çocukluktan beri dinle iştigal olmamış olmak
başlık "dostlarımızla geleceğiz" tarafından 11.12.2023 12:52 tarihinde açılmıştır.
1.
üst edit: o tehlikeye* çok yakından maruz kalmamış ve temas etmemiş olmaktır.
dünyaya gözünü açtığın andan taa şu yaşına varıncaya kadar din ile alakalı bir zorlamaya maruz kalmamak ve böylesine rahat bir ortamda dine ilgi duymamak ve dinle uğraşmamış olmaktır.
annem de babam da müslüman. kendimi bildim bileli ramazanlarda oruç tutarlar. babam ramazanda veya istisna da olsa bir kaç yılda bir denk gelirse camiye namaz kılmaya gider. annem de ara sıra namaz kılar işte. fakat çocukluktan beri hiçbir şekilde zorla bir şey yaptırmamışlardır bana.. öyle çok tahsilli, kültürlü bir ailenin üyesi olmasam da bu özgürlük ortamı benim ailemde vardı... iyi ki de vardı aksi halde her iki tarafın da mutlu olması imkansız olurdu..
çocukken bana, oğlum bak çok sevabı var herkes tutuyor sende oruç tut. derlerdi en fazla.
ben de herhalde sevabı var tutayım bari derdim...
tabii iftara hep yarım saat, 10 dakika kala, özellikle de yemek kokuları yükseldikçe ezanın okunmasını beklemeden orucumu kayıtsız ve şartsız bozardım... umurumda da olmazdı. bu yüzden annem ve yaptıklarımı duyan herkes dehşete düşerdi.. oruç bozduysak bozduk lan ne olmuş? birine zarar mı verdik nedir? diyerek gönül rahatlığıyla köşeme çekilirdim. düşününüz 9-10 yaşında bir çocuk olarak bunları yapabiliyordum. en sonunda benim oruçsuzluğumun oruç tutmamdan daha hayırlı olacağına kanaat getirilip bu konuda da beni özgür bıraktılar..
dinlerden kesin kopuşum ve hiçbir şey okumadan muhammed'i, peygamberlik makamını reddetmem ve vahyin mahiyetini insanın kendi aklının ve duygularının ürünü olarak açıklayışım sanırım ortaokulun birinci sınıfı veya ilkokulun 5. sınıfına denk geliyor olsa gerek.
sadece o güne kadar okullarda veya bir takım ortamlarda bize anlatılan dine, insanların inançlarını yaşayışlarına bakarak, gözleme ve akla dayalı yorum yaparak hakikatin apaçık ortada olan, görünen yüzüne bakarak fikir yürüten muhammed ve muhammed gibileri reddeden çok çocuk olduğunu düşünmüyorum...
birinin tanrıdan insanlığa mesajlar getirmesi, bir insan evladının peygamber olabilmesi aklıma bir türlü yatmıyordu.
bir kaç kere zorla okuldaki din öğretmeni yüzünden cumaya götürülmüştük. manevi yönden duyduğum huzursuzluğu kimseye tarif edemem. o zamandan beri sanırım camiye gitmem.
sonuçta bugün bile diyorum ki dinlerle zaman kaybetmemek, dinsizlik, birine ya da bir şeylere ibadet borcunun olmayışı, kendini günahkar, suçlu kul, köle gibi hissetmemek çok güzel ve doğru olan bir şey...
insanların inançlarını, davranışlarını belirleyen psikolojiyi herhalde çocukluktan beri iyi analiz ediyorum...
insanlar günahlarına bir kefaret olarak bir takım yollar benimsemişler... günahlarını affettirmek, bağışlanmak, arınmak, hafiflemek motivasyonuyla hareket ediyorlar.. bizdeki ile onlardaki temel farkı bu yaratıyor...
eğer benim alnım bir gün olsun gönülden secdeye varmamışsa bu benim günahkar olmayışım ya da kendimi günahkar hissetmeyişim yüzündendir. ve zayıflığımı, acizliğimi kendimden güçlü bildiğim bir varlığın huzurunda deklare ederek bu yolla huzura kavuşmaya çalışmayışım yüzündendir.
saygılar.
dünyaya gözünü açtığın andan taa şu yaşına varıncaya kadar din ile alakalı bir zorlamaya maruz kalmamak ve böylesine rahat bir ortamda dine ilgi duymamak ve dinle uğraşmamış olmaktır.
annem de babam da müslüman. kendimi bildim bileli ramazanlarda oruç tutarlar. babam ramazanda veya istisna da olsa bir kaç yılda bir denk gelirse camiye namaz kılmaya gider. annem de ara sıra namaz kılar işte. fakat çocukluktan beri hiçbir şekilde zorla bir şey yaptırmamışlardır bana.. öyle çok tahsilli, kültürlü bir ailenin üyesi olmasam da bu özgürlük ortamı benim ailemde vardı... iyi ki de vardı aksi halde her iki tarafın da mutlu olması imkansız olurdu..
çocukken bana, oğlum bak çok sevabı var herkes tutuyor sende oruç tut. derlerdi en fazla.
ben de herhalde sevabı var tutayım bari derdim...
tabii iftara hep yarım saat, 10 dakika kala, özellikle de yemek kokuları yükseldikçe ezanın okunmasını beklemeden orucumu kayıtsız ve şartsız bozardım... umurumda da olmazdı. bu yüzden annem ve yaptıklarımı duyan herkes dehşete düşerdi.. oruç bozduysak bozduk lan ne olmuş? birine zarar mı verdik nedir? diyerek gönül rahatlığıyla köşeme çekilirdim. düşününüz 9-10 yaşında bir çocuk olarak bunları yapabiliyordum. en sonunda benim oruçsuzluğumun oruç tutmamdan daha hayırlı olacağına kanaat getirilip bu konuda da beni özgür bıraktılar..
dinlerden kesin kopuşum ve hiçbir şey okumadan muhammed'i, peygamberlik makamını reddetmem ve vahyin mahiyetini insanın kendi aklının ve duygularının ürünü olarak açıklayışım sanırım ortaokulun birinci sınıfı veya ilkokulun 5. sınıfına denk geliyor olsa gerek.
sadece o güne kadar okullarda veya bir takım ortamlarda bize anlatılan dine, insanların inançlarını yaşayışlarına bakarak, gözleme ve akla dayalı yorum yaparak hakikatin apaçık ortada olan, görünen yüzüne bakarak fikir yürüten muhammed ve muhammed gibileri reddeden çok çocuk olduğunu düşünmüyorum...
birinin tanrıdan insanlığa mesajlar getirmesi, bir insan evladının peygamber olabilmesi aklıma bir türlü yatmıyordu.
bir kaç kere zorla okuldaki din öğretmeni yüzünden cumaya götürülmüştük. manevi yönden duyduğum huzursuzluğu kimseye tarif edemem. o zamandan beri sanırım camiye gitmem.
sonuçta bugün bile diyorum ki dinlerle zaman kaybetmemek, dinsizlik, birine ya da bir şeylere ibadet borcunun olmayışı, kendini günahkar, suçlu kul, köle gibi hissetmemek çok güzel ve doğru olan bir şey...
insanların inançlarını, davranışlarını belirleyen psikolojiyi herhalde çocukluktan beri iyi analiz ediyorum...
insanlar günahlarına bir kefaret olarak bir takım yollar benimsemişler... günahlarını affettirmek, bağışlanmak, arınmak, hafiflemek motivasyonuyla hareket ediyorlar.. bizdeki ile onlardaki temel farkı bu yaratıyor...
eğer benim alnım bir gün olsun gönülden secdeye varmamışsa bu benim günahkar olmayışım ya da kendimi günahkar hissetmeyişim yüzündendir. ve zayıflığımı, acizliğimi kendimden güçlü bildiğim bir varlığın huzurunda deklare ederek bu yolla huzura kavuşmaya çalışmayışım yüzündendir.
saygılar.
devamını gör...