corona virüsünün şekillendireceği yeni dünya düzeni
başlık "bir bilen" tarafından 21.11.2020 15:50 tarihinde açılmıştır.
1.
sağcı ve solcunun salağına tahammül edemiyorum.
"ya hayır konuşun ya susun" diyen bir peygamberin ümmeti ne hikmetse, allah c.c yerine sürekli bir şeyleri koyar oldu! doğal afetler için haarp, kimyasal olaylar için amerika, ticari işler için ise amerika, çin ve israil derler.
yeni dünya düzeni falan deyip felaket senaryoları oluştururlar ama buna karşı çıkmak, karşı durmak icin bir adım atılmaz! işte sorun, problem yeni dünya düzeninin gelmesini istemiyorsanız oturun çözüm bulun bir aşı geliştirin siz yapamıyorsanız çocuğunuzun yapması icin zemin hazırlayın, "haarp'ın yarattığı depremlere" karşı bir cihaz geliştirin ama sadece dış güçler yeni dünya düzeni kurmak istiyor diye ortalıģi velveleye verip insanların modunu düşürmeyin.
hea bide 14 kuralı unutmayın
"ya hayır konuşun ya susun" diyen bir peygamberin ümmeti ne hikmetse, allah c.c yerine sürekli bir şeyleri koyar oldu! doğal afetler için haarp, kimyasal olaylar için amerika, ticari işler için ise amerika, çin ve israil derler.
yeni dünya düzeni falan deyip felaket senaryoları oluştururlar ama buna karşı çıkmak, karşı durmak icin bir adım atılmaz! işte sorun, problem yeni dünya düzeninin gelmesini istemiyorsanız oturun çözüm bulun bir aşı geliştirin siz yapamıyorsanız çocuğunuzun yapması icin zemin hazırlayın, "haarp'ın yarattığı depremlere" karşı bir cihaz geliştirin ama sadece dış güçler yeni dünya düzeni kurmak istiyor diye ortalıģi velveleye verip insanların modunu düşürmeyin.
hea bide 14 kuralı unutmayın
devamını gör...
2.
virüs yayılmadan önce, birçoğumuz maslow’un ihtiyaçlar piramidinin ortalarında mücadele veriyorduk. fizyolojik, güvenlik ve sosyal ihtiyaçları nispeten karşılanmış bazı değer verilme/saygınlık ihtiyacımızı ve kendimizi geliştirme ihtiyacımızı ön plana alıyor, bir yandan ne kadar akıllı, zeki, duyarlı, çalışkan olduğumuzu kendimize ve çevremize ispatlamaya çalışırken, diğer yandan da vücudumuzu ve beynimizi geliştirmenin yollarını arıyorduk.
virüs bir anda gelip hepimizi ilk basamağın dibine geriletti. hepimiz sadece güvenlik ve fizyolojik ihtiyaçlarımıza odaklandık. bu noktaya hiç de alışık değiliz haliyle de kafamız karıştı. bir otorite aradık. sırf bilgi veriyor diye durup dururken bakanı falan övmeye başladık. adam da şaşırdı haliyle.
fakat bir nokta var ki benim aklımı çok kurcalıyor. virüsün ünlülere, zenginlere, başarılı insanlara; yani daha üst sınıflardaki insanlara da bulaşması bir ‘’eşitlik’’ havası yarattı. bir gazeteci de bu durumu şöyle yazdı. ‘’pandemi ortaya çıkıp bir de can almaya başladığında siyasetin de, hırslarımızın da, paranın da, şöhretin de ne kadar anlamsız olduğu görülüyor.’’ bence durum bunun tam tersi.
öncelikle siyasetin en anlamlı olduğu noktadayız. karar alıcıların merhametine ve basiretine kaldık. bir cümleleriyle karantina kararı alınacak, bir cümleleriyle insanlar işlerine devam etmek zorunda kalacak, bir cümleleriyle sosyal haklarımız korunacak veya darbe alacak.
siyasi sebeplerden ötürü fakültelerimiz evrim karşıtı profesörlerle doldu, oysa bugün evrimin ispatı olan bir virüsle savaşıyoruz. keşke siyasi mücadelemiz konusunda daha hırslı olsaydık da, virüsü böylesine anti bilimsel bir ortamda karşılamasaydık.
paranın da en önemli olduğu noktadayız. zenginler dükkanlarını kapatıp kendilerini bodrum’a attılar bile. bugün sahada hangi zengin vatandaş mücadele ediyor? kargolarımızı zenginler mi getiriyor? her gün binlerce insanla temas haline olmak zorunda kalan market kasiyerleri zengin mi? paraları olsa bu işi yapmaya devam ederler miydi?
büyük tehdit altındaki hastane, adliye, eczane, emniyet personelleri zenginlerden mi oluşuyor? açıklanan önlem paketlerinin %90’ı bile zenginlerin durumunu korumakla ilgiliydi.
şöhret de daha önemli olamazdı sanırım. şöhretli sporcular, şarkıcılar, politikacılar vücutlarında herhangi bir hastalık göstergesi olmadığı halde yüzlerce kez test edildiler bile. oysa hastalık emareleri gösteren yüz binlerce insan test edilmeyi bekliyor.
virüs adil olabilir ama toplumumuz değil.
ikisini karıştırmamamız gerekir.
virüs bir anda gelip hepimizi ilk basamağın dibine geriletti. hepimiz sadece güvenlik ve fizyolojik ihtiyaçlarımıza odaklandık. bu noktaya hiç de alışık değiliz haliyle de kafamız karıştı. bir otorite aradık. sırf bilgi veriyor diye durup dururken bakanı falan övmeye başladık. adam da şaşırdı haliyle.
fakat bir nokta var ki benim aklımı çok kurcalıyor. virüsün ünlülere, zenginlere, başarılı insanlara; yani daha üst sınıflardaki insanlara da bulaşması bir ‘’eşitlik’’ havası yarattı. bir gazeteci de bu durumu şöyle yazdı. ‘’pandemi ortaya çıkıp bir de can almaya başladığında siyasetin de, hırslarımızın da, paranın da, şöhretin de ne kadar anlamsız olduğu görülüyor.’’ bence durum bunun tam tersi.
öncelikle siyasetin en anlamlı olduğu noktadayız. karar alıcıların merhametine ve basiretine kaldık. bir cümleleriyle karantina kararı alınacak, bir cümleleriyle insanlar işlerine devam etmek zorunda kalacak, bir cümleleriyle sosyal haklarımız korunacak veya darbe alacak.
siyasi sebeplerden ötürü fakültelerimiz evrim karşıtı profesörlerle doldu, oysa bugün evrimin ispatı olan bir virüsle savaşıyoruz. keşke siyasi mücadelemiz konusunda daha hırslı olsaydık da, virüsü böylesine anti bilimsel bir ortamda karşılamasaydık.
paranın da en önemli olduğu noktadayız. zenginler dükkanlarını kapatıp kendilerini bodrum’a attılar bile. bugün sahada hangi zengin vatandaş mücadele ediyor? kargolarımızı zenginler mi getiriyor? her gün binlerce insanla temas haline olmak zorunda kalan market kasiyerleri zengin mi? paraları olsa bu işi yapmaya devam ederler miydi?
büyük tehdit altındaki hastane, adliye, eczane, emniyet personelleri zenginlerden mi oluşuyor? açıklanan önlem paketlerinin %90’ı bile zenginlerin durumunu korumakla ilgiliydi.
şöhret de daha önemli olamazdı sanırım. şöhretli sporcular, şarkıcılar, politikacılar vücutlarında herhangi bir hastalık göstergesi olmadığı halde yüzlerce kez test edildiler bile. oysa hastalık emareleri gösteren yüz binlerce insan test edilmeyi bekliyor.
virüs adil olabilir ama toplumumuz değil.
ikisini karıştırmamamız gerekir.
devamını gör...
3.
bir avuç azınlığın online çalışması dışında bir şeklini görmedik.
devamını gör...