1.
charles bukowski tarafından yazılmış şiir. dilimize pansiyon manzumeleri olarak çevrilmiş olan the roominghouse madrigals kitabının 49. sayfasında yer alıyor.* bütün bildiğim olarak çevrilen şiirin orijinal ismi ise all i know. özünde şiir bana kalırsa ölüm anının bir temsili olsa bile tam olarak bana ne hissettirdiği hakkında karmakarışık durumdayım. ölüm hakkında pek çok şiir okudum hepsinden öte ölüm şairi olarak anılan cahit sıtkı tarancı şiirleri ile geçti ömrüm ama bukowski beni tamamen düşüncelerle dolu bir yer altı mezarlığına hapsediyor bu şiiri ile. "bir şeyi yanlış anlamış olmalıyım." tek düşündüğüm açıkçası bu. yine de sandığım ve hatta umduğum gibi ölüm üzerineyse eğer oldukça etkileyici bir şekilde kaleme alınmış. insan gözlerini kapatıp kendi kendine mırıldandığı zaman bu şiirin dizelerini, gözlerini açtığı andan itibaren kısa süre burada olmuyor. bir anlamda yalnızca bir kere yaşayabileceğimiz ölümün kötü dekorlara sahip, tamamen acemice yapılmış hazırlıksız bir provası gibi. ya ben şiirlere fazla anlam yüklüyor, onları fazla içselleştiriyorum ya da şairler sahiden insanı hangi cümleler ile başka masalların ve kabusların içine sürükleyeceğini çok iyi biliyor.
bütün bildiğim şu: kuzgunlar ağzımı öpüyorlar,
damarlar arapsaçına dönmüş burada,
denizse kan denizi.
all ı know is this: the ravens kiss my mouth,
the veins are tangled here,
the sea is made of blood.
bütün bildiğim şu: eller uzanıyor,
gözlerim kapalı, kulaklarım kapalı,
çığlığımı geri çeviriyor gökyüzü.
all ı know is this: the hands reaching out.
my eyes are closed, my ears are closed,
the sky rejects my scream.
bütün bildiğim şu: burun deliklerimden hayaller damlıyor
bize tur bindiriyor tazılar, deliler gülmekten katılıyor,
tıkırdayarak ayırıyor saat ölenleri.
all ı know is this: my nostrils drip with dreams
the hounds lap us up, the fools laugh out,
the clock ticks out the dead.
bütün bildiğim şu: ayaklarım kederdir burada,
zambaklar kadar etmiyor sözcüklerim, pıhtılaşıyor şimdi:
kuzgunlar ağzımı öpüyorlar.
all ı know is this: my feet are sorrow here,
my words are less than lilies, my words are clotted now:
the ravens kiss my mouth.
bütün bildiğim şu: kuzgunlar ağzımı öpüyorlar,
damarlar arapsaçına dönmüş burada,
denizse kan denizi.
all ı know is this: the ravens kiss my mouth,
the veins are tangled here,
the sea is made of blood.
bütün bildiğim şu: eller uzanıyor,
gözlerim kapalı, kulaklarım kapalı,
çığlığımı geri çeviriyor gökyüzü.
all ı know is this: the hands reaching out.
my eyes are closed, my ears are closed,
the sky rejects my scream.
bütün bildiğim şu: burun deliklerimden hayaller damlıyor
bize tur bindiriyor tazılar, deliler gülmekten katılıyor,
tıkırdayarak ayırıyor saat ölenleri.
all ı know is this: my nostrils drip with dreams
the hounds lap us up, the fools laugh out,
the clock ticks out the dead.
bütün bildiğim şu: ayaklarım kederdir burada,
zambaklar kadar etmiyor sözcüklerim, pıhtılaşıyor şimdi:
kuzgunlar ağzımı öpüyorlar.
all ı know is this: my feet are sorrow here,
my words are less than lilies, my words are clotted now:
the ravens kiss my mouth.
devamını gör...