#ödüllü filmler
drama / kült-efsane / savaş
7.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

lothar günther buchheim'ın 1973 yılında yazmış olduğu aynı isimli kitaptan uyarlanan muhteşem bir alman filmi. zamanında u-571, greyhound gibi tamamen propaganda amacı güden vasat filmler ile bir tutulmuş olsa da -harvey keitel beni bağışlasın- bu filmin yeri johnny got his gun, the thin red line, a bridge too far gibi savaş filmlerinin yanıdır. petersen öyle bir atmosfer yaratır ki gerek kamera açıları gerek kullanılan müzikler tamamen o 283 dakikayı mürettebat ile beraber bizzat u-96'nın içinde geçiriyormuş gibi hissettirir izleyiciye. film ile alakalı tek kafama takılan şey bir kaç ingiliz destroyerini patlattıkları sahnenin tam tarihi bilememek çünkü hafızam beni yanıltmıyor ise laconia faciası aşağı yukarı 1942 yılının eylül ayında gerçekleşmekte ve bundan çok kısa bir süre sonra da zaten karl doenitz laconia order ile keskin bir çıkış yapmıştı. kaptan ve mürettebat yanarak denize atlayan ingiliz askerlerini gördüğünde onları kurtarmaya vakti olduğu halde kendi birliklerinin onları kurtarmadan gitmesi karşısında dehşete düşmüştü ve üzüldüler de ama yardım etmeden gitmelerinin sebebi onlarla paylaşabilecek yeterli yiyecek stokları ve yaşam alanları olmadığı için miydi yoksa olaylar gerçekleşirken çoktan laconia emri verilmiş miydi? kitapta da özellikle tam bir tarih belirtilmiyor genel itibari ile. cevap kesin olmasa bile o sahne filmin en güzel sahnelerinden biridir bu arada. eugène ıonesco şöyle buyurur:

"ideologies separate us. dreams and anguish bring us together."

bu sahnede de aslında bu cümlenin ete kemiğe bürünmüş halidir. işin özü; savaş filmlerinde, özellikle 2. dünya savaşı temalı savaş filmlerinde çoğu zaman bütün alman askerleri korkunç canavarlar olarak lanse edilirken savaşın diğer tarafı her zaman bir kahramanmış gibi pazarlanır. oysa das boot bir savaşın kahramanı olmadığını, anlatılan pek çok kahramanlık öyküsünün yalnızca fazladan cilalanmış, en kötü kısımları kesilmiş ve abartılmış saçmalıklardan ibaret olduğunu beyaz perdeye en güzel aktarmış filmdir. biz bu filmde kahramanlıklar izlemeyiz, savaşın çılgınlığı karşısında etten kemikten yapıldığının bilincinde korkmuş insanları izleriz. bir çoğu çocuktur daha, hatta bazıları o cilalanmış kahramanlık öyküleri ile büyülenmiştir de ama fotoğraflarda yaşları belli olmasın diye sakallarının uzamasını bekleyen bir grup çocuklardır sadece. bu nazi karşıtı bir film değil direkt savaş karşıtı bir filmdir ve bunun en güzel kanıtı da hiç istemediği bir savaşın ortasında, tamamen harcanabilir piyonlar olduğunun bilincinde herkesi hayatta tutmak için elinden geleni yapmaya çalışan kaptan karakteridir. eine reise ans ende des verstandes!
devamını gör...
almanlar tarafından çekilen ikinci dünya savaşı temalı müthiş bir filmdir. filmin büyük bir bölümü bir denizaltı içinde geçer. evet, bu açıdan klostrofobik bir ruh hali yaratır.

mürettebatın yaşadığı psikolojik travmaları gerçekten hissedersiniz. film boyunca basıncın ne demek olduğunu, herhangi bir vidanın çıkarttığı sesten bile tahmin edebilirsiniz. yaşattığı gerilimli ve psikolojik ruh hali nedeniyle de eşi benzeri olmayan bir filmdir.

ayrıca, film boyunca hiçbir nazi propagandası görmezsiniz. bu açıdan da alman askerlerinin tamamının güce bağlı olmadığını anlatır.
devamını gör...
şimdiye kadar yapılmış en iyi denizaltı filmi olarak tarihe geçmiştir. normal süresi 3 saat civarındadır fakat director's cut versiyonu 3 buçuk saat civarında sürmektedir. film u96 aldı u-boot ve mürettebatı etrafında geçiyor, 1978-1981 yılları arasında çekilmiş ve 25 milyon mark'a mal olmuştur. film o kadar yankı bulmuştur ki tam 6 tane oscar kazanmıştır.

filmin başında şöyle bir açıklaması vardır ; hitler sent out 40.000 men aboard german u-boats during world war 2. less than 10.000 returned. bu da durumun vahametini göz önüne sermektedir. daha fazla spoiler yapmadan sadece izleyin demek istiyorum.
devamını gör...
afişine aldanıp film seçenlerden biri olarak, aynı gün izleyeceklerime ekleyip yine aynı gün izlediğim film, demek isterdim. ancak film o kadar uzun ki* aynı gün içinde bitmedi.

ikinci dünya savaşı, kült filmlerinden. 1981* yapımı. u-96 ya da u-boot adıyla da anılan film dilimize, mukaddes vazife adıyla çevrilmiş. yönetmeni wolfgang petersen olan film, the boat (kitap) adındaki bir romandan uyarlanmış. filmin, esasında bir roman olduğunu, her karesinden anlamak mümkün. ancak kitabı da okuma kararı aldım ve listeme ekledim. ancak orijinalini bulmam lazım.

ilk 40 dakikasını, hem altyazılı halinden hem de türkçe dublajlı olarak izledim. orijinalini daha çok beğendim almanca biliyorsanız ya da altyazı okumayı seviyorsanız bence illa ki türkçe dublajını tercih etmenize gerek yok çünkü türkçe hali, daha yumuşak elbette almanca'nın sert ve duygusuz bi dil gibi gelmesinden kaynaklı olarak, filmdeki duyguyu daha kolay veriyor. .

hemen belirtelim uzun süre ekran başında duramayanları sıkabilir çünkü filmin, kendi atmosferi de biraz basık, ikinci dünya savaşı havasında, o açıdan filmin, üç buçuk saat gibi bir süreyi kapsadığı dikkate alınmalı.

filmle ilgili dikkat edilecek hususlardan bir diğeri de denizaltında geçiyor olması. ancak talassofobi ya da aquafobisi olanlardan önce kapalı alan fobisi olanların izlemesi için pek uygun değil. ama ben dayanırım diyorsanız bir süre katlanacaksınız. zira biraz zorluyor. çünkü gemi alanı, çok dar.

onun dışında film gerçekliğe yakın. oyuncular başarılı. hatta 1981 yapımı olmasına rağmen oyuncular da sahneler de günümüze çok yakın geliyor. 2000'lerde çekildi denseydi, inanırdım. aradaki 40 küsur yıllık zaman dilimi, nasıl olur da filmde, herhangi bir kayba sebep olmamış hayret doğrusu. bu da yönetmenin ve yapımcılarının * ne kadar ince çalıştığını gösteriyor.
keza kast konusunda da oldukça başarılılar. çünkü tam olarak kişiye göre rol biçilmiş.

mesela zaten acemi askerleri anlatıyor ancak aralarında, diğerlerinden daha kibar kalan teğmenin, yemekte kullandığı çatal bıçak, görgü kurallarına uyuşu... keza evli olup eşini aramak için askeri karar gereği saat 22.00'ı bekleyen komutanın tavırları... sevgilisine mektup yazan asker. daha bir sürü örnek gösterilebilir.

bunlar gerçekten oturulup tek tek düşünülmüş. iyi de yapılmış. film aceleye gelmemiş. bu havası da, tarihi bir anı ve olayı anlattığı için aslında gereklilik fakat ne yazık ki bazen filmler aceleye geliyor. bu da izleyiciye yansıyor. bu filmde öyle bir durum söz konusu olmamış.
devamını gör...
tartışmasız en güzel ikinci dünya savaşı filmidir. klostrofobisi olanlar izlerken çok zorlanırlar. adamlar o yıllarda öyle bir film yapmış ki, izlerken yok artık diyorsun. filmin sonunda ise anlayana şu mesajı veriyor onu da spoiler içinde ekleyeyim.


savaşın kazananı yoktur
devamını gör...
acayip süper film. savaş filmi olarak da top noktada denizaltı atmosferini de hayvan gibi güzel vermişler. extended director's cut versiyonu mutlaka ama mutlaka izlenmeli. bundan daha iyi bir savaş filmi görmedim bu dünyada. geldiğim gezegende de görmemiş olabilitem var. hee hee.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"das boot" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim