1.
özkan meydan & emre şakar düeti.
bir ara arabada tekrarda sadece bu şarkıyı dinlemiştim yolun uzunluğuna ve kısalığına dikkat etmeden. bazen yüksek sesle rahat rahat dinlemek için arabaya binmişliğim de oldu... uzun süredir dinlemediğimi fark ettim şu an ve bu şarkıyla henüz tanışmamış olanlara da bir amme hizmeti vermek maksadıylan bu satırlarıma başladım.
bu arada şarkıyı bir sürü kişi seslendirmiş ama benim ilk tercihim bu düet ve ikincisi de kimbureyhan.
sözleri değişik yerlerden yakalayabilir, beni yakalıyor ama bırakıyor da bir süre sonra. haleti ruhiyenize göre bu süre uzayabilir de kısalabilir de... zaman her ne kadar göreceli olsa da, 14 baharın uzunluğunu kimseyle tartışmam (bu arada bunun başlığı varmış, baktım şimdi ama onun için farklı şeyler düşünüyorum). sabah saatleri olması ve henüz ayılamamış olmam sebebiyle daha fazla uzatmıyorum, yoksa uzatırım ve uzatmayı da severim. bir de seni severdim ama biz uzatamadık gittikçe kısalan konuşmalarda birinci tekil şahıs yüklemlerle incelmeden kopardık aramızda belki de hiç var olmamış bağımızı ve bitirdik nefesimizi diyerek asıl konumuz olan şarkıya dönelim;
gelelim sözlerine ve akabinde klibine;
seveni alıyor da
kalbimi acıtıyor dünya
bu nasıl bir rüya
ciğeri yakıyor
günümü güneşimi
geceye zifir yapan dünya
gideni geri yolla
yarayı sarıyor
gülüşü yok gelesi yok bana
sebebi çok hevesi yok bana
baharı yok çiçeği yok onun artık
savaşıyor kederi olsa da
alışıyor zehirli olsa da
önemi yok kötü oyunlara kandık
ıssız duvarlar da yankılar var
kendimi unuttum sen de bırak
bana bir el uzat ki solmasın aşk
güvendim döndüm sırtımda bıçak
ben dünümden özümden vazgeçtim
ama sen unutamıyorsan gel
karlı dağlar da içimi yakan
geçmişe bak
kır dök bu kalbim içinde kafesim
geliyor hep gidesim
derdin olmayan rüyalara
sev de bırak
bir ara arabada tekrarda sadece bu şarkıyı dinlemiştim yolun uzunluğuna ve kısalığına dikkat etmeden. bazen yüksek sesle rahat rahat dinlemek için arabaya binmişliğim de oldu... uzun süredir dinlemediğimi fark ettim şu an ve bu şarkıyla henüz tanışmamış olanlara da bir amme hizmeti vermek maksadıylan bu satırlarıma başladım.
bu arada şarkıyı bir sürü kişi seslendirmiş ama benim ilk tercihim bu düet ve ikincisi de kimbureyhan.
sözleri değişik yerlerden yakalayabilir, beni yakalıyor ama bırakıyor da bir süre sonra. haleti ruhiyenize göre bu süre uzayabilir de kısalabilir de... zaman her ne kadar göreceli olsa da, 14 baharın uzunluğunu kimseyle tartışmam (bu arada bunun başlığı varmış, baktım şimdi ama onun için farklı şeyler düşünüyorum). sabah saatleri olması ve henüz ayılamamış olmam sebebiyle daha fazla uzatmıyorum, yoksa uzatırım ve uzatmayı da severim. bir de seni severdim ama biz uzatamadık gittikçe kısalan konuşmalarda birinci tekil şahıs yüklemlerle incelmeden kopardık aramızda belki de hiç var olmamış bağımızı ve bitirdik nefesimizi diyerek asıl konumuz olan şarkıya dönelim;
gelelim sözlerine ve akabinde klibine;
seveni alıyor da
kalbimi acıtıyor dünya
bu nasıl bir rüya
ciğeri yakıyor
günümü güneşimi
geceye zifir yapan dünya
gideni geri yolla
yarayı sarıyor
gülüşü yok gelesi yok bana
sebebi çok hevesi yok bana
baharı yok çiçeği yok onun artık
savaşıyor kederi olsa da
alışıyor zehirli olsa da
önemi yok kötü oyunlara kandık
ıssız duvarlar da yankılar var
kendimi unuttum sen de bırak
bana bir el uzat ki solmasın aşk
güvendim döndüm sırtımda bıçak
ben dünümden özümden vazgeçtim
ama sen unutamıyorsan gel
karlı dağlar da içimi yakan
geçmişe bak
kır dök bu kalbim içinde kafesim
geliyor hep gidesim
derdin olmayan rüyalara
sev de bırak
devamını gör...