çağdaş türk resminde geleneksel etkileşim
başlık "cetin" tarafından 27.12.2022 13:14 tarihinde açılmıştır.
1.
çallı grubu, müstakiller ve ‘d’ grubu üyeleri 1940’lara kadar yerel kültürle alakalı eserler üretmişlerdir. 19 mart 1927’de kurulan ‘türk sanayi-i nefise birliği, devletin desteğinde kurulan bir birliktir. 1931 yılında kurulan yeni türk devletinin ülkülerini, fikirlerini yerleştirmekte büyük payı olan ve atatürk’ün açılışlarını ‘kültürel ve sosyal bir devrim’ olarak nitelediği halkevleri devletin desteğiyle kurulmuş ve ismet inönü bu kurumların amacını ‘ilim ve fenni, güzel sanatları yaymak’ biçiminde ortaya koymuştur.
çallı kuşağı diye bilinen türk empresyonistlerinde henüz bir türk resmi kimliği oluşturmak gibi bir çabaya rastlamıyoruz. çallı kuşağı resim tarihimizde batı tarzı pentür resim tekniğini olgunlaştırmıştır.
müstakiller diye bilinen grup ise, türkiye’nin modernleşme projesine bağlı olarak, daha çağdaş bir sanat anlayışını türkiye’ye getirmek için çaba sarf etmişler ve yeni batılı biçimleri resimde denemişlerdir.
turgut zaim teknik yönden batı resmine bağlı kalmakla birlikte, geleneksel türk biçim ve renk duyarlığını yaşatma isteğini yansıtıyor. zaim, minyatür düzenlemelerinde yöresel nakışlara kadar birçok yerli unsuru yıllar boyu kararlı tutumu ile kendine özgü bir biçimde araştıran ve deneyen biri olarak kalmıştır.
1930–1940 yılları arasındaki türk resmindeki gelişmeler, yurt gezileri sergileri yerellik ve ulusallık bağlamında tartışmalar içinde değerlendirilebilir. bu dönemde üretilen eserler yerel ve ulusal özellikler gösterir. henüz gelenekle sıkı ilişkileri yoktur. 1937’de akademiye hoca olarak getirilen leopold levy’nin yeni resim yapma öğretileri ve bedri rahmi’nin öğrencilerine verdiği “folklorik ögelerin resimde kullanılması gerektiği öğütleri”, ‘on’ lar grubu üzerinde büyük tesir yaratmış ve çağdaş resim yaratmada geleneksel etkileşimin gereği hissedilmiştir. türk resmini, halılarımız, kilimlerimiz, hatlarımız ve minyatürlerimizin esinlerini duyuran yapıtlar oluşturacaktır. türk ressamların büyük bir çoğunluğu bu coşkulu dalgalanmaya katılır. tuvallere hatlar, kilimler, motifler yerleşir. genç sanatçılar da o arayışçı, atılımcı düşün güçlerini bu noktada yoğunlaştırırlar. amaçları, esin kaynaklarını en doğru sentezde buluşturmak, özgün anlatıları yakalayarak kalıcı olmaktır.
1950 sonrası türk resminde sanatsal bir kimlik oluşturmada gelenek etkileşimini dört kategoride toplayabiliriz.
1. kaligrafik etkileşim,
2. minyatür etkileşimi,
3. süsleme ve tezyini sanatlar etkileşimi,
4. halk resimleri (cam altı resimleri) etkileşimi olarak dört kategoride sınıflandırabiliriz.
çallı kuşağı diye bilinen türk empresyonistlerinde henüz bir türk resmi kimliği oluşturmak gibi bir çabaya rastlamıyoruz. çallı kuşağı resim tarihimizde batı tarzı pentür resim tekniğini olgunlaştırmıştır.
müstakiller diye bilinen grup ise, türkiye’nin modernleşme projesine bağlı olarak, daha çağdaş bir sanat anlayışını türkiye’ye getirmek için çaba sarf etmişler ve yeni batılı biçimleri resimde denemişlerdir.
turgut zaim teknik yönden batı resmine bağlı kalmakla birlikte, geleneksel türk biçim ve renk duyarlığını yaşatma isteğini yansıtıyor. zaim, minyatür düzenlemelerinde yöresel nakışlara kadar birçok yerli unsuru yıllar boyu kararlı tutumu ile kendine özgü bir biçimde araştıran ve deneyen biri olarak kalmıştır.
1930–1940 yılları arasındaki türk resmindeki gelişmeler, yurt gezileri sergileri yerellik ve ulusallık bağlamında tartışmalar içinde değerlendirilebilir. bu dönemde üretilen eserler yerel ve ulusal özellikler gösterir. henüz gelenekle sıkı ilişkileri yoktur. 1937’de akademiye hoca olarak getirilen leopold levy’nin yeni resim yapma öğretileri ve bedri rahmi’nin öğrencilerine verdiği “folklorik ögelerin resimde kullanılması gerektiği öğütleri”, ‘on’ lar grubu üzerinde büyük tesir yaratmış ve çağdaş resim yaratmada geleneksel etkileşimin gereği hissedilmiştir. türk resmini, halılarımız, kilimlerimiz, hatlarımız ve minyatürlerimizin esinlerini duyuran yapıtlar oluşturacaktır. türk ressamların büyük bir çoğunluğu bu coşkulu dalgalanmaya katılır. tuvallere hatlar, kilimler, motifler yerleşir. genç sanatçılar da o arayışçı, atılımcı düşün güçlerini bu noktada yoğunlaştırırlar. amaçları, esin kaynaklarını en doğru sentezde buluşturmak, özgün anlatıları yakalayarak kalıcı olmaktır.
1950 sonrası türk resminde sanatsal bir kimlik oluşturmada gelenek etkileşimini dört kategoride toplayabiliriz.
1. kaligrafik etkileşim,
2. minyatür etkileşimi,
3. süsleme ve tezyini sanatlar etkileşimi,
4. halk resimleri (cam altı resimleri) etkileşimi olarak dört kategoride sınıflandırabiliriz.
devamını gör...