bir nesli ekran başında hıçkıra hıçkıra ağlatıp ağız dolusu küfürler ettirmiş; yeri geldiğinde controller parçalatıp sinir harbine gark etmiş 2009 çıkışlı efsane fps oyunu. olabildiğince hızlı ve dinamik geçen ramirez bölümleri, dozunda draması ve kendi içinde güttüğü 'savaş neleri aklar' felsefesi ile oyun tarihinin en iyi oyunlarından biri olarak kişisel oyun listemde yerini üst sıralarda almış, ilk inceleme puanları ile sadece benim değil oyun dünyasının da listelerinde sarsılması güç bir yer edinmiş bir oyun. aynı zamanda içinde karakter gelişimi oldukça iyi yazılmış korgeneral shepherd gibi bir haysiyetsiz de barındırmakta ki oyun dünyası çok hain çok şeref yoksunu görmüştür ama böylesi zor... inanın, çok zor.

o meşhur cutscene yüzünden on dakika boyunca kulaklığım elimde ağlaya ağlaya ekrana baktığımı biliyorum. ghost'un roach vurulunca hiç düşünmeden silahını korgeneral ağzına tükürdüğümün shepherd'ına doğrultmak için dönmesi ve kafasından vurularak yere yığılması, ergenlik dönemindeki gandalf için travmatik bir sahneydi. roach'ın ölmek üzereyken bile dsm'i shepherd'a vermemek için adamın koluna asılması, captain price'ın telsizden gelen shepherd'a güvenmeyin haykırışları... yazdıkça sinirleniyorum, sinirlendikçe küfür etme ihtimalim artıyor. kaç yıl geçmiş, hâlâ travma sonrası stres bozukluğundan muzdaribim bu deli piç yüzünden. durduk yere uçurulmayalım şimdi, neyse. kaç gamer ağlamaktan telef oldu da genç yaşında insanlığa küstü bu iblis yüzünden. bakma öyle çok içselleştirdim sözlük.

normal şartlarda oynanış hakkında yarım saat bıdı bıdı ederim çünkü cod 4: modern warfare ile karşılaştırıldığı zaman silah çeşitliliği ile beni kazansa bile optimizasyonla ilgili oynanışı zehir eden bir takım sıkıntılar mevcut oyunda yine de her ne kadar medal of honor gibi bir efsane ile büyümüş olsam da ben batı piyasasının donuk renkli ve fazla gerçekçi oyun anlayışından pek hoşlanmadığım için uzak doğu piyasası ile daha içli dışlı bir oyuncuyum fakat buna rağmen bu oyun şimdi bile ilk zamanlarındaki heyecanı körükleyebilecek bir yapıda. bu seri başlı başına karakterleri ile oyuncu arasında bağ kurmaya olanak tanıyan, gerçekçilik hissiyatı epey yüksek bir seriydi zaten -burada ufak bir parantez açmak gerek. 2013 sonrası cod ismi ile çıkan oyunlar bana kalırsa buna dahil değil zira 2014 yılında piyasaya sürülen advanced warfare ve sonrasında cod tamamen tekrara düşen ortalama oyunlardan ibaret bir seri haline geldi.- ama bu oyunda çıta epey yükseldi. ana serinin dördüncü; mw serisinin ilk oyunu olan modern warfare'da gaz gibi karakterleri -babasının şarap çanağına tükürdüğümün imran zakhaev'i sağ olsun- kaybettiğimizde bu ben dahil pek çok oyuncu için sarsıcı olmuştu. modern warfare 2'de ise yalnızca bireysel kayıplar değil; ihanet, suçluluk, görev gereği bile olsa kendinden tiksinecek noktaya gelmek, intikam hırsı ve devamlılık çok ön planda. oynanış saati bir iki saat daha uzun olsa ve hikaye daha da derinleşseydi eğer çok daha vurucu olurdu. gelelim 2021 yılında hâlâ neden spoiler ibaresi olmadan yazmama müsade olmadığını bilmediğim kısımlara.

oyun zaten 4. bölüm olan no russian ile daha oyunun başında oyuncuyu içsel hesaplaşmaları ile baş başa bırakıyor. yılların hack 'n' slash oyuncusuyum ama bir katliam yaparken nadiren bu kadar kanım donmuştur. şimdi tekrar oynasam, yine aynı hissiyatı yaşayacağımdan hiç şüphe duymuyorum. havaalanı ağzına kadar sivil dolu, elindeki silahın şarjörünü makarov piçinin kafasına boşaltmamak için üstün çaba sarfediyorsun ve tüm o kaosun içerisinde etrafa kaçışan sivilleri dakikalarca çoluk çocuk demeden çapraz ateşe tutmak zorundasın... travma sebebi lan bu! böyle bir deneyim için teşekkür mü etsem dava mı açsam bilemiyorum. ikinci oynayışta asansörden indiğimiz gibi makarov'u kevgire çevirmeyi denedik hepimiz, biliyorum. zaten daha zakhaev'in kahraman olarak anılmasını hazmedememişiz, olana bak. gece kâbuslarımda makarov bana remember, no russian diye fısıldıyor hâlâ. zaten bölümün sonunda adam çat diye çekip vuruyor bizi, elimizi kirlettiğimizle kalıyoruz. hey gidi joseph allen. şerefsizlerin lordu shepherd'a sövmek için bir neden daha. gevezelik bir kenara bu bölüm ciddi anlamda kan dondurucu. makarov'un yanına sızmak ve sivilleri onun katliam planlarından korumak için aldığımız bilgi sızdırma görevi bir noktada makarov'un güvenini kazanabilmek için sivil katletmeye dönüşüyor. çoğunluğun iyiliği için katliamları önleme misyonu ile yola çıkarak başka katliamları durdurabilecekken göz ardı etmek ve hatta bu katliamlara katkıda bulunma fikri çok kritik bir soru bu noktada. sonrasında shepherd'ın ihaneti ile beraber aslında er joseph allen'ın bilerek ölüme gönderildiğini fark etmek daha da can sıkıcı bir çıkmaza sokuyor insanı.

gulag'da - ki captain price'ın oyuna dahil olması ile yarım saat bebekler gibi ağlamıştım- shepherd'ın kendi emri altında olmasına rağmen captain john -soap- mactavish ve ekibini riske atabilecek emirler vermesi ile mevzuya uyanıyor gibi oluyoruz aslında ama kimse böyle bir ihaneti bu kadar açık beklemiyordu muhtemelen. shepherd'ın o kadar askerini kaybetmesinin -cod 4: mw- üzerinde bıraktığı delilik ve üstün amaçlar maskesi altına saklanmış gizli kahramanlık arzusu şaka maka iii. dünya savaşını körükledi. ben hep söylüyorum; savaşların büyük çoğunluğu sözde iyi amaçlar uğruna kötü şeyler yapmayı makul gören deli adamlar yüzünden çıkıyor. soap, oyun sonunda shepherd'ı -price'ın makarov'u sallandırmasından daha klas olmasın- o kadar temiz öldürdü ki o tuşuna ne kadar yüklendiğimi dün gibi hatırlıyorum ki yeni controller almak zorunda kaldım zaten. adama bıçakla stereotaktik biyopsi yapmak bile tatmin etmedi beni. üstelik sonraki oyunda bu yara düşme etkisi ile açıldığından mactavish öldü. adamın ölüsü bile zarar ziyan. seni modelleyenin de tasarlayanın da oyuna koymayı akıl edenin de... deli piç. neyse.

toparlayacak olursam eğer; yıllardır döneminin oldukça üstünde bir oyun olduğu düşüncesindeyim ve spoiler yemeden bu oyunu oynayabilmiş her oyuncunun üzerinde anlık bile olsa sarsıcı bir etki bırakabilmesi muazzam bir iş çıkardıkları anlamına geliyor bana kalırsa. plot twist olaylarına girip de batıran onlarca oyun firması sayabilirim ama infinity ward amaçladığı şeyi bu oyun ile rahatlıkla başarmış durumda.

o değil de sözlük içinde bilgisayar oyunlarına özel kulüp var ve bu başlık kala kala benim başıma mı kaldı? utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürürdüm ama siz ondan da anlamazsınız ki.

all of russia will cry for war!
devamını gör...
70usd ile steam'den satışa sunulmuş. 2022 versiyon yepyeni call of duty oyunudur.

not: remastered değil reboot. ayrıca 2009 oyunuyla alakası yoktur.
devamını gör...
evveet mükemmel olmayan hatta kötü bir cod oyunu ihtimali daha activision'dan. yok abi yok ghost'un hali ne ya soap o tip ne ya. ghost'un maske sanki dead by daylight oyunundan fırlamış gibi. insanların duygularını sömürmekten başka bir şey değil ya. zaman ilerledikçe ticari kaygılar oyun yapma hevesinin yerine geçiyor ve böyle işler görüyoruz. gerçekten bazı şeyler geçmişte güzel. gta serisi remastered için de orijinal oyunlar satıştan kaldırılınca trailer yayınlanmadan daha sömürü durumunu savunuyordum nitekim beklediğim gibi oldu oyunlar pert çıktı. aha bu oyundan da beklentim o ki istediği kadar güzel olsun zaten ghost ve soap'ın tipleri beni soğuttu oyundan...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"call of duty modern warfare 2" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim