coğrafya kader midir sorunsalı

kaderdir,kederdir. icinde hapsolduğumuz hapishanedir. alıştığımız alışmak zorunda bırakmadığımız zamanla sahiplendiğimiz alandır.

insanın kaderi elindedir. o yüzden kader değildir.

coğrafya bazı imkanları kısıtlayabilir ama elimizdekilerden en iyi şekilde yararlanmak bizim elimizde. kendimizi bilim, sanat, siyaset, ekonomi kısacası her alanda geliştirerek coğrafyanın kısıtlamalarını genişletebilir hatta yok bile edebiliriz.

gerçekten bu konuda farklı düşünen var mı? insan yaşadığı, dünyaya geldiği coğrafyanın esiri değil midir? aile hayatımız, cinsellik, eğitim, ekonomi, çocuk bakımı vb. her türlü hayatsal etkeni coğrafya belirlemiyor mu? düşün şuan ortadoğu türkiyesi değil de kuzey avrupadasın ne kadar mutlu idin değil mi?

coğrafya kader midir sorusuna şöyle cevap veriyorum;

tabii ki de kaderdir. şu an yaşadığımız yer üç tarafı sularla kaplı iklimi iyi olan ekonomik düzeyi ise orta seviyede olan bir yerdir ve burada az da olsa iyi bir şekilde yaşayan insanlar var. fakat afrika'da doğduğumuzu düşünelim. doğduğun andan itibaren hayatın boyunca muhtemel olarak zorluklarla karşılaşacak ve onları yaşamak zorunda kalacaksın. yemek bulamayacak çoğu zaman aç kalacaksın. iklim olarak da sıcak olan bir yer yaşanılası zor bir yer. eğer orada doğmuş olsaydım şu an aç veya susuz olurdum ya da üzerimde giyilebilecek bir kıyafet zor bulurdum. ve tabii ki de yaşama tutunmaya çalışırdım. fakat amerika ve rusya gibi ekonomik seviyesi yüksek yaşanılası daha kolay bir yer orada dilencilik yapsan bile buradaki doktorların maaşlarını çıkarabileceğin bir yer. gayet rahat yaşarsın. veya günümüzde filistin'den bahsedelim yıllardır dinlerini yaşatmak için savaşıyorlar. evet çoğu kişi ölüyor yaralanıyor acı çekiyor...

buna daha çok örnek verilebilir örneklerimiz türetebiliriz

şimdi coğrafya kader değil midir?
evet kaderdir, coğrafya kaderdir...

çoğu kişinin zorluklar içerisinde yaşadığı kaderdir...

evet maalesef kaderdir. ama iyi ki türkiyede doğmuşum.
dünyanın en refah hayatına sahip kimselerden biri olan gavur bir amerikan olma teklifi gelsin kabul etmem. umurumda değil.
çok şükür müslümanım. iyi ki türkiyede doğmuşum. ama şu sıralar ekonomi vallahi baya kötü. tüm dünyada dolar değer kaybederken türkiyede değer kazanıyor. yine de ben işe dini açıdan bakıyorum. çok şükür her akşam yemeğinde domuz eti zıkkımlanan birer amerikan gavuru değilim.

hem kaderdir hem değildir sonuçta şöyle bir durum var yaşadığınız yerin özelliklerine sahip olursunuz zamanla oraya bürünür ait olursunuz ve o sizin kaderiniz olur ama bazıları bunu anlar ve akan suyu tersine döndürür.

değildir.
herkes inandığı kadar var. inandığı kadarına müdahale edebilir, inandığı kadarına gücü yeter.

parası olan için değildir.

bizim gibi coğrafyada yaşayan ve belli bir parası olmayan insanların %90'ı istediği hayatı maalesef gerçekleştiremeden/yaşamadan göçüp gidecek. anca %10'u istediği seviyeye/başarıya ulaşır.

polyannacılık oynamaya gerek yok.

rahme düştüğünüz boylam kaderinizdir.

kederdir keder.

"coğrafya kader midir?" diye sormak 'absürt' kelimesinin tanımını yaparken verilecek en güzel örneklerden biridir. çünkü; coğrafya kaderdir.

sanayi devriminden önce evet, sonrasında hayır. bugünü dün belirlediği için zihinsel evrimde geri kalmış toplumlarda hala evet.

zaman kaderdir.

2022 türkiye'sinde istanbul'da yaşamak var, bir de 1890'istanbul'unda yetmedi mi? 1453 konstantinopolis'inde o da mı olmadı? 1452 konstantiniyye'si... gider böyle ağalar. yaşadığınız yeri sevin, sevemiyorsanız da gitmeye çabalayın. gidemiyorsanız yeeaaaaa ben gidemiooom ehü ehü diye ağlamayın. gitmek isteyen gidiyor çünkü.

evet. coğrafya senin dininden siyasi görüşüne kadar her şeyini belirler.

kadir mi kader mi bilmem ama norveç'te doğan insanla kendini kıyasla cevabı bulursun. hayırlı forumlar.

alakası yoktur.
insanın bir haltı beceremediği, tamamiyle s*çışa geçtiği anlarda sığındığı kalıptır.

kader, ilahi yazgıdır. dolayısıyla evet, coğrafya kaderdir diyebiliriz. ama kader çok daha derin bi mevzu. bence.

değildir.

ibn haldun'un sarfettiği düşünülen bu söz, iktidar gücün eleştirilmemesi gerektiği ile ilgili bir fetvadır sadece.

emevi sultanları, yaptıkları zulme kılıf bulmak ve sorgulanmamak için; allah' ın halifesi teorisini ortaya koydu. bu teoriye göre; yönetici kesimin başa geçmesi, nasıl ki allah'ın takdiri ise; ezilen, hor görülen, aşağılanan, hakkı gasp edilen kesimin uğradığı zulümler de allah'ın takdiri idi. "insan sadece rüzgarda savrulan yapraklar gibidir!" diyorlar idi.

bu durumun en bariz örneği yezidin, hz. hüseyin'i (as) şehid ettikten sonra söylediği şu sözdür;

"allah intikam alıcıların en hayırlısıdır. allah hüseyin den intikamımızı aldı!"

dikkat edilirse yezid; "hüseyin' i katlettik" demiyordu, aksine; "allah intikamımızı aldı! diyordu.

dolayısıyla bu söz; haklı popülariteye sahip, haksız çıkarımların kılıfıdır!

basbayağı kader uzatmaya gerek yok.