canlı arzuların mezarı olarak çukur
başlık "insan olun biraz" tarafından 09.11.2022 11:45 tarihinde açılmıştır.
1.
bir miguel de cervantes tanımlamasıdır.
çingene kızı isimli kitabında güzeller güzeli çingene kızı preciosa'nın çenesinde bulunan çukuru anlatmak için kullanır yazar bu tanımlamayı. güzeller güzeli çingene kızının çenesinde bulunan bu çukur gören insanın canlı arzularını gömmek isteyeceği derin ve karanlık bir mezar gibidir yazara göre.
çene çukurları ile ilgili bir bilgim yok aslında. bilimsel bir araştırma da yapmadım. estetik açıdan da pek çekici gelmez bana. elbette bunun doksanlar batağını yaşamış olmamın bir sonucu olarak da görebilirim. çünkü o çukurun benzeri turgut özal ve süleyman demirel'de de vardı. preciosa'ya haksızlık yapmak istemem elbette, eminim onun çene çukuru çok çekicidir. sonuçta don kişot gibi bir başyapıt yazmış bir yazara güvenmek zorundayım.
ben daha çok ömer lütfü mete ile aynı görüşteyim:
derin yar adımı çağırır
dikildim parmaklarımın ucunda
bir gamzelik rüzgâr yetecek
ha itti beni, ha itecek
uçurumun kenarındayım hızır
evet, ben canlı arzuların mezarı olarak çukur denilince daha çok gamzeleri aklıma getiriyorum. ama her zaman orda olanları değil, sadece gülünce ortaya çıkanları.
vasat bir film olarak gördüğüm ama sadece bir replik için bile filmin senaristleri osman f. seden ve halit akçatepe'den birine -tercihen halit akçatepe- teşekkürü bir borç bildiğim gurbetçi şaban filminde şaban sevgilisine şöyle der:
sen böyle gülünce şuranda iki çukur oluyor ya, ölünce beni oraya gömsünler.
başka yerlerdeki gamzelerden bahsedip olayı bambaşka bir boyuta çekmek istemiyorum. ama çukur deyince insanda gömülme isteği uyanıyor.
çingene kızı isimli kitabında güzeller güzeli çingene kızı preciosa'nın çenesinde bulunan çukuru anlatmak için kullanır yazar bu tanımlamayı. güzeller güzeli çingene kızının çenesinde bulunan bu çukur gören insanın canlı arzularını gömmek isteyeceği derin ve karanlık bir mezar gibidir yazara göre.
çene çukurları ile ilgili bir bilgim yok aslında. bilimsel bir araştırma da yapmadım. estetik açıdan da pek çekici gelmez bana. elbette bunun doksanlar batağını yaşamış olmamın bir sonucu olarak da görebilirim. çünkü o çukurun benzeri turgut özal ve süleyman demirel'de de vardı. preciosa'ya haksızlık yapmak istemem elbette, eminim onun çene çukuru çok çekicidir. sonuçta don kişot gibi bir başyapıt yazmış bir yazara güvenmek zorundayım.
ben daha çok ömer lütfü mete ile aynı görüşteyim:
derin yar adımı çağırır
dikildim parmaklarımın ucunda
bir gamzelik rüzgâr yetecek
ha itti beni, ha itecek
uçurumun kenarındayım hızır
evet, ben canlı arzuların mezarı olarak çukur denilince daha çok gamzeleri aklıma getiriyorum. ama her zaman orda olanları değil, sadece gülünce ortaya çıkanları.
vasat bir film olarak gördüğüm ama sadece bir replik için bile filmin senaristleri osman f. seden ve halit akçatepe'den birine -tercihen halit akçatepe- teşekkürü bir borç bildiğim gurbetçi şaban filminde şaban sevgilisine şöyle der:
sen böyle gülünce şuranda iki çukur oluyor ya, ölünce beni oraya gömsünler.
başka yerlerdeki gamzelerden bahsedip olayı bambaşka bir boyuta çekmek istemiyorum. ama çukur deyince insanda gömülme isteği uyanıyor.
devamını gör...