sırtımı kapının çerçevesine dayayıp kaşımak.
devamını gör...
sürekli saçıma düğüm atmam.
devamını gör...
sigara.o incir ağacının altında babasından çaldığı marlborayı uzattığında hayır demeliydim.
devamını gör...
zifiri karanlıkta uyumamak. loş bir gece lambasına ya da ışığa ihtiyaç duymak. çok sağlıksız. insan bedeni karanlıkta dinlenmeli.
sabah 9da istediğim çizgi filmi izlemek için uyanıyordum hala izleyecek bir şeyler buluyorsam o saatte uyanma alışkanlığım devam ediyor hafta sonu da olsa. uyku bölücü.
çocukken de sabah acıkır evdekilerin uyanmasını beklerdim ve asla açım demezdim. beklerdim sadece. televizyonu bile sessizde izlerdim.*29 yaşında bir kadın oldum hala kahvaltı hazırlamıyorum bekliyorum, acıkınca kalkıp yemiyorum. sanki hala kahvaltı hazırlayamayan bir çocuk gibi kendimi aç bırakıyorum.
bakkaldan dönüş yolunda kendimi ödüllendirip mini bir abur cubur alır yolda yerdim. şimdi hala yolluk bir şey alıp 2 dakikalık yolda dahi tıkınıyorum. eve gelmeden bitirmeye zorluyorum. bazen bitsin diye yolu uzatıyorum. al evde ye yani. yok. evde abur cubur tüketmek hala keyifli değil.
devamını gör...
ağlıyorum. ağlamak evveliyatımda var. hiçbir şeyi az alamıyorum. abim evlenecekmiş, ben onun yokluğuna kolay kolay alışamam. bir tane de çitos ona alırdım, mahcup olmasın diye, çocukken ben.

nasıl evlenecek, odası boş kalacak. ben hep abimi sorarım, geldi mi diye?

canım çok sıkılıyor. ben nasıl oynarım?
ders alırım. abimi asla üzemem...
devamını gör...
duygulari eziklik olarak gorme.
devamını gör...
dünyanın iyi bir yer olabileceği düşüncesidir.
bu düşüncenin varlığından âla kötü bir alışkanlık yoktur bana göre.
devamını gör...
alışkanlık demeyelim de iz diyelim, en azından kendim için. çocukken sürekli zorbalığa uğrayıp alay konusu olduğum için kendi yaşıtlarım, benden büyük kimseler arkamdan hep gülerlerdi. böyle kıs kıs da değil bağıra çağıra gülerlerdi. hiçbir şey demeden hızlı hızlı yürüyüp ortamdan uzaklaşırdım. bu benim rutinim olmuştu artık. birileri mi gülüyor amaan gülsünler napim yani deyip bir zaman sonra o gülüşmeleri duymaz oldum. yani en azından öyle zannediyordum.
etrafımda birden fazla kişi olsun ve bir kaç dakikadan fazla gülsünler zihnimde şu uyanıyor "acaba bana mı gülüyorlar?" bu merak zaman içinde beni gülen insanlara sinir olmamı sağlamış. bunu da bir kaç sene önce kendimi sorgularken fark ettim.
yahu gülen insanlarda ne var insanlar kendi aralarında bi şeye gülüyorlar seninle ne alakası var sen neden böyle içten içe kızıyorsun veya geriliyorsun derken düşüne düşüne sebebinin bu dalga geçme konusu olduğunu hatırladım. kulağımı tıkayıp yanlarından geçer giderdim ama içimde kalan duygular hiç de öyle geçip gitmiyormuş ne kadar ilginç.
çocukken yaşadığımız durumlar yetişkin olunca da peşimizi bırakmıyormuş eğer biz farkındalığımızı arttırmazsak.
yakın zamanda 22 olacağım bu konuyla ilgili kendimi eğitmeye çalışıyorum.
hala gülen insanların yanındayken kendimi huzursuz, gergin, öfkeli hissettiğim oluyor ama kendimi o an telkin etmeye çalışıyorum "sakin ol seninle ilgili değil sana gülmüyorlar."

şimdilerde düşünüyorum da birine gülmek o zaman da bu zaman da bana hiç komik gelmiyor. çocukken de anlam veremezsin bu dalga geçme işine.
ufacıkken anlam veremediğim işleri koca koca yetişkin insanlardan görünce afallıyordum.
siz siz olun küçük bir çocuğa gülecek kadar aptal, çocuklarınızı zorba yetiştirecek kadar merhametsiz olmayın.
devamını gör...
dışlanma korkusu, travmadir
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çocukluktan kalma kötü alışkanlıklar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim