1.
ela başak atakan’ın gerçek hikayesini ele aldığı aynı isimli kitabından uyarlanan ’bir şifa bağımlısının itirafları” bir aktüel belgesel serisi. kızının çare yok denilen hastalığına tedavi bulmak için rotasını alternatif tıp dünyasına çeviren ve giderek bir şifa bağımlısına dönüşen ela başak atakan’ın bu yolda uğradığı tüm şifa durakları ve çok daha fazlası caner özyurtlu’nun yönetmenliğinde yeniden arşınlanıyor. seride, yogadan şaman ayinlerine, nefes terapisinden sülük tedavisine, sufizmden ayuverdik beslenmeye denenebilecek her şey deneniyor.
insan pek çok şeyini kaybedebilir ve tekrar yerine koyar bir şekilde. peki ya sağlık?
her duanın başında, sonunda bir yerinde vardır sağlıklı olma dileği; çünkü o gittiğinde, diğer hiçbir şeyin tadı kalmaz.
ela hanım, kızının saç kıran hastalığına yakalanmasıyla bu arayışa giriyor. bildiğiniz üzere saç kıranın (alopesi areata) kesin bir tedavisi bulunmamakta. tıbbın yapabileceği en fazla kafa derisine kortizonlu iğneler vurarak bölgeyi uyarmak ve gerisini şansa bırakmak (tabii başka yöntemler de var ancak bunlar tam tedavi sağlamakta yeterli değil), nitekim hastalığın kaynağı vücudun kendi bağışıklık sistemi olunca, savunma hücreleri kıl hücrelerine saldırıp duruyor sürekli. ela hanım, bu süreçte sadece ülkemizdeki doktorlara değil, yurtdışında da adı bilinen pek çok iyi doktora götürüyor kızını ve fakat hepsinden aynı şeyi duyuyor.
çaresizlik insana neler yaptırmaz değil mi?
işte bu noktada da ela hanım ve kızının alternatif tıp, şifacılar maceraları başlıyor; doktorlarda bulamadığı çareyi, başka yerlerde arıyor ki neden olmasın? yeteri kadar inanırsan, placebo etkisi denen bir şey var ama değil mi? tabii, placebo etkisi ile bir otoimmun hastalığını yenmek ne derece mümkündür?
ela hanım, "ipin ucunu bir yerde kaçırdım" diyerek samimi itiraflarda bulunuyor ve "ben çok şey yaptım, siz yapmayın" demek adına kitap yazıyor. kitabını okumadım ancak okuyanların yorumlarına göre, süreci kendi yönünden, tüm şüphe ve güvensizlikleri ile beraber yer yer esprili bir şekilde kaleme almış. kitabı beğeneni daha fazla, ben ise 6 bölümlük mini belgeseli izlemekle yetindim ve buna karşın sıkılmadan bir solukta bitirdim. ilgimi çekti. belgeselde ise, şifacıların anlatımları daha ön planda.
bazı şifalanma yöntemlerine "ula olabilir mi? aslında çok da mantıksız değil" dediğim, (hayır belgeselde cinci hocalar yok ahhs) bazıları için ise "ablam, güzel ablam niye buna para verdin allasennn! o kadar da değil!" diye söylendiğim de doğrudur. insanların şifalanmak, ne bileyim işte bir tutam huzura erebilmek adına neler yaptıklarını izledikçe, herkesin bir dala, bir umuda tutunma istemini daha net göreceksiniz.
izleyin, ilginç.
devamını gör...