bir şeyleri sakladığı düşünülen kişinin sakladıklarını söylemesi için kullanılan cümle.
devamını gör...
22 beğeni, 2 favori almak için en ideal deyim. diğer sözlükte ben de deneyeyim şunu.
devamını gör...
baklanın tadı acı olduğu için ve edeceği sözü sakınanın da hayırsız uğursuz bir şey söyleyeceği anlaşıldığı için çıkar ağzından şu acı sözleri manasında kullanılan söylem. tabi belki de böyle değildir fakat bence böyle.
devamını gör...
deyimin hikayesi şöyle:


vaktiyle, çok küfürbaz bir adam yaşarmış. zamanla, kendisine yakıştırılan küfürbazlık
şöhretine tahammül edemez olmuş. soluğu bir tekkede almış ve durumu tekkenin şeyhine
anlatıp sırf bu huyundan vazgeçmek için dervişliğe soyunmaya geldiğini söylemiş. şeyh
efendi bakmış, adamın niyeti halis, geri çevirmek olmaz, matbahtan bir avuç bakla tanesi
getirtmiş. bunlara okuyup üfledikten sonra yeni dervişe dönüp tembih etmiş:
— şimdi bu bakla tanelerini al. birini dilinin altına, diğerlerini cebine koy. konuşmak istediğin vakit bakla diline takılacak, sen de küfretme isteğini hatırlayıp o anda söyleyeceğin
küfürden vazgeçeceksin. bakla ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa, cebinden çıkardığın yeni bir baklayı dilinin altına yerleştirirsin.
adamcık, şeyhinin dediği gibi tekkede kalıp kendini kontrol etmeye başlar. bu arada şeyh
efendi de bir yere gidince, onu yanından ayırmamaktadır. yağmurlu bir günde şeyh ile
derviş bir sokaktan geçerlerken bir evin penceresi hızla açılır ve gençten bir kız çocuğu
başını uzatarak,
— şeyh efendi, biraz durur musun, deyip pencereyi kapatır. şeyh efendi söyleneni yapar,
illa yağmur sicim gibi yağmaktadır. sığınacak bir saçak altı da yoktur. üstelik niçin durdurulduğunu henüz bilmemektedir ve kız da pencereden kaybolmuştur. bir ara evin kapısına varıp kızın ne istediğini sormak geçer içinden ve tam kapıya yöneleceği sırada kız
tekrar pencerede görünür ve
— şeyh efendi, der, birkaç dakika daha bekleseniz...
şeyh içinden "la havle" çekse de denileni yapmamak tarikat adabına mugayir olduğundan
biraz daha beklemeyi göze alır. o sırada, küfürbaz derviş kendi kendine söylenmeye başlamıştır. yağmurun şiddeti gittikçe artmakta, bizimkiler de iliklerine kadar
ıslanmaktadırlar. nihayet pencere üçüncü kez açılır ve kız seslenir:
— gidebilirsiniz artık!..
şeyh efendi merak eder ve sorar:
— iyi de evlâdım bir şey yok ise bizi niçin beklettin?
— efendim, der kız, elbette bir şey var, sizi sebepsiz bekletmiş değiliz. tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk. yumurtaları tavuğun altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa, piliçler de tepeli olur, horoz çıkarmış. annem sizi geçerken gördü de yumurtaları kuluçkaya koydu.
münasebetsizliğin bu derecesi üzerine şeyh efendi,
— ulan derviş, der, çıkar ağzından baklayı!.


kaynak: iskender pala, iki dirhem bir çekirdek; osman çizmeciler, ünlü deyimler ve öyküleri; yusuf ziya bahadınlı, deyimlerimiz ve kaynakları
devamını gör...
söyleyeceği sözü ağzında yuvarlayanlara kolaylık olması amacıyla kullanılan tatlı sert ifade.

genelde sözünü yuvarlayan bunu duyunca dili çözülür baklayı atıverir ağzından.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çıkar ağzındaki baklayı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim