çirkin olduğu halde öz güven patlaması yaşayan kadın

allah yaratmışsa illa bir yerini güzel yaratmıştır.
huyu pis olmadıktan sonra herkesin vardır bir nasibi.

varsa öyle bir şey.. özgüveni kendinde kalsın. benim işim olmaz. hatunun algısını bozmadan fiyuvv.

mantıklı hamleler yapmak lazım. sanalda 2 sütyen görmek için şekspir olabiliyor insan.. yalnız bir gece geçirmektense bu türden kafa açıcı sohbetlere girebiliyor. anlıyorum.

gerçekte pek sallanmıyorlar ama yiğidi öldür hakkını yeme, yalnız bir gecenin götürdüklerinden daha çok şey getiriyorlar bazı geceler.

dışlamamalıyız. onlar da bu ülkenin bir rengi. internete lazım böyle nöbetçi yollular.

çirkin miydi bence değildi o kadar. ama güzel de değildi. şirkette 80 kız vardı. o hemen belli oluyordu. hatta bayağı kallavi adamlar onunla olmak istiyordu. o hep reddetti. gitti bir almanla oldu. almanya ya gitti bir kaç kez. sonra bıraktı tabi. öyle bir adamla evlendi ki saçını yana tarayan bir efendi adam. kendisi nasıl fırlama ise işte ama itici değil fırlama bayağı. ama nasıl sevecen yakın samimi. hep aklıma o gelir.
bir de zayıf erkek gibi yürür konuşur ama bildiğin kadın. hiç makyaj yapmaz. yapınca da kim lan bu kadın denirdi. ama makyaj da öyle hafif ve tam belli oluyor öylesine yapılmış. bu bir sigara yakardı. attila ilhan in üçüncü şahsın şiirindeki maçka da oturup sigara yakan kadın gibi. hemen yukarı dumanı bir uflerdi.
o nasıl karizmaydi öyle.
bazı insanlar var. onlar diyelim nasıl desem. kimden örnek versem. ünlüler diyelim. ünlü olmasalardı bile o havası olanlar vardır ya. neyse .

mor saçlı 45 kg kadıköy'de takılan feminist bu.

o da bi' şey mi aptal olduğu halde özgüven patlaması yaşayanlarla sınamasın rabbim dedirten kadındır.

yani çirkin diye ölmesi gerekmiyor kimsenin. güzel olmak bir zorunluluk değil. kaldı ki kuvvetle muhtemel o özgüven örtüyordur kusurları. zira çirkin olanın da ayrıksı bir karizması vardır. en azından bence. nizami olandan hoşlanmam. el yordamıyla yapılan, teklifsiz olanı severim. saçımı kendim kestiğim zaman bazı hatalar yaptığımda düzeltmezdim. kötü kesim daha da iyi hissettirirdi bana nedense. o bozuk görüntüyü taşımak hoşuma giderdi benim. bu tavrıma da yansıyor olsa gerek ki çok iyi bir saç kesiminden daha çok övgü getirirdi bana bu garip haller.

benzer bir şey ufo361 adlı alman/türk rapper için de geçerli mesela. buram buram özgüven akıyor adamın paçalarından. yaptığı müziği de beğeniyorum. çok farklı bir vokal tarzı var fakat adamın müziğinden çok stili ilgimi çekiyor. bildiğin göbekli, garip bir saç tıraşı olan, ünlü olmasına şaşıracağın bir görüntüsü var fakat adam o kadar üzerine oturtuyor ki o sonradan görme, çirkinlik karizmasını insan şaşırıyor.

çizginin dışında olan iyidir. insanlar sizin standartlarınıza uymuyor diye ölmelerini beklemekten vazgeçin.