delisin (film)

bir ergin orbey filmidir.

filmin senaryosunu da ergin orbey yazmıştır ve ergin orbey yeşilçam sinemasının gizli kahramanlarından biridir. unutulmaz rollerin sahibi olsa da hak ettiği önemi asla göremediğini düşünürüm her zaman. bunun nedeni belki de sinemadan çok tiyatroya bağlı kalmasındandır. filmin başrollerinde türk sinemasının en delikanlısı tarık akan, hiçbir zaman çok sevemediğim ama tarık akan ile harika bir ikili olan necla nazır, türk sinemasının devleri adile naşit, hulusi kentmen, ali şen, ihsan yüce, ayşen gruda, nubar terziyan, talat özbak ve nevzat okçugil oynamıştır.

filmde keramet şemsiyede değildir. aslında belki de öyledir. bir taşra kasabasında birbirine girmiş olan bir ailenin arasında yavaş yavaş boy veren fotografik bir aşkın öyküsü delisin. liseli mahcup bir kız ile fotoğrafçı bir gencin imkansıza yakın aşkının öyküsü.

kasabada büyümeyen, şehir hayatının içinden bakıp taşrada ilim irfan görenlerin aslında ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğunun da bir göstergesidir bu film, basit bir yan okumayla. çünkü böyle küçük yerlerde maddi menfaat birçok şeyin önüne geçer. aşkın da ahlakın da inancın da.

başrolde tarık akan - necla nazır - nubar terziyan - ali şen- adile naşit - hulusi kentmen gibi oyuncuların yer aldığı 1975 yapımlı türk filmi;




senaryosu ergin orbey tarafından yazılan filmi yine aynı isim yönetmiştir.

bu filmi izleyeli birkaç gün oluyor.

zahireci yunus adında tonton bir adam ölmeden önce tüm mirasını oğluna bırakır.
oğlu ise ferit adında genç bir fotoğrafçı olan delikanlıdır.

ferit yakışıklı bir gençtir ve alev adındaki genç kıza karşı boş değildir.

bu sırada köy halkı ve tanıdıklar ölen adamın mirasının peşindedir, miras ise senet haline getirilmiş ve acaba bir şemsiyenin içine mi saklanmıştır? ^^

paraya tapan insanların arasında kalan ve bir yandan da aşık olan bir gencin hikayesidir anlatılan.

film hakkında kişisel fikrimi belirtmem gerekirse;

oyuncu kadrosu mükemmeldi ama dram filmi olmadığı için oyunculukların fazla yüreğe dokunan bir tarafı olduğunu çok da düşünmüyorum.

tarık akan ve necla nazır'ın birbirlerine çok yakıştığı bir filmdi.

insanların paraya ve pula hayatta pek çok şeyden daha önem verdiklerini anlatan bir film olduğu görülmektedir.

ne aşık olmak, ne birini sevmek, bütün bunların şemsiye içine gizlenmiş bir kağıt parçası kadar önemi yoktur bazıları için.

elbette önem vermeyen için de pul kadar değersizdir pek çok şey.

izlenmesi bir şey kaybettirmeyen bir filmdi.