orijinal adı: gift from the sea
yazar: anne morrow lindbergh
yayım yılı: 1955
modern yaşamın karmaşasından uzaklaşarak iç huzuru arayan bir kadının, deniz kıyısında geçirdiği inziva sırasında ulaştığı derin düşünceleri ve gözlemleri aktaran kitaptır.
yazar: anne morrow lindbergh
yayım yılı: 1955
modern yaşamın karmaşasından uzaklaşarak iç huzuru arayan bir kadının, deniz kıyısında geçirdiği inziva sırasında ulaştığı derin düşünceleri ve gözlemleri aktaran kitaptır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "rene" tarafından 29.03.2025 18:11 tarihinde açılmıştır.
1.
anne morrow lindbergh’in bir kadından diğer kadınlara tavsiyeler olarak yazılmış kitabı.
kitapçıda gezinirken görüp merak edip aldığım bir kitaptı bu. ruhsal arayışlarda olduğum bir dönemmiş belli ki ilgimi çekmiş bu kitap. aslında genel olarak beğendiğim ve çok önemli noktalara parmak bastığını düşündüğüm bir kitap ama zaman zaman da sıkmadı değil.
aslında kitap temelde kapitalizmin bize sunduğu, daha doğrusu dayattığı, mutluluk formülünü yerle bir ediyor. insanlar ne kadar azla yetinebileceğinin farkında değil diyor ve az ama öz yaşamanın insana huzur getireceğini savunuyor.
insan ilişkilerine dair de birçok konudan bahsediyor yazar. kendisi beş çocuklu bir anne ve günlük hayatı keşmekeş içinde. zaten bu yüzden adaya kapanıp kendine zaman ayırmak istiyor ve belki de sağlıklı bir psikolojinin temeli olan “insan önce kendi içinde huzur bulmalıdır” savını önümüze getiriyor. oksijen maskesi metaforu yani.
aslında kitabın eleştireceğim noktası da buradan türüyor. yazar yeni bir soluk getirmemiş bahsedilen konulara, artık hepimizin bildiği şeylerden bahsediyor ama tabii bunları da tekrar okumanın zararı yoktur bence.
kitapta hoşuma giden bir ayrıntı da her bölümün bir tür deniz kabuğu ile ilişkilendirilmiş olmasıydı. ay kabuğu, istiridye yatağı, çifte gün doğumu... hepsi hayatımızda bir yer eden olgular aslında.
keyifli vakit geçirtecek hafif bir kitap olarak önerebilirim.
kitapçıda gezinirken görüp merak edip aldığım bir kitaptı bu. ruhsal arayışlarda olduğum bir dönemmiş belli ki ilgimi çekmiş bu kitap. aslında genel olarak beğendiğim ve çok önemli noktalara parmak bastığını düşündüğüm bir kitap ama zaman zaman da sıkmadı değil.
aslında kitap temelde kapitalizmin bize sunduğu, daha doğrusu dayattığı, mutluluk formülünü yerle bir ediyor. insanlar ne kadar azla yetinebileceğinin farkında değil diyor ve az ama öz yaşamanın insana huzur getireceğini savunuyor.
insan ilişkilerine dair de birçok konudan bahsediyor yazar. kendisi beş çocuklu bir anne ve günlük hayatı keşmekeş içinde. zaten bu yüzden adaya kapanıp kendine zaman ayırmak istiyor ve belki de sağlıklı bir psikolojinin temeli olan “insan önce kendi içinde huzur bulmalıdır” savını önümüze getiriyor. oksijen maskesi metaforu yani.
aslında kitabın eleştireceğim noktası da buradan türüyor. yazar yeni bir soluk getirmemiş bahsedilen konulara, artık hepimizin bildiği şeylerden bahsediyor ama tabii bunları da tekrar okumanın zararı yoktur bence.
kitapta hoşuma giden bir ayrıntı da her bölümün bir tür deniz kabuğu ile ilişkilendirilmiş olmasıydı. ay kabuğu, istiridye yatağı, çifte gün doğumu... hepsi hayatımızda bir yer eden olgular aslında.
keyifli vakit geçirtecek hafif bir kitap olarak önerebilirim.
devamını gör...