tanrı, insanların uydurduğu mitolojik inançlarının "hayali" üstün bir yaratıcısıdır. çünkü; insan hiçbir dönemde kendisini üstün gör(e)medi ve hep bir şeyleri yüceltti ve ona inanma ve tapma gereği duydu.

bilim, herkesçe kabul görmüş ve ispat edilmiş bir veridir, kimse aksini iddia edemez. şu kısma kadar aksini iddia edemez, o ispat çürütülene kadar ya da o ispatı destekleniyor olmasına rağmen eksik veriler barındırmasına kadar.
bilimin bulduğu ispatlı veriler değişmeyecek diye bir kural yoktur. çünkü; gelişen teknolojinin getirileri sayesinde daha önce ispat edilmiş bir bilimsel verinin, gelişen yeni teknolojiyle yeniden yorumlanabilir ve ispat edilebilir. kısaca, bilimsel veriler o anki dönemin teknolojisine bağlıdır. tabi bir de hiç değişmeyecek bilimsel veriler vardır, bunun sebebi de yeniden yorumlanmaya ihtiyaç duyulmayacak olması ya da bir üst noktasının olmamasıdır.

ne diyorduk; bizi tanrı değil, bilim kurtaracak:

tanrının daima mitolojik kavramlarda hapsolacağı gerçeği asla değişmeyecek. şuan tanrıya ve mitolojik inançlara inananlar, bu kavramları hayatının bir parçasını haline getirmiştir, kendisini onunla şekillendirir, ona göre yaşar, yer-içer, giyinir ama bu kavramlar herkes için değil. işte bu kesim bu kuralların sadece kendileri için değil herkes için olduğunu da savunur ve uygulamaya çalışır, bu yaptıklarına da mahalle baskısı deniliyor.

neyse ki şu zamanlarda teknolojinin iyice gelişmesiyle bilgi kaynaklarının dolu dolu olduğu bir ortama sahibiz (maalesef aslı olmayan gerçeği yansıtmayan veriler de var) ve bu kavramlara inanan insanların inançlarının, bir din değil de mitolojik inanç olduğu gün yüzüne iyice çıkmaya başladı. yeni jenerasyonların (bizim için en yeni, z ve alfa kuşakları) neredeyse çoğunluğunun tanrısal, dinsel, mitolojik kavramlarla pek alakası yok. her biri (yine çoğunluğu) mitolojik inançlara din diye inanma gereği duymak yerine bilimin sunduğu yenilikçi, ileri görüş, ispat edilmiş (kanıtlanmış) verilere inanıyor, bu nesil için ispat edilmemiş hiçbir söylemin anlamı yok, dikkate bile almıyolar. yeni nesil sadece ama sadece bilimle ispat edilmiş verileri kabul ediyor.

en basitinden bir tür tapınma şeması:

kendisi gibi normal bir insana yüceltip efendim demek suretiyle tapmak,
bir yapının etrafında tanrının evi denilerek tapınma ritüelleri yapmak,
belirli günde tapınaklarında (mabed) topluca toplanıp tapınma ritüelleri yapmak.

bunların tamamı tüm mitolojilerin ortak özellikleridir.

atatürk bile demiş, "eğer bir gün benim sözlerim bilimle çelişirse bilimi seçin" diye.
devamını gör...
bilim tanrının varlığı ya da yokluğu ile ilgilenmez. bilim, evreni gözlem, deney, veri ve kanıt gibi unsurlar üzerinden tanımlamaya çalışır, bilim için inançlar hiçbir şey ifade etmez.
boşuna beklemeyin.*
bilim din gibi konuları ele almaz, bu felsefenin konusudur. felsefede size ağır gelir.
devamını gör...
şüphecilik oynayacaksak oynarım ama işin sonunda kendi varlığınızdan ve gerçeklikten şüphe duymaya başlarsınız. söz konusu başlık doğru zaten ona lafım yok. tanrı gelip gelin sizi kurtarayım demeyecek elbette, ayrıca kurtarmaktan kasıt nedir? gelişmek mi? tamam gelişelim ona lafım yok ama bilimi tanrısallaştırma hatasına düşmeyelim. bilim bir araçtır ve kimi noktalarda yetersizdir. maddeyi ve fizik yasalarını açıklarsanız ama madde ötesine geldiğimizde felsefeye geçeriz. zaten bilimin oluşmasındaki en büyük etkenlerden biride felsefedir. tanrı gibi bir kavramı mitolojilerden ibaret saymak koskoca teoloji felsefesine hakarettir. söz konusu mitoloji ve dinlerin insan yapımı olması durumu tanrı varlığını yok saymaya yeterli bir argümandan çok uzaktır. insanın anlam arayışı, sorulara yanıtlar bulamayınca tanrıyı yaratması argümanı ise daha elle tutulur gözükse bile gözden kaçırılan nokta şudur; herhangi bir varlığın, varlığı(var olması), o varlığı bulmanıza yada o varlığı düşünce yoluyla ulaşmanıza v.s bağlı değildir. sizin ona anlam yükleyip yüklememiş olmanız varolan hakikati/varlığı değiştirmez. zaten söz konusu varlık bile kendi başına tartışma konusudur, mesela tanrının varlığı diyoruz ama tanrı denildiğinde ortada varlık yada yokluktan öncede vardı, esasen tanrıya varlık diyerek belli bir kalıba sokmakta ciddi paradoksal sorunlar yaratır. burda mantıkta devreye giriyor. işte tanrı köşesi olan yuvarlak çizebilir mi? gibi şeyler. çok derine girip gece gece uzatmak istemiyorum zaten bir başlıkta tartışılacak, daha doğrusu sözlükte takımlarla yada mesajlarla tartışılacak kadar basit değil bu konular. karşılıklı oturup saygı çerçevesinde ele alınması gerekir. şimdi birazcık şüphecilik yapalım. bilim dediğimiz olay deney,gözlem ve verilere dayanıyor değil mi? evet. peki bu gözlemlerini ne ile yapıyoruz? çoğunlukla duyu organlarımızdan gelen verileri beyinde işleyerek bir sonuca varıyoruz ve çeşitli yaptığımız aletler vasıtasıylada kayıt altına alıyoruz. deneylerde bunların tekrar tekrar yapılmasına dayanıyor. peki bizim bu aldığımız tüm veriler nereden geliyor? evrenden değil mi? peki evren sadece maddeden mi oluşuyor?
bilim, madde ve enerjiyi temel bileşenler olarak kabul. madde, atomlar ve moleküller gibi fiziksel yapı taşlarından oluşurken, enerji de farklı formlarda (örneğin, kinetik enerji, potansiyel enerji, elektromanyetik enerji) mevcuttur. bunun yanı sıra, karanlık madde ve karanlık enerji gibi doğrudan gözlemlenemeyen ama evrenin yapısını ve genişlemesini etkileyen bileşenler de vardır. şimdi söz konusu soru şu; peki madde ötesinin yokluğunu kesin bir dille yok sayabilir miyiz? bilim, doğası gereği gözlemlenebilir ve ölçülebilir olgularla ilgilenir. madde ötesi (metafizik) varlıklar doğrudan gözlemlenemediği veya ölçülemediği için bilimsel yöntemlerle kanıtlanamaz veya çürütülemez. bu sebeple tanrı gibi metafiziksel varlıklara inanmayanların sürekli bir madde bazlı kanıt istemesi anlamsız ve saçmadır.
bilim, henüz açıklayamadığı veya kanıtlayamadığı şeyler hakkında agnostik bir duruş sergiler. bu nedenle, bilim "bilinmeyen" konusunda kesin bir yargıda bulunmaz. bir çok ateistin bilim kılıfına girmesi bu sebeple mantıksızdır. kaldı ki kanıtlanan yasalar bile değişen bilgilerle yeni bir hal alabilir yada yanlış anlamışız denilebiliyor. (paradigma değişimi).
bu nedenle bizi kurtarsa kurtarsa sürekli değişim, gelişim ve sorgulama kurtarır. bilim ise bu yolda kullanacağımız güçlü bir araçtır.
devamını gör...
bilimi kim kurtaracak peki?
devamını gör...
"gerçekten var olan bir sinek, bir ihtimal var olan bir melekten daha önemlidir." ralph waldo emerson.

"çalışan iki el, dua eden binlerce elden daha çok iş yapar." – gene roddenberry
devamını gör...
insanların bilimi es geçip veya önemsemeyip tanrıyı bulması mümkün değil.bilim olmadan tanrı kavramı idrak edilemez.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bizi tanrı değil bilim kurtaracak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim