#ödüllü filmler

öne çıkanlar | diğer yorumlar

1.
jared leto ve jennifer connelley'i başrollerinde bulunduran, ass-to-ass yapmak istemiyorsanız uyuşturucudan uzak durmalısınız temalı film.

ana tema müziği olan lux aeterna, sonsuz ışık anlamına gelmektedir. filmin temasını, sonunu ve müziğin kendisini düşününce akla gelen tek kelime: ironik.
devamını gör...
her şey daha güzel olacak sanan insanların yüzüne feci halde çarpan bir filmdir. bazıları sorabilir, hayat bu kadar kötü olabilir mi diye. emin olun ki, öyle hayatlar var ki bu film onlarınkinin yanında pollyanna yapımı gibi kalır. özellikte ağır uyuşturucu ve uyarıcı madde bağımlıları için hayatlarının devamı pek de hayırlı değildir. ancak güçlü zengin bir aile, sağlam arkadaş yardımıyla ciddi destek alarak kurtulabilirler. fakirseniz, güçsüzseniz sonuçları pek de iç açıcı olmaz.
devamını gör...
genel olarak "bağımlılığın" ne kadar kötü bir şey olduğunu sunan film. her lise çağına gelmiş gençlere izletilmeli, belki de o zaman sağlıklı karar verebilirler.
devamını gör...
içinde bir çok konuyu yada tükenmişliği barındıran gerek filmin senaryosu olarak gerek müziğiyle etkileyici olan, başrolünde yanılmıyorsam jared leto'nun bulunduğu bağımlılıkları anlatan film.
devamını gör...
kötü alışkanlıkların ve bağımlılığın insanı nasıl bir hale getirdiğini gözler önüne seren kaliteli bir film olmuş.
insanların şu dönemde yapmayacağı hiç bir şey olmadığını da malesef biliyoruz. insanlar birbiriyle kavga ediyor hatta öldürüyor.
filmde de elde etmek için her şeyden vazgeçtiklerini her türlü rezilliğe katlandıklarını görüyoruz.


emin değilim ama annesinin amfetamin türevi bir şey kullandığını tahmin ediyorum. tabi ki o da bağımlılık yaptığı için bir süre sonra ilaca karşı tolerans ve psikiyatrik sorunlar ortaya çıkarıyor.


seri giden bu film, alışkanlığa meyilli olan veya ona benzer ortamı olup ikilemde kalanlar için sonunun ne olabileceğini önceden gösterilecek bir türde olmuş.
naçizane tavsiye ederim, keyifli seyirler.
devamını gör...
ilk defa az önce izlediğim, sıkıntıdan 10 kere buzdolabına gittiğim bitmek bilmeyen, benim için pek olmamış bir film. herkes sevdiğine göre muhtemelen problem bende.
devamını gör...
oldukça etkileyici ve dibi hissettiren bir film. konusu ve verilen mesaj filmin en başında bariz.
herkesin izlemesi gereken türden. iç karartıcı ama gerçek.
devamını gör...
çok ağır bir dramadır. özellikle ilk gençlik veya ünv. çağlarında izlendiğinde * büyük etki bırakır. sara goldfarb'ın (anne) bağımlılığı mı daha kötüdür, yoksa harry ve marion'ınkiler mi karar vermek zor. tabi ki müziklerle birleştiğinde, film bitince bir müddet kendine gelemiyor insan.

fazla gerçek bir film. tokat gibi, diş ağrısı gibi gerçek.
devamını gör...
izleyenin içini karartan 2000 yapımı dram/psikolojik gerilim filmidir. film başından sonuna kadar yani 1 saat 50 dakika boyunca izleyene boğazı sıkılıyormuş hissi verir. şahsen ben aynen bu duyguyu yaşadım. bittikten sonra derin bir oh çekseniz de etkisinden bir süre çıkamazsınız. asla kötü değil ama ağır bir filmdir.

sara goldfarb'ın sahneleri öyle iyi ki izlerken karakterin akli dengesini kaybetmesine birebir şahit oluyorsunuz. tabii burada ellen burystn'in başarılı oyunculuğu da büyük bir etken.
devamını gör...
içine taş oturması deyimini insana yaşatan, bittiğinde boşluğa düşüren, bağımlılığı farklı taraflarıyla ele alıp ne menem bir şey olduğunu gösteren müthiş bir yapıt.
devamını gör...
''bir rüya için ağıt'' adıyla çevrilen oldukça etkileyici bir ''bağımlılık'' filmi. filmdeki karakterlerin hepsinin bir bağımlılığı var ve bu bağımlılıkların onları nasıl bitirip erittiğini görüyoruz aslında. biraz yavaş akan ve rahatsız eden bir film bence. sınav senesinde sıkıntıma sıkıntı katmak için izlemiştim.
devamını gör...
izledigim en rahatsiz edici film ama bunu film kötü anlaminda söylemiyorum bence film basarili.bu rahatsiz edicilik başta hikayeden dolayi zannetmistim ama ikinci izleyisimde anladım, filmdeki cutlar,ışıklar ve renkler herhangi bir filmdede kullanilsa bu kadar rahatisiz edici olurdu zaten bu açıdan bakınca öeaa diye aniden cikip bagiran hayaletlerin olduğu korku filmlerine benziyor ama yine de izlenir puanim 7/10.
devamını gör...
darren aronofsky'nin yönetmen koltuğunda oturduğu, hubert selby jr. tarafından 1978 yılında yayınlanan romanın film uyarlamasıdır. müzikleri mükemmeldir. çekimleri ile zamanında gerçek kesit'e (bkz: flash tv) dahi ilham olmuştur.
film, yoğunlukla uyuşturucu bağımlılığını ele almakla beraber, bana göre televizyonun da tehlikeli bir bağımlılık olduğunu ve sonuçlarının da en az uyuşturucu bağımlılığı kadar ağır olduğunu işlemiştir.
devamını gör...
hepimizin hayatta bağımlı olduğu, takıntılı kaldığı bir şeyler var ve bu şeyler çok basit, hafife alınacak veya çok uç noktalarda olabilecek şeyler. ama esasında hepimiz bağımlıyız ve bu bağımlı olduğumuz şeyleri kaybetmemek için her gün kendimizden bir parça veriyoruz.(tıpkı marion'un kendisini satması, sara'nın çok sevdiği yemeklerden vazgeçmesi gibi). bu bağımlılıklardan bir şekilde uzak kalmak zorunda olunca da ortaya asıl 'biz' çıkıyoruz, çünkü bu noktada ne kadar ileriye gidebilirsin? sorusuyla sınanıyoruz. insanın bağımlılıkları, alışkanlıkları veya takıntıları için yapmayacağı şey yoktur, boş vermek kolay değildir çünkü. işin diğer yanı ise her ne kadar filmde iki aşık olsa da bütün karakterler yalnızdır ve en nihayetinde hepimiz yalnızız. sinematografi olarak da bazı kısımlarda sahnenin ikiye bölünmesi de aslında karakterlerin birbirlerinden ne kadar uzak olduklarını ve o anda farklı deneyimler yaşadıklarını gösteriyor. yanımızda onlarca insan olabilir, fakat insan bağımlılığında yalnızdır; bu bağımlılık nüksettiği zaman göze alabileceği şeylerde yalnızdır ve göze aldıklarının sonucunu yaşarken de yalnızdır. aslında hepimizin içinde yaşayan bir canavar vardır ve bu canavar amaç edindiklerimiz, bağımlılıklarımız, alışkanlıklarımız veya takıntılarımız doğrultusunda ortaya çıkar ve bu bağlılıklardan kopmamak için ne kadar canavarlaştığımızı görmüş oluruz.

90 dakikalık bir filmde ortalama 600 - 900 arası cut kullanılır. requiem for a dream'de ise yaklaşık 2000 cut yapılmıştır. her ne kadar bize öyle gelmese de filmin gayet hızlı bir yapısı var.

film kamera açıları, müzikleri, karakterleri, verilmek istenen mesajları ile türünün en iyisi ve bir sinematografi şaheseri. 8/10
devamını gör...
uyuşturucu belasını insanların yüzüne tokat gibi vuran bir film. izlediğimde resmen gerildim üstelik soundtracki filmin gerilimi iki kat daha arttırıyor. sözün özü kullanma kullandırma.
devamını gör...
henüz yirmi dokuz yaşındayken yakınlarından aldığı borç paralar ile çekmiş olduğu 1998 yapımı pi ile aynı yıl düzenlenen sundance film festivalinde en iyi yönetmen ödülünü alan darren aronofsky'ın 2000 yılında yayımlanan, hubert selby jr.'ın aynı isimli kitabından uyarlanan filmdir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

eroin, kokain ve diyet haplarına bağımlılığı olan dört karakterin etrafında dönen filmin odaklandığı şey aslında hayaller ve hayallere olan bağımlılıktır.

birçok eleştirmen tarafından kült film kategorisinde değerlendirilen film aynı zamanda insanların yaşadığı iç çatışmalara da dikkat çekmektedir.

kocasının ölümünün ardından yaptığı tek şey televizyonun karşısında oturmak olan sara, zengin ve başarılı olma umuduyla yaşasa da bu arzuya yönelik hiçbir çaba harcamayan harry ve tyrone ve ailesiyle sorunlar yaşayan güzel marion film ilerledikçe değişikliğe uğramaya başlar.

sara televizyonun karşısındaki koltuktan kalkar ve bir yarışma programından davet alır, harry ve tyrone uyuşturucu ticareti sayesinde zengin olur ve marion harry ile tyrone'un kazandığı para sayesinde uzun zamandır hayal ettiği butiği açma fırsatı yakalar. ancak yaşadıkları bu değişim onlara mutluluğu getirmez, çünkü yaşadıkları değişim sırasında benliklerini kaybetmişlerdir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

filmin yapım aşamasında yönetmen aronofsky başrolleri paylaşan jared leto ve marlon wayans'ın "arzuyu" tam anlamıyla yansıtabilmesi için ikiliden otuz gün boyunca şeker kullanmamasını, kırmızı et yememesini ve seks yapmamasını istemiş, aktörler de rollerine bu şekilde hazırlanmıştır.

aynı zamanda "portakal metaforu" olarak adlandırılan ve portakalın ölüm ya da tehlikeyi işaret ettiği anlayışıyla filmde birçok kez portakal kullanılmıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
insanı psikolojisini bozan bi film. renkler kasvetli, konu kasvetli, müzikler bir o kadar korkutucu. depresyondayken izlesen daha ağır dibe çöktürür mutluyken izlesen mutsuz yapar.
devamını gör...
depresyondayken izlemeyin! aşırı kasvetli ve biraz da hassas bir film. ancak o müziği duyabilmek ve jennifer connely'nin güzelliği için bir üç kere daha izlerim.
devamını gör...
izledikten sonra birkaç gün buruk bir ruh hali içinde olmamı sağlayan 2000 yapımı darren aronofsky filmi. hakkında bir şeyler yazacak gücü şimdi bulabildim .
ana tema bağımlılık gibi dursada aslında çoğu zaman etrafımızdakiler tarafından bizlere empoze edilmiş " güzel olmak , zengin olmak , ünlü olmak" gibi hayalleri ve bu yolda karakterlerin verdikleri mücadeleleri izliyoruz . bağımlılık filmde sıradan insanların bu yolda karşılaştıkları zorluklarla başa çıkma yöntemi daha doğrusu bir kaçış yolu . tabi yanlış bir seçim olduğunu da filmin sonunda gayet üzücü bir şekilde görüyoruz . filmde genel olarak boğucu bir atmosfer var . karakterlerde tam karşılamasa bile kendinizden ve çevrenizden bir şeyler bulma ihtimaliniz oldukça yüksek . duygusal olarak bu kadar etkilemesinin sebebi de bu sanırım . ~~~~
filmi izledikten sonra en çok üzüldüğüm konu 2000 yapımı olması oldu sanırım. çünkü izlerken 22 yılda hiçbir şey değişmediğini görüyorsunuz . hala aynı hayaller uğruna çalışıyor , mücadele veriyoruz . ve çoğumuz kaçış yolunu karakterler gibi bağımlı olmakta bulmasak bile bu uğurda kendimizden fazlaca ödün verdiğimizde yadsınamaz sanırım .
devamını gör...
kitabından sinemaya başarılı bir şekilde aktarılmış nadir filmlerdendir. her ne kadar kaybedenler kulübünden çıkıp gelmiş insanlar gibi görünse de karakterler, asıl olan sevgidir, umuttur, hayallerdir. jack kerouacın (bkz: yolda) kitabıyla bağdaştırırım buradaki hayatları ben. jack ve arkadaşlarının yolculukları gerçektir ve gerçeğe en yakın haldir. buradaki karakterler de farklı bir yolculukta ama benzer umutlar ve aynı sevginin peşindedir aslında.
bu filmi sevdiyseniz ve kitabını henüz okumadıysanız mutlaka okuyun, kitabı sevdiyseniz de yoldayı okuyun mutlaka.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bir rüya için ağıt (film)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim