kimseye birbiri ile evlenmeyi ve birbirini sevmeyi yasaklamaz. bunları yaparken, rabbimize full bağlılık sergileyebiliriz. insani ihtiyaçları dibe çekip, insanlara ibadet öğütlendiğinde, aslında tanrı'nın büyük günah olarak sayıldığı tüm suçlar, ibadethanenin içerisine sızmaya başlıyor. olay; şeytanı uzak tutmakken, aslında şeytanı seve seve kapıdan içeriye alıyorsunuz.
bu yüzden dini bilinç çok önemli. içine doğduğunuz toplum size neyi şartlarsa şartlasın, bizzat dini hükümleri ve değerleri araştırıp, onları bilmek önemli. bu bir çok cinsel suçun ve tecavüz vakasının önüne geçer ve bu tarz sapkınlara alan açmaz.
tanrı'ya bağlılık kalp işidir. yasakları bilmek ve uzak durmak yeterlidir. dinen tanrı tarafından belirtilmemiş , insanlığa duyurulmamış kuralları/ kaideleri dinin içerisine bir şekilde ekleyip, insanlara uygulatmaya çalışmak yanlış bir tutumdur. bir noktada ciddi patlak verir zaten.
rabbim hiç bir kulunu yalnızlığa mahkum etmez. "tanrı'ya kendini adamak", kendine eş seçmeden/ birine aşık olmadan ömür boyu yaşadıktan sonra ölmek anlamına gelmiyor fakat hristiyanlık inancında bazı grupların, bilhassa katoliklerin dini inançlarına bağlılıkları daha sıkı.
normal şartlarda her insan evlenebilir, diğerini sevebilir. din adamlığı bir tercihtir ve meslektir. dinen var olan yasaklara uyulduğu sürece, evliliğin ya da birini sevmenin sakıncası yoktur. dolayısıyla bir rahibe ve rahipte gayet evlenebilir fakat o noktada, o kitlenin dini inancı ve dini yaşayış biçimleri çok büyük etken oluşturuyor. eğer dini inanca bağlılığı " hayat boyu karşı cinsle gönül ilişkisi kurmadan/ evlenmeden sadece tanrı'ya ibadet etmek" olarak gösteren bir dini toplulukta büyüdüyseniz, rahip/ rahibe olduktan sonra hayat boyu evlenmezsiniz. bu daha çok içinde doğduğunuz toplumun sizi nasıl şartladığı ile ilgili aslında.
normalde kutsal kitabımızda havva'nın adem için yaratıldığı yazar zaten ve rabbim hiç bir kulunu , kendisine olan sevgisini kanıtlaması adına ömür boyu eşsiz bırakmayı talep etmez. etseydi, bunu bilirdik çünkü kutsal kitabımızda yazardı ya da bu bize peygamber efendimiz arayıcılığı ile duyurulurdu.
yurt dışında çok olmasa da, hala rahibe/ manastır kültürü devam ediyor. dini inancı aşırı katı olan aileler, kız çocuklarını küçük yaşta manastıra verebiliyor ve kızlar, sadece kadınların olduğu, asla karşı cinsle muhattap edilmedikleri hatta kolay kolay bulundukları binadan dahi dışarı çıkmadıkları bir hayat sürdürüyorlar. yani, manastıra, " rahibe" olarak gönderilen kadınların ömür boyu bir erkekle olabilme şansı olmuyor. yani tamamen yalnız yaşamayı ve evlenmeden/ hiç sevgilin olmadan ölmeyi kabul ediyorsun. bu noktaya gelmeye " yemin etmek " deniyor. her rahibe alması gereken eğitimi aldıktan sonra yemin etme safhasına gelir. o yemini etmeden, rahibe olmayı kabul etmiş olmuyorsun. dolayısıyla o yemini etmeden, vazgeçme/ manastırdan ayrılma şansın var. yemini ederken, evlenmeyeceğine/ ömür boyu tanrı'ya sadık kalacağına yemin ediyorsun. tanrı'ya yemin etmek, çok risklidir. bu yemin verildikten sonra, seni rahibe sayıyorlar ve sürecin başlıyor.
bu işin çok büyük riskleri var. mesela en başta müthiş bir psikolojik sınanmadır. bir kadınsınız ve duygusal olarak sevilme ihtiyacınız var. size bunu verebilecek tek taraf; erkekler, size temelde yasaklanan olgu olduğu için; sadece kendi içinize dönüp, ibadet ediyorsunuz. bu noktada kadın iç güdüsel olarak tüm duygusal isteklerini bastırıyor. sevilme ihtiyacı, anne olma isteği, birini sevme isteği gibi.. bu zamanla çok ciddi psikolojik problemlere ya da en kötüsü, çarpık cinsel yönelimlere sebep olabiliyor. manastırların çoğunda birbirleri ile gizlice sevişen rahibeler görebilirsiniz mesela. bunu asla savunmuyorum aksine şunu söylüyorum; insanları çok fazla kısıtladıkları ve karşı cinsten ömür boyu mahrum bıraktıkları için, kişiler psikolojik olarak patlama noktasına geldiklerinde, karşı cinsle yaşamaları gereken her şeyi, birbirleri ile yaşamaya başlıyorlar. en çok seks skandalları genelde manastırlarda döner çünkü itinayla çevreden uzak tutulan gencecik kız cocukları var içeride.
burada ölçüsü kaçırılmış ve yanlış anlaşılmış bir dini inanç sistemi var. tanrı, kimseye birbiri ile evlenmeyi ve birbirini sevmeyi yasaklamaz. bunları yaparken, rabbimize full bağlılık sergileyebiliriz. insani ihtiyaçları dibe çekip, insanlara ibadet öğütlendiğinde, aslında tanrı'nın büyük günah olarak sayıldığı tüm suçlar, ibadethanenin içerisine sızmaya başlıyor. olay; şeytanı uzak tutmakken, aslında şeytanı seve seve kapıdan içeriye alıyorsunuz.
bu yüzden dini bilinç çok önemli. içine doğduğunuz toplum size neyi şartlarsa şartlasın, bizzat dini hükümleri ve değerleri araştırıp, onları bilmek önemli. bu bir çok cinsel suçun ve tecavüz vakasının önüne geçer ve bu tarz sapkınlara alan açmaz.
tanrı'ya bağlılık kalp işidir. yasakları bilmek ve uzak durmak yeterlidir. dinen tanrı tarafından belirtilmemiş , insanlığa duyurulmamış kuralları/ kaideleri dinin içerisine bir şekilde ekleyip, insanlara uygulatmaya çalışmak yanlış bir tutumdur. bir noktada ciddi patlak verir zaten.
devamını gör...
4.
rahibe...
devamını gör...
"bir rahip ne düşünür sorusu" ile benzer başlıklar
düşünür
1