orijinal adı: syllogismes de l'amertume
yazar: emil michel cioran
yayım yılı: 1952
karamsar filozof olarak bilinen cioran'ın aforizmalarını yayınladığı eseri.
yazar: emil michel cioran
yayım yılı: 1952
karamsar filozof olarak bilinen cioran'ın aforizmalarını yayınladığı eseri.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 12.05.2021 13:53 tarihinde açılmıştır.
1.
emil michel cioran kitabıdır.
“yüzünde hüzünden gölgeler varsa
o hüzün yüzündendir olsa olsa”
özdemir asaf’ın bu dizelerini hatırlattı bana e.m.cioran’ın “burukluk” isimli aforizmalar kitabı. kitabın içinde belli başlı başlıklar altında toplanmış aforizmaları var cioran’ın. ve her biri üzerinde uzun uzun düşünülecek aforizmalar. aforizma yazmak zor iştir. insan kendini bir anda, duvar yazıları yazan bir amatör olarak bulabilir, ya da sırf konuşmak için kelimeleri süsleyen bir laf cambazı olarak. ama cioran için böyle bir tehlike yok, çünkü o kafka’ya yakın üstünlükte bir aforizma yazarı. burukluk, gerçekten de okurken insanın varoluşuna dair bir burukluk duymasına neden olan bir kitap. diz boyu hüzün içinde yalpalayarak yürümek zorunda kalıyor okur.
“insan felaket salgılar” diyor cioran.
yaptıklarımız bizi içinde bulunduğumuz bataklığa batırdıkça batıracak, zira o bataklık bizatihi bizden oluşmakta.
“insan otuzunu geçtiğinde, olaylarla bir gökbilimcinin dedikodularla ilgilenmesinden fazla ilgilenmemelidir.”* diyor cioran. bana bazı yerlerde varoluşçuları hatırlatan düşünme tarzıyla.
sadece hüzün degil elbette cioran’ın izleği, şüphe olmadan olmaz diyor yazar.
“her şey gözden geçirilmelidir, hıçkırıklar bile.” insan şüphe etmelidir her şeyden. insan kendisi ve tanrı dışında hiç kimse hakkında dürüstçe konuşamayacağımız söyleyen yazara göre yaratılışı ilk sabotaj eylemidir. neyin sabote edildiğini varın siz düşünün. ama aynı yazar şöyle bir aforizma ile de çıkmaktadır karşımıza:
“eğer tanrı’ya inansaydım, kendimi beğenmişliğimini haddi hududu olmazdı: sokaklarda çırılçıplak dolaşırdım.”
cioran elbette ki çok büyük bir düşünür, çok büyük bir filozoftur. kafka diye bir adam yaşamasaydı bu dünyada çok daha büyük bir adam olarak görülebilirdi. kafka’nın gölgesinde kalmış olması bile büyüklüğünü azaltmamıştır aslında. cioran ayrıca iyi de bir vatandaştır. nazi partisine aidatlarını gün sektirmeden ödemiştir. hitler için; “hitler kadar bugün bizi etkileyen, sempati uyandıran ve hayranlık bırakan başka bir politikacı lider göremiyorum!” der. nazilere olan sempatisi azalmamış bir düşünürdür cioran. o yüzden sizden ricam bu bölümü okuduktan sonra yıldızlı aforizmalara bir kez daha dönmenizdir. ben siyasi görüşlerine göre değer vermem yazarlara ya da düşünürlere. cioran’ın dev bir adam olduğunu kabul ediyor ve hayranlıkla okuyorum. ancak bir soru sormadan da edemeyeceğim.
“hakikatler… artık onların yükünü çekmek istemiyoruz, ne de onlara kanmak veya suç ortağı olmak…bir virgül için ölünen bir dünya düşlüyorum” der cioran. işte bizim sorumuz da bu noktada geliyor. hitler tarafından öldürülen insanlar, kaç virgül atlamıştı yaşadıkları süre boyunca?
“yüzünde hüzünden gölgeler varsa
o hüzün yüzündendir olsa olsa”
özdemir asaf’ın bu dizelerini hatırlattı bana e.m.cioran’ın “burukluk” isimli aforizmalar kitabı. kitabın içinde belli başlı başlıklar altında toplanmış aforizmaları var cioran’ın. ve her biri üzerinde uzun uzun düşünülecek aforizmalar. aforizma yazmak zor iştir. insan kendini bir anda, duvar yazıları yazan bir amatör olarak bulabilir, ya da sırf konuşmak için kelimeleri süsleyen bir laf cambazı olarak. ama cioran için böyle bir tehlike yok, çünkü o kafka’ya yakın üstünlükte bir aforizma yazarı. burukluk, gerçekten de okurken insanın varoluşuna dair bir burukluk duymasına neden olan bir kitap. diz boyu hüzün içinde yalpalayarak yürümek zorunda kalıyor okur.
“insan felaket salgılar” diyor cioran.
yaptıklarımız bizi içinde bulunduğumuz bataklığa batırdıkça batıracak, zira o bataklık bizatihi bizden oluşmakta.
“insan otuzunu geçtiğinde, olaylarla bir gökbilimcinin dedikodularla ilgilenmesinden fazla ilgilenmemelidir.”* diyor cioran. bana bazı yerlerde varoluşçuları hatırlatan düşünme tarzıyla.
sadece hüzün degil elbette cioran’ın izleği, şüphe olmadan olmaz diyor yazar.
“her şey gözden geçirilmelidir, hıçkırıklar bile.” insan şüphe etmelidir her şeyden. insan kendisi ve tanrı dışında hiç kimse hakkında dürüstçe konuşamayacağımız söyleyen yazara göre yaratılışı ilk sabotaj eylemidir. neyin sabote edildiğini varın siz düşünün. ama aynı yazar şöyle bir aforizma ile de çıkmaktadır karşımıza:
“eğer tanrı’ya inansaydım, kendimi beğenmişliğimini haddi hududu olmazdı: sokaklarda çırılçıplak dolaşırdım.”
cioran elbette ki çok büyük bir düşünür, çok büyük bir filozoftur. kafka diye bir adam yaşamasaydı bu dünyada çok daha büyük bir adam olarak görülebilirdi. kafka’nın gölgesinde kalmış olması bile büyüklüğünü azaltmamıştır aslında. cioran ayrıca iyi de bir vatandaştır. nazi partisine aidatlarını gün sektirmeden ödemiştir. hitler için; “hitler kadar bugün bizi etkileyen, sempati uyandıran ve hayranlık bırakan başka bir politikacı lider göremiyorum!” der. nazilere olan sempatisi azalmamış bir düşünürdür cioran. o yüzden sizden ricam bu bölümü okuduktan sonra yıldızlı aforizmalara bir kez daha dönmenizdir. ben siyasi görüşlerine göre değer vermem yazarlara ya da düşünürlere. cioran’ın dev bir adam olduğunu kabul ediyor ve hayranlıkla okuyorum. ancak bir soru sormadan da edemeyeceğim.
“hakikatler… artık onların yükünü çekmek istemiyoruz, ne de onlara kanmak veya suç ortağı olmak…bir virgül için ölünen bir dünya düşlüyorum” der cioran. işte bizim sorumuz da bu noktada geliyor. hitler tarafından öldürülen insanlar, kaç virgül atlamıştı yaşadıkları süre boyunca?
devamını gör...