bushcraft 101

bir gün vahşi doğada kalırsam neler yapabilirim diye alıp okuduğum ve birçok şey öğrendiğim kitap yani biraz daha kafa yorsam okyanus suyu nasıl arıtılıp içme suyu haline getirilir onu bile öğrenecektim.
arkadaşlar belli olmaz bir zombi istilası olur, bir uçağınız falan düşer muhakkak okuyun!

doğada zaman geçirmek isteyen ve doğada bulunmayı seven insanlar için hazırlanmış bir kitap. ben de aldım ama henüz okumuş değilim.

kıyamet senaryoları elbette mümkün ama gerçekleşme ihtimali daha yüksek olan deprem gibi felaketlerde felaket bölgesine ulaşmayı sağlayacak yolların da deprem nedeniyle kullanılmaz hale gelmesi ihtimali yüksek.

depremin şiddeti arttıkça ardından gelen artçı depremlerin de büyüklüğü bu nispette oluyor ve deprem anında bu artçı bir deprem mi yoksa ikinci bir deprem mi bilemediğimiz için dışarıda konaklayıp çökmemiş ya da hasarsız görünen binaya girip oturmuyoruz.

süreç uzadığı zaman ve deprem de kış aylarına denk geldiğinde belki dışarıda 3-5 gün geçirmeniz gerekecek.

çadırınız varsa belki çadır kuracaksınız. hayatınızda hiç çadır kurmamış hiç ateş yakmamışsanız deprem gibi felaketlerin getirdiği kıyamet ortamında işiniz daha da zor.

bence her insanın en iyisini düşünüp en kötüsüne hazırlanması daha hayırlı. çünkü yaşadığımız coğrafyanın neredeyse tamamı önemli ölçüde deprem riski altında.

örneğin ben izmitliyim. marmara denizi altından geçen fayın kırılması olası deprem senaryolarından biri.

bu gerçekleşecek olursa izmit dahil marmara denizine kıyısı olan illler başta istanbul olmak üzere bu depremden doğrudan etkilenecek.

bu etki elbette depremin şiddetine ve sizin depreme olan uzaklığınıza göre şekillenecek ama istanbul için 7'nin üstünde bir den fazla depremin olasılığı konuşulurken ya da 7'nin üstünde bir depremin başka depremleri tetiklemesi söz konusuyken ortada ciddi bir risk olduğu aşikar diye düşünüyorum.

6 şubat depremi bize gösterdi ki depreme hazır değiliz. 2019 yılında afad elbistan'da aynı şiddette bir deprem olmuş gibi tatbikat yapmış olduğu halde yaşananları hepimiz bildiğimiz için burada tekrar etmiyorum.

marmara bölgesi türkiye'nin sanayi açısından kalbi durumunda. marmara denizi merkezli ve tüm körfezi etkileyecek bir deprem olması durumunda yine 10 civarında ilin etkilenmesi söz konusu.

bence özellikle bu çemberde yaşayan biz halkın kendi kendimize neler yapabiliriz şeklinde düşünüp en kötü senaryolarda bile elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalıyız.

depremi yaşamış biri olarak belki anında öleceğiz ama esas soru ya ölmezsek sağ kalırsak yaşanacaklara hazırlıklı mıyız olmalı.

ekonomik olarak iyi durumda değiliz. marmara kaynaklı bir deprem ekonomik açıdan da yıkıcı olacak.

ülkeye her dakika yabancı girişi artarken mevcut yabancıların hangi işlere girişeceğini düşünmek istemiyorum.

bunun da yerlisi yabancısı yok zaten. 99 depreminde enkazları soymaya gelen insanlarla bizzat karşılaşmış biri olarak o insanlar türk olmayan unsurlar değildi.

türkler o kıyamet gününde kokan cesetleri soyacak kadar insanlıktan çıkamaz öyle bir millet demeyin zira bunlar yaşandı ve yaşanacak.

yani kendinizi savunmak zorunda kalmanız ille de zombi kıyametinde olması gerekecek bir konu değil.